Mesajı Okuyun
Old 15-07-2008, 11:45   #4
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Konuyla ilgili aşağıdaki içtihatların yararlı olacağını umuyorum.

Yargıtay
7. Ceza Dairesi
2004/377 E.N , 2006/6223 K.N.

İİK.nun 331.maddesine muhalefetten sanık, M….. hakkında yapılan duruşma sonunda: Beraatine dair İZMİR 4.Asliye Ceza Mahkemesi'nden verilen 17.10.2002 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müdahil vekili tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının bozma isteyen 6.10.2003 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü.

İcra İflas Kanununun 331.maddesi gereğince "Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu, alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki suretle, yahut gizleyerek muvazaa yolu ile başkasının uhdesine geçirerek, aleyhine aciz belgesi istihsal edildiği veya alacaklı alacağını istifa edemediğine ispat ettiği takdirde" ceza öngörüldüğünden sanık aleyhine aciz belgesi alınıp alınmadığı, alacağın tahsilinin başka mallarla mümkün olup olmadığı, İzmir 14.İcra Müdürlüğünün 1999/1826 sayılı dosyasının getirilip denetimine imkan verecek şekilde incelenerek sanığın hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması,

Yasaya aykırı, müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 3.5.2006 günü oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E:2006/1905
K:2006/4592
T:14.06.2006

2004 s. Yasa m. 331,349
Alacaklısını zarara uğratmak için mal varlığını azaltmak suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesi sonucunda, Sanığa isnat olunan suç 2004 sayılı İİK'nun 331. maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin 6. fıkrasında "bu suçlar alacaklının şikayeti üzerine takip olunur", yine anılan Kanun'un 349. maddesinde muhakeme usulüne yer verilmiş olup, buna göre şikayetin dilekce ile veya sifahi beyanla icra mahkemesine yapılacağı, ote yandan 1 Haziran 2005 tarihinde yürürluge gıren 5358 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle değişik 2004 sayılı İİK'nun 346. maddesinin son fıkrasına göre de "Bu bapta yer alan suçlarla ilgili davalara icra mahkemesinde bakılır" hükumleri karsısında sanığa yoneltilen suç hakkında iddianame ile dava acılmasının gerekmedigı, icra mahkemesine verilecek dilekçe ile yargılamaya başlanacağı hususu göz önüne alındığında tebliğnamedeki görüşe bu yönü ile iştirak edilmemiştir. Bu nedenle kısmen isteme aykırı olarak hükmün ONANMASINA 14.06.2006 günü oybirliği ile karar verildi.


T.C.
YARGITAY
7. Ceza Dairesi
E:2003/10046
K:2004/10172
T:27.09.2004

Alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla mevcudunu eksiltmek ve bu suça iştirak'ten sanıklar, N. ve arkadaşları haklarında yapılan duruşma sonunda; beraatlerine dair İZMİR 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nden verilen 08.07.2002 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, müdahil idare vekili tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bozma isteyen 22.05.2003 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : İcra İflas Kanunu'nun 331. maddesi geregince haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten onceki iki yıl içinde borçlu, alacaklısını zarara sokmak maksadıyla mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkunden cıkararak yahut gizleyerek muavaza yolu ile baskasının uhdesine gecırerek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi istihsal edildiği veya alacaklının alacağını istifa edemediğini ispat ettiği taktirde ceza öngorüldüğunden sanıkların davranışı nedeniyle aleyhine aciz belgesi alınıp alınmadığı, alacağını karşılayacak başka mallarının bulunup bulunmadığı veya alacağın tahsil edilip edilmediğinin araştırılması ve dava konusu uyuşmazlıkla ilgili oldugu anlasılan İzmır Asliye 2. Ticaret Mahkemesi'nin 2002/230 Esas sayılı dosyası da incelenerek muvazaa iddiasının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
SONUÇ : Yasaya aykırı, müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 27.09.2004 günü oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
7. Ceza Dairesi
E:2003/5550
K:2004/2707
T:26.02.2004

A1acaklısımı zarara sokmaktan sanık Önder hakkında yapılan duruşma sonunda: Hukümlülüğüne dair A Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 29.1.2001 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi, sanık Önder tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının dozma isteyen 12.3.2003 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği gorüşülüp düşünüldü:
KARAR : İ.İ.K. 352/a maddesine aykırı olarak sanıklar hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın para cezasına cevrilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıstır.
Sair temyiz itirazları yerinde degilse de;
Sanık Fatma savunmalarında mudahile olan borcunu taksitler halınde ödemekte olduğunu belirttiğine göre İ.İ.K. 331. maddesinde belirtildiği üzere sanığın davranışı nedeniyle aleyhine aciz belgesi alınıp alınmadığı başka mallarının olup olmadığı, müdahilin alacağını tahsil edip etmediği sanık faturanın bakiye borcu karşılayacak miktarda menkul ve gayrı menkulu bulunup bulunmadıgı arastırılarak, sonucuna gore sanığın hukuki durumunun tayin ve takriri gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi,
SONUÇ : Yasaya aykırı, sanık Önder'in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre hükmü temyiz etmeyen sanık Fatma Mert'e teşmiline 26.2.2004 günü oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
7. Ceza Dairesi
E:2003/4665
K:2004/2360
T:19.02.2004

İcre İFlas Kamununa muhalefetten sanıklar Nezir ve Arkadasları haklarında yapılan duruşma sonunda: Beraatlerine dair LÜLEBURGAZ Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 28.11.2001 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahil vekili tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının onama isteyen 12.3.2003 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği gorüşülüp düşünüldü:
KARAR : Sanıklar Nezir ve Nedim'in kayden Ümmüş olan anne adlarının sanık Muzaffer'in kayden Ahmed olan baba adının karar başlığında farklı yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.
1-Mudahil'in sanıklar aleyhine icra takibı olup olmadıgı arastırılıp varsa dosya icine getirdildikten sonra İİK'nun 331.maddesinde belirtildiği uzere sanıkların davranışı nedeni ile aleyhlerine aciz belgesi alınıp alınmadığı, alacak karşılığı mallarına haciz konulup konulmadığı, mallarının alacağı karşılayıp karşılamadığı, malları haczedilmişse haczedilenler dışında başka malları olup olmadıgı araştırılmadan eksik sorusturma ıle yazılı şekilde hüküm tesisi,
2-Sanıkların suçu hangi tarihte işlediklerinin tespit edilerek eylemlerinin 4616 sayılı kanun kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususun düşünülmemesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı, müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, 19.2.2004 günü oybirliğiyle karar verildi.