Mesajı Okuyun
Old 09-10-2013, 09:44   #23
Av. Çıldır

 
Varsayılan

Bu kadar ağır ve vahşi koşullarda, giderek mesleki kastlaşmanın kendini daha da hissettirdiği bir "piyasa"da tavsiye niteliğinde düzenlemeler yapmak ne işe yarar bilmiyorum.

Birçokları bunun iyiniyetli çabalar olduğunu ve daha başlangıç olduğunu söyleyecektir ama ben öyle düşünmüyorum.

- Değil bir yönergeyle İş Kanunu'yla korunan yıllık izin hakkını (diyelim 14 iş günü) tam olarak kullanabilen kaç meslektaş vardır sizce? Pratikte bir haftaya indirilmiş ve çoğu kez işveren avukatın belirlediği bir tarihte kullanılan bir yıllık izin prosedürü var bildiğiniz üzere.

- Hatrı sayılır bir çoğunluğumuzun "esnek çalışma saatleri"ne ayak uydurmak için sabahın erken saatlerinden akşam 20:00-21:00 saatlerine hatta daha geç saatlere kadar çalıştığı hususu ne olacak peki? Bunların etkin bir denetim ve yaptırımla denetlenmedikçe çözülmesi mümkün müdür?

- İcra ağırlıklı bürolarda tecrübeli bir yardımcı takip elemanıyla avukatın aşağı yukarı aynı ücretleri aldığını herhalde bilmeyen yoktur. Bunu da mı tavsiye niteliğinde kurallarla değiştireceğiz?

Bu saydıklarım sadece birkaç dakikada aklıma gelenler.Elbetteki artırılabilir.

Bize iyiniyet değil etkin bir uygulama gerekiyor. Baroların bütçelerine bakılırsa, bunu yapabilecek imkanlara sahip olduğu açıkça görülebilir.

Bu yüzden bu yönergeyi içerik itibariyle iyi ancak hiçbir denetim ve yaptırım içermediği için samimiyetsiz buluyorum. Gittikçe çoğalan ücretli/çalışan avukat topluluğunun tabir-i caizse gönlünü almaktan da başka bir işe yaramayacağını düşünüyorum.

Saygılar.