Mesajı Okuyun
Old 21-08-2009, 10:34   #11
Academic

 
Varsayılan

Alıntı:
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı: “Türkiye’de kimyasal kısırlaştırma uygulaması yapılabilir. Ama daha önemlisi pedofili hastalarındaki genetik yanı araştırmak. Böyle bir eyleme başvuruyor olmalarında, kendilerinin de başından geçen bir istismar kökeni var mı araştırılmalı. Çocuk istismarı vakalarında, istismarcı kişinin kendisi de aslında kurban olabiliyor. Bu noktada tıbbi desteğe de gereksinim duyulabilir. Kimyasal kısırlaştırma uygulaması İskandinav ülkelerinde de var. İnsan haklarına aykırı mı? Tabii ki bir insanın bedenine yönelik müdahaleye, vücut dokunulmazlığına yönelik bir eyleme girer. Ama aynı zamanda bu suçun bir daha işlenmesini engellemek ve diğer çocukları korumak gibi bir işlevi de vardır. Kimyasal kısırlaştırma uygulaması özellikle tıbbi etik alanında çalışan kişiler tarafından kapsamlı olarak araştırılmalı. İlk başta bir hak ihlali olarak değerlendirilse de, diğer yandan çocuklar ve toplum sağlığı açısından koruyucu bir tutum.”


Yukarıdaki görüşe aynen katılıyorum.

Alıntı:
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türk Ceza Hukuku Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Köksal Bayraktar: “Böyle bir ceza bence insan haklarına da ceza hukuku yaklaşımına da aykırıdır. Ceza hukukunun amacı, suçlu olan kişiyi iyileştirmek ve topluma duyarlı bir birey haline getirmektir. Bunun eğitimsel, kültürel, sosyal kısımları vardır. Rehabilitasyon denilen de bir kavram bulunmaktadır. Bu da insanı iyileştirme anlamına gelir. Yani, kimyasal kısırlaştırma, rehabilitasyona ve ceza hukukuna taban tabana zıttır. Adeta ilkel ceza hukuku dönemlerinin bir kalıntısıdır ve son derece yanlıştır.Bugünkü modern ülkelerin hiç birinde böyle bir ceza uygulaması yoktur. Çocuk tecavüzü konusunda yeni ceza hukukunda emniyet tedbirleri vardır. O tedbirler uygulanır. Eğitim verilmeli ki bu bireyler iyileşme gösterip bir daha bu davranışı sergilemesin. Çocuk tecavüzü suçlarında durum aynı zamanda psikolojiktir. Her suç kişiden çok toplumun hastalığıdır. Toplumdaki eksiklikler, yanlışlar ve kötülükler belirli kişilerde suç olarak ortaya çıkar. Kimyasal kısırlaştırma da tasfiye edici bir yaklaşımdır, iyileştirici değil.”
"

Ceza Sisteminde bu suçu işleyenlerin rehabilite edildikleri söylenebiliyorsa o zaman insanlık dışı denilen bu yöntemi savunmayalım. Ancak görünen o ki Türk Ceza Sistemi de diğer Ceza Sistemleri de bu konuda işlenen suçun tekrarlanmasını halen uygulamada olan sistemle (hapsetme) engelleyememektedirler. O zaman farklı yaklaşım arayışları doğaldır. Konuya dair tartışmanın tıp etiği açısından yapılması çok daha uygundur kanaatimce.

Saygılarımla..