Mesajı Okuyun
Old 06-05-2008, 17:54   #152
ege

 
Varsayılan

http://http://video.milliyet.com.tr/default.asp?prm=0,6331789&kanal=4&id=260&tarih=200 8/05/03&get=06.05.2008

Sayın Kartalkanat ,

sorununuz "demokrasi" kavramı ile ilgili.
aslında kendinizce anladığınız "demokrasiyi" gayet net görüyoruz.
Sizin anladığınız demokrasi yönetimin kendini korumak üzere vatandaşını "korku" ile sindirmektir.

Bana ve benim gibi düşünen arkadaşlarıma göre,Demokrasinin bulunduğu yönetimlerde polis vatandaşın cangüvenliğini korumakla yükümlü olur halbuki.

Eğer polis ve ona bu gücü veren yönetim, kendini korumak için vatandaşının can güvenliğini tehdit edip "korku ve şiddet" ile baskı sağlamayı seçiyorsa ki;
biz buna demokrasi demiyoruz. Bu yönetim biçimin de bir adı var.

Dolayısı ile yazdıklarınız "demokrasiyi" ilke edinmiş bir ülkenin Anayasasından kaynaklanmıyor.

Ve biz bir suçun peşindeyiz, bu suçu halen yürülükte olan
"anayasamız" a dayanarak arıyoruz.
Verdiğim linkteki görüntüler de kimin suçlu olduğunun belgeleridir.

Binlerce biber gazı bombası ile, elindeki joplarla,odunlarla,panzerlerle , vatandaşına karşı siper alan bu polislerin , "görevlerini" yaptıkları kuşkusuz elbette.
Nitekim, Taksim meydanını vatandaşından "kurtarmış" bulunan yönetimin memnuniyeti de bunu göstermektedir. Yönetime göre 1 Mayıs günü yönetimi protesto eden "herkes" aslında bir teröristtir çünkü. Çünkü 1 mayıs yönetimin düzenlediği bir miting değildir.

Polis vatandaşın değil, yönetimin yanındadır,siz de yanlış bilgilendirme yapmayın lütfen.

Bir Anayasal hakkı kullanmaya "dayakla, biber gazı ile, olmadı gerkirse silahla" engel olan, muhakkak ki bu "emri" veren taraftır.

Ben İzmir deki 1 mayıs "şenliklerinde" hazır bulundum.Ve buradaki polislere böyle bir emir verilmediği için İzmir' de "şenlik" vardı.Ama İstanbulda uygulanan şiddet ve baskının buruk bir şenliği...

Suçluyu korumak, ona yardımcı olmak ve suçu övmek de suçtur evet, siz de buna dikkat etmelisiniz bana kalırsa.
Polisin günlerce önceden yaptığı hazırlık ve bu hazırlığın talimatını verenlerin ve bu görüntülerin yürürlükteki Anayasamıza göre ,yasalarımıza göre insan hak ve özgürlüklerine göre SUÇ olduğu kuşkusuzdur.

ve yürürlükteki "Anayasal" hakları kısıtlayanlara karşı, (başımıza sopa vurulmadığı, gözümüze gaz sıkılmadığı,korku ve şiddetle sindirilmediğimiz sürece) biz hukukçuların mücadele etmesi gerekiyor.

Bu sebeple, Bazen emekçilerin hakları, bazen Anayasal ilkeleri tehdit edenler, bazen ülke toprağının bölünmesi ya da satılması,bazen özgürlükler için bu ülkenin insanı hep yürüyecektir.Yönetimin bu yürüyüşlerden kendi payına düşeni alması ve kedini sınırsız haklara sahip hissetmemesi için

Biz buna demokrasi diyoruz.
.

Engellendiği zaman da başka bir şey..

Ama demokrasi değil.