Mesajı Okuyun
Old 05-08-2010, 12:11   #4
Av. İlknur Sezgin Temel

 
Varsayılan

İşe İade Davaları Tespit niteliğinde davalar olup, edaya ilişkin hükümler içermezler.

Mahkeme "Feshin geçersizliğine" ya da "feshin geçersizliğinin tespitine" demekle yetinmeliyken bazen "işe iadesine" de denilebilmekte.

Tespit niteliğinde olması sebebiyle boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama nedeniyle tazminata dair verilen kararlar da sadece tespit niteliğindedir, bu ücret ve tazminatların kaç aylık ücret olduğu tespit edilir ancak kaç liralık ücret olduğu tespit edilmez.

İşe iade davasında feshin geçersizliğine ilişkin karar kesinleştikten sonra 10 günlük süresi içinde işçi işverene başvurduğu takdirde işveren işçiyi ister işe alır isterse mahkemenin kararı doğrultusunda boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatını öder. Yani burada işveren için verilen tespit kararı mutlak olarak işçinin işe iadesi niteliğinde olmayıp, seçimliktir.

İşveren kendisine yapılan başvuruya rağmen 1 ay içinde işçiyi işe başlatmazsa işçi elindeki "feshin geçersizliğinin tespitine" ilişkin kararı icraya koyarak ücret alacağı ve tazminatlarını talep edemez. Çünkü bu talep eda niteliğindedir, oysa karar tespitten ibarettir. İş Mahkemesinin tespit kararının icra edilebilmesi için eda davası açmak gerekir.

İşleyecek faiz akdin geçersiz bir sebeple sona ermesi tarihinden itibaren olamaz zira o tarihte henüz işveren temerrüde düşürülmüş değildir.
10 günlük süre içinde başvurup 1 ay içinde işe başlatılmaması durumunda işverenin temerrüdü bu 1 aylık sürenin sonunda söz konusu olacağından ücret ve tazminat taleplerine ilişkin faiz de ancak bu tarihte işlemeye başlayacaktır.

Ücret alacağı için mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanacağına kuşku yok, tazminata uygulanacak faiz ise düzenlenmediğinden BK genel hükümlerine göre temerrüt faizi olacaktır.

Toparlamak gerekirse, İşe İade davasında mahkeme gerçek ücreti tespit etmekle yükümlü değil.