Mesajı Okuyun
Old 24-12-2011, 14:26   #2
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
GÜLSÜM ÖNAL Asilin icra takip dosyasından feragat etmesi halinde ; AV.164.maddesi göre Avukata ait olması gereken karşı vekalet ücretinden feragat etmiş kabul edilmemesi gerekir. Avukatın aynı icra dosyasından vekalet ücreti için işlemlere devam edebilmesi uygulamada nasıl gerçekleşmektedir.?

Feragat, dava ve takibe son veren bir taraf işlemi olmak ve şarta bağlı olamamakla, asilin takipten feragat etmesi halinde, karşı tarafa yükletilecek olan vekalet ücretinden de feragat edilmiş sayıldığını, zira A.K. md. 164 uyarınca, karşı taraf vekalet ücreti vekile ait ise de, bu kuralın vekil--asil arasındaki iç ilişkiyi düzenlediği hususunun Yargıtay'ca da benimsenmiş olduğunu, bu sebeplerle, vekilin, asilin feragat ettiği icra dosyasına, vekalet ücreti bakımından devam edemeyeceğini, lakin aşağıdaki Yargıtay 3. H.D.'nin ilamında da belirtildiği üzere, vekilin, bu ücreti, müvekkkili ve karşı taraftan müteselsilen talep edebileceğini, aşağıdaki ilamda bahsi geçen yazılı ispat sözkonusu olmadığı takdirde, yasal tarifeye göre talebin ileri sürülebileceğini düşünüyorum.

Yargıtay 3.H.D.2009/4096 E. 2009/6726 K. 15.04.2009 Tarih

...
Davacı dilekçesinde, davalılardan Mehmet’in vekili olarak, işçi alacağından dolayı diğer davalı şirkete karşı İş Mahkemesinde dava açtığını, ancak daha sonra aralarında anlaşarak müvekkili olan Mehmet’in davadan feragat edip kendisine azilname gönderdiğini, kendisine hiçbir ücret ödemesi yapılmadığını belirterek 3.000.-TL’nin feragat tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı şirket vekili temyiz etmektedir.
...
Ancak, Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesine göre sulh ile sonuçlanan (ya da sulhun bir şartı olarak taraflarca öngörülen feragatle sonuçlanan) davalarda; tarafların vekilleriyle yaptıkları vekalet ücreti sözleşmesinden karşı tarafı müteselsil sorumlu tutabilmek için, yapılan vekalet ücreti sözleşmesinin mahkeme önündeki yargılamayı sona erdiren taraf işleminden önce yapıldığının HUMK’un 299. maddesinde öngörüldüğü koşullarda ispat edilmesi gerekir.

HUMK’un 299. maddesi uyarınca imzası kabul edilen veya mahkemece onun olduğuna karar verilen resmi olamayan senet tarihi, imza eden ile mirasçıları hakkında geçerli olup üçüncü kimseler haklarında sonuç doğurmaz. Bir senet kendisine sunulduğu noter veya yetkili memur tarafından usulüne göre onaylanmış ise sunma tarihi ya da imzalayanlardan birinin ölüm tarihi veya imzalanmasına maddi olanağı ortadan kaldıran bir olayın gerçekleştiği tarih ya da o senedin bir resmi işleme esas alındığı tarih üçüncü şahıslar hakkında da geçerli sayılır.

Somut olayda davacı ve davalı Mehmet arasındaki vekalet ücreti sözleşmesi, yukarıda anılan koşulları taşımamaktadır.

O halde mahkemece Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre hesap edilecek vekalet ücreti yerine davacı tarafın müvekkili ile yaptığı sözleşmeden davalıyı da müteselsil sorumlu tutarak vekalet ücretine hükmetmesi doğru görülmemiştir.
...