Mesajı Okuyun
Old 15-02-2007, 02:48   #6
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. av.bahar61,
Talep ettiğiniz karar, alacak davasına ilişkin mi? Ceza davasına ilişkin mi? Anlayamadım. Öncelikle ciro yolu ile devraldığınız çekle ilgili icra tazminatı ve %10 para cezası ödemenizin söz konusu olamayacağına ilişkin kararları ekledim. Ceza davasında ise çeşitli suçlar yönünden Sn. Ahmet AHMETOĞLU'nu katılıyorum. Ceza davasında detaylar çok etkili olabileceğinden. Dolandırıcılık olup olmadığı ancak tahkikat sonucu ortaya çıkabilecektir. Birlikte ve danışıklı olarak hareket ettiklerinin ispatı şarttır.
Alıntı:
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/16968
Karar: 2005/20664
Karar Tarihi: 24.10.2005

ÖZET : Borçlunun itirazının kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötüniyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklının senede dayanan takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın %10'u oranında para cezasına mahkum edileceği yazılıdır. Ancak takip çeki ciro ile eline geçiren hamil tarafından yapıldığı için alacaklının takip yapmakta kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğu kabul edilemez. Bu nedenle, adı geçenin tazminatla sorumlu tutulması isabetsizdir.

(2004 S. K. m. 170)
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: İİK.nun 4949 Sayılı Kanunla değişik 170/son maddesinde, borçlunun itirazının kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötüniyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklının senede dayanan takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın %10'u oranında para cezasına mahkum edileceği yazılıdır. Ancak takip çeki ciro ile eline geçiren hamil tarafından yapıldığı için alacaklının takip yapmakta kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğu kabul edilemez. Bu nedenle, adı geçenin tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmekte ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması cihetine gidilmiştir.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile K. İcra Mahkemesinin 30.3.2005 tarih ve 2004/877 esas 2005/403 karar sayılı kararının hüküm bölümünün 2 satırında yer alan "senet bedelinin %40'ı oranında tazminatın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine" sözcüklerinin karar metninden çıkarılmasına, mahkeme kararının düzeltilmiş bu şekli ile İİK.366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, mahkeme kararı düzeltilerek onandığına göre harç alınmasına yer olmadığına, 24.10.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)



Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

**************************************

Alıntı:
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/10098
Karar: 2005/13394
Karar Tarihi: 21.06.2005

ÖZET : İİK.nun 170/4. maddesi gereğince itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu taktirde alacaklının takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminatla ve alacağın %10'u oranında para cezası ile sorumlu tutulabileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, icra takibi, çeki ciro ile eline geçiren yetkili hamil Hayati Yıldız tarafından keşideci hakkında yapılmaktadır. Hamilin keşideci ile doğrudan ilişki içinde bulunmadığının kabulü zorunludur. Bu durumda adı geçenin çeki takibe koymada ne surette kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu kanıtlanmadan para cezası ile sorumlu tutulması isabetsizdir.


(2004 S. K. m. 170/4)
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Karar: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK.nun 170/4. maddesi gereğince itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu taktirde alacaklının takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminatla ve alacağın %10'u oranında para cezası ile sorumlu tutulabileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, icra takibi, çeki ciro ile eline geçiren yetkili hamil Hayati Yıldız tarafından keşideci hakkında yapılmaktadır. Hamilin keşideci ile doğrudan ilişki içinde bulunmadığının kabulü zorunludur. Bu durumda adı geçenin çeki takibe koymada ne surette kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu kanıtlanmadan para cezası ile sorumlu tutulması isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmekle beraber, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul 2.İcra Mahkemesinin 10.3.2005 tarih ve 2004/1429 esas, 2005/383 karar sayılı kararının hüküm bölümünün 1. bendinde yer alan takibin iptaline kelimelerinden sonra gelen inkar tazminatı ve para cezası ile ilgili ibarelerin silinerek karar metninden çıkarılmasına, Mahkeme kararının düzeltilmiş bu şekli ile İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 438. maddeleri uyarınca ( ONANMASINA ), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına mahal olmadığına, 21.06.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

**************************************