Mesajı Okuyun
Old 23-01-2010, 22:45   #5
Av. Erdem Akçay

 
Varsayılan

Bence iki açıdan bakılabilir:

1- Polis memuru, amirini, "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" ile ilgili olarak mı takip etmiş? Eğer böyle ise, polis memuru, görev başında olmasa dahi, kanunun kendisine yüklediği sorumluluk nedeniyle olayı takip etmiş denilebilir. Bu durumda, herkesin görebileceği bir alanda takip edildiği için, suç söz konusu olmayacaktır. Aksine, görevini yerine getirmiş olacaktır.

2- Eğer birinci maddedeki gibi düşünülmezse ve yalnızca, "özel hayatın ihlali" sorgulanırsa, önem kazanan yer "amirinin lojmandaki dairesinin karşısında boş olan daireye geçiyor ve beklemeye başlıyor" bölümüdür. Burada, kişiyi takip etme vardır. Özel hayatın ihlali her ne kadar, başkası tarafından görülemeyen yerle sınırlı olsa da, buradaki amaç maddi bir yer değildir. Kimse, sokak ortasında yürüyen iki kişinin arkasına takılıp, onların konuşmalarını dinleyemez veya sokak köşesinde bekleyip, kişi ne zaman evden çıkıyor, nereye gidiyor, kiminle konuşuyor, vs diye inceleyemez. Bu da özel hayatın ihlalidir. Kısacası, özel hayatın ihlali için, "takip etmek" veya buna yönelik davranışlar da bulunmak da yeterlidir. Eğer polis memuru, beklemeseydi, evde hırsız olma ihtimalini düşünerek bekleseydi veya yoldan geçerken amirini o şekilde görseydi, ihlal olmayacaktı.