Mesajı Okuyun
Old 01-11-2006, 20:44   #4
Kavaz

 
Varsayılan

Sabah başlıyor diye belirtilen ama başlama saati aslında öğlen olan aşk meşk tartışmaları hakkındaki programlar,tarafsız habercilikteki("tarafsız habercilik"demek ne anlamda kullanılıyor o ayrı tartışmalı bir konu)son nokta,yetmedi akşamları gayet normal bir yaşam şekli olarak gösterilen ve asıl amacı Türk toplumunun yapısını değiştirmeye yönelik olup,gayrimeşru ilişkileri meşru gösteren programlar ve bu programlara çıkıp mendil sallayan,alkışlayan insanlarımız...
Milletvekili olmaya aday olan fakat(neye aday olacağının farkında olup olmama kudretine sahip olmayı geçtim)aday olacağı partinin ismini bile bilmeyen kaldı ki "parti" kelimesini tek bir anlamda anlayabilecek kapasiteye sahip olan kişilerin ellerine bırakılacak kadar basite indirgenmiş bir sistem,dile düşmemesi gereken toplumsal,hukuksal ve manevi değerlerin herkesin agzında sakız olmasına(kaybolmayan sakız) zemin oluşturan tarafsız(!) ve dürüst(!) yayınlarımız olduğu sürece;toplum,tarihini bilmez ama W ile X aşkının tarihini bize yazar.Sadece bununla da kısıtlı kalmaz;toplum insanları evlendirir,ayrılan aşıkları barıştırır,kimilerinin namusunu kimilerinin çocuğunu korur,yetimlere ana-baba olur,gerektiğinde nehir olur taşar,gök olur gürler.Bir kanalda erkeğin tarafında olup "erkektir yapar "derken,diğer bir kanalda bayanın yanında olup "kadın hakları var,yasalar var" diye ahkam keser...Bütün bu yoğunluğa ve çıkan dertlere rağmen bir günden bir güne bu sorumluluklarını aksatmadan yerine getirir.
Bu toplumunun bireylerinden olan ve kendi yaptığı hareketlerine baktığında,bu hareketlerin X kanalında takdir edildiğini gören kişi,bu X kanalına gider.Neden Savcıya gitsin ki ?Neden hukuki yardım istesin ki? Neden masraf yapsın ki bir de üstüne hem para alıp hem de haklı çıkacakken, neden ne olduğunu bilmediği hukuk denilen o yolda çare arasın ki...Hem derman ararken kendine fazladan dert edinme olasılığı bulunurken...(Bilmez ki hukuk nedir,kanun ne der, ne yaparsam bana dert, ne yaparsam derman olur)
Çünkü genel olarak topluma yerleştirilen bakış açısı bu yönde geliştirilmekte ve toplum ile hukukun arası açılarak kendi haklarına sahip olmaktan yoksun bırakılmaya çalışılan bir toplum yaratma ve buna bağlı olarak, söz konusu haklarını gerek uluslararası hukukta gerekse iç hukukumuzda koruduğunu("korunduğunu" mu yoksa "sömürüldüğünü" mü ifade etmeliyim dersiniz)göstermeye çalışan dış güçlerin ve bunların mütemmim cüzlerinin daha rahat hareket edebilmesi için yapılan çalışmalar sonucu;toplumun hukuktan değil,mankenlerin(!),sanatçıların(!) aşklarından,saçma sapan kurulan ilişkilerinden haberi oluyor.Sadece bununla da kalmayıp,bir de topluma,saçma ilişkiler kuran kişilerin,kişilik haklarına tecavüz ederek,"halk böyle konuşuyor.Ben halktan bir insanım" diyerek dilimizi vezir ediyor gibi gösteren aslında rezil eden görevler verilerek; yorum yapma,fikir verme,fikir alma,sevme,sayma,yakınlaşma,uzaklaşma ve hatta kendi deyimleriyle her insanı "yargılama" şansı tanınıyor.Böyle olunca da söz hakkını kullanma özgürlüğünü(!) magazin programlarında bulan toplum,bu hakkı da diğer haklarında oluğu gibi yargımızda değil de kendinin rağbet göreceğine inandığı programlarda aramaya devam edecektir diye düşünüyorum.