Mesajı Okuyun
Old 05-03-2010, 10:48   #16
Av.Barış

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
5.Ceza Dairesi

Esas: 2009/4776
Karar: 2009/6859
Karar Tarihi: 6/8/2009

ÖZET: Rüşvet teklifinin kabul edilmemesi ve sanığın yakalanması için yapılan anlaşmanın da serbest irade ürünü olmaması nedeniyle rüşvet anlaşmasının oluşmadığı nazara alındığında, eylemin rüşvet almaya teşebbüs aşamasında kaldığının gözetilmesi gerekir.

(5237 S. K. m. 53, 252) (2918 S. K. Ek m. 11)

Dava: İrtikap suçundan sanık Zekerya'nın yapılan yargılanması sonunda; eyleminin rüşvet suçunu oluşturduğunun kabulüyle mahkumiyetine dair, Üsküdar Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 16.10.2008 gün ve 2008/170 Esas, 2008/308 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Suçun 5237 sayılı Yasa'nın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesine rağmen, sanık hakkında 53/5. maddesinin uygulanmaması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde trafik polisi olarak görev yapan sanığın, müştekinin aracına görüşü engelleyecek şekilde yük yüklemesi nedeniyle işlediği trafik suçundan dolayı ceza yazmamak ve aracı bağlamamak karşılığında 250 TL veya bu değer karşılığı aküyü rüşvet olarak istediği, ödemek niyetinde olmayan müştekinin olayı C. Savcılığı'na bildirdiği ve suçun tespitini temin için seri numaraları alınmış 250 lirayı polisin bilgisi dahilinde buluştukları petrol istasyonu yakınında verilmesini müteakip para ile yakalandığının anlaşılması karşısında, rüşvet teklifinin kabul edilmemesi ve sanığın yakalanması için yapılan anlaşmanın da serbest irade ürünü olmaması nedeniyle rüşvet anlaşmasının oluşmadığı nazara alındığında, rüşvet almaya teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden suçun tamamlandığının kabulüyle yazılı şekilde hüküm kurulması,

17.10.1996 tarihinde yürürlüğe giren 4199 sayılı Kanun'la değişik 2918 sayılı Kanun'a eklenen ek 11. madde gereğince, trafik polisi olup suç tutanağı düzenleme yetkisi bulunan sanığa hükmolunan cezanın yarı oranında artırılması gerektiğinin gözetilmemesi,

Sonuç: Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 08.06.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)