Mesajı Okuyun
Old 14-05-2003, 10:23   #6
Procurement Law

 
Varsayılan Feminizm Ve İnsan Hakları

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi

Madde 16
1. Evlenme çağındaki erkeklerle kadınların, ırk, uyrukluk ya da din bakımından sınırlamalar yapılmaksızın evlenmeye ve bir aile kurmaya hakkı vardır. Evlenirken, evlilik sırasında ve evliliğin bozulmasına ilişkin hakları eşittir.
2. Evlenme bağıtı, ancak istekli eşlerin özgür ve tam oluruyla yapılır.
3. Aile, toplumun doğal ve temel birimidir ve toplum ve Devlet tarafından korunur

Madde 2
Herkes; ırk, renk, cinsiyet , dil, din, siyasal ya da başka bir görüş, ulusal ve toplumsal köken, doğuş ya da benzeri başka bir statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin bu Bildirgede ileri sürülen tüm hak ve özgürlüklere sahiptir.

Feminizmin, insan haklarıyla bağdaştırılması mümkün görünmemektedir. Zira yukarıdaki maddelerde de görüldüğü gibi, insan hakları, bu haklar açısından cinsiyet ayrımı yapılmaması gereğini vurgulamaktadır. Bu nedenle, adında dahi kadın cinsiyetinin (female) vurgulandığı ve sadece kadınlara yönelik insan hakları olduğunu iddia eden bir düşünce akımının gereksizliği ve tutarsızlığı ortadadır. Zira medem ki kadın-erkek eşittir, eşit olmalıdır, o halde sadece kadınları himaye etmeyi amaçlayan feminizm niçin bu adla ortaya çıkmıştır ve niçin sürekli sadece kadınlara vurgu yapmaktadır?
İkinci olarak, hukuka aykırı delil elde etmenin hukuki sonucunun "bu delilin hükümsüz kabul edilmesi" olması, yine insan hakları bağlamında gereklidir. Ancak, bu , İHEB madde 16/3'ün, İtalyan Temyiz Mahkemesi'nce hiç dikkate alınmayarak, hukuka aykırı delille ilgili kuralın katı bir lafzi yorumuyla hareket edip salt feminist tepkilere meydan vermemek için böylesine garip bir karara varmasını haklı kılmaz. Zira, eğer hukuka aykırı delil elde edenin bu delilin muhakeme sırasında kullanılması sayesinde elde edeceği yarar; delil aleyhine kullanılacak olanın bu nedenle uğrayacağı zarardan gözle görülür şekilde fazla ise, bu delili sahih kabul etmek ve mağdur olan kişiyi fail konumuna sokmamak, cezalandırmamak gerekir. Hele bu delilin geçersiz sayılması, kadının ihaneti nedeniyle ayakta durması imkansız bulunan bir evliliğin zorla devam ettirilmesine yol açacaksa veya bu evliliğin koca açısından, çok daha zahmetli başka yollardan bitirilmesi gereğini ortaya çıkaracaksa,koca değil, etik açıdan en çok kınanması gereken bir fiili işleyen kadın cezalandırılmalıdır. Bu cezalandırılma ise, kadına hapis cezası gibi ayrı bir ceza verilmesi yoluyla değil, kocanın delilinin sahih addolunması ve evliliğin sona erdirilmesine yönelik mahkeme kararıyla olmalıdır.
Saygılar