Mesajı Okuyun
Old 06-11-2009, 14:08   #5
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Açacağınız dava "Tek imza ile kooperatifin borçlandırılamayacağı" olduğundan borca itiraz davasıdır.

Bu nedenle talebiniz halinde İİK 169 a-6 maddesine göre %20 tazminatı alabilirsiniz.

Saygılarımla
T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/17786

K. 2008/21402

T. 2.12.2008

• KOOPERATİFİN TEMSİLİ ( Çift İmza İle Mümkün Olması Nedeniyle Somut Olayda Kooperatifi Temsile Yetkili Kişilerce Söz Konusu Belgenin İmzalanıp İmzalanmadığının Araştırılması Gerektiği )

• ÇİFT İMZA KURALI ( Kooperatifin Temsil ve İlzamının Çift İmza İle Mümkün Olması Nedeniyle Somut Olayda Kooperatifi Temsile Yetkili Kişilerce Söz Konusu Belgenin İmzalanıp İmzalanmadığının Araştırılması Gerektiği )

• YETKİLİ TEMSİL ( Kooperatifin Temsil ve İlzamının Çift İmza İle Mümkün Olması Nedeniyle Somut Olayda Kooperatifi Temsile Yetkili Kişilerce Söz Konusu Belgenin İmzalanıp İmzalanmadığının Araştırılması Gerektiği )

1136/m.4/8, 42/1


ÖZET : Kooperatifin temsil ve ilzamının çift imza ile mümkün olması nedeniyle, somut olayda kooperatifi temsile yetkili kişilerce söz konusu belgenin imzalanıp imzalanmadığı araştırılmalıdır.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu isle ilgili dosya mahallinden daireye gönderi İm iş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Alacaklı vekili tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibine ballandığı ve borçlu S.S.Su Güzeli Konut Yapı Kooperatifine örnek 10 ödeme emri tebliğ üzerine adı geçenin vekilinin yasal sürede icra Mahkemesine yaptığı başvurusunda, kooperatifin temsil ve ilzamının çift imza ile olup 05.01.2004 tanzim ve 05.01.2004 vade tarihli bonoda imzası bulunan Şentürk'ün senedin tanzim tarihi itibari ile kooperatifi temsile yetkili olmadığı, diğer imzanın ise kooperatif yetkilisi Binali'ye ait olduğunu, ancak bu kişinin tek imzasının kooperatifi temsil ve ilzama yeterli olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istediği anlatılmıştır.
Takip dayanağı bononun tanzim edildiği 05.01.2004 tarihi itibari ile keşideci kooperatifin temsil ve ilzamı, 16.11,2003 tarihli kooperatif genel kurul kararı ve 17.11.2003 tarihli yönetim kurulu kararına göre başkan Binali'nin imzasının yanında, yönetim kurulu üyeleri Feyzullah ve Bilgi'den herhangi birisinin imzası ile mümkündür.
Kooperatif ana sözleşmesinin 46.maddesinde de kooperatifin temsil ve ilzamının çift imza ile olacağı düzenlenmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 4/8.maddesi uyarınca kooperatifin temsiline ilişkin hükümlerin ana sözleşmede bulunması zorunlu olup, ana sözleşmeyi değiştirme yetkisi de kooperatif genel kuruluna aittir ve aynı kanunun 42/1. maddesine göre genel kurul, ana sözleşmeyi değiştirmek yetkisini devir ve terk edemez.
Somut olayda, kooperatif ana sözleşmesinin 46. maddesinde kooperatifin temsil ve ilzamının çift imza ile olacağı düzenlenmiş olup, 17,11.2003 tarihli yönetim kurulu kararı ile de ana sözleşmenin bu hükmüne uygun olarak kooperatifin temsil ve ilzamının başkan Binali'nin imzasının yanında, yönetim kurulu üyeleri Feyzullah ve Bilgi'den herhangi birisinin imzası ile mümkün olduğu kararlaştırılmıştır.
Bu durumda, kooperatifin temsilinin çift imza ile mümkün olması nedeniyle ve imzalardan birinin balkan Binali'ye ait olduğu kabul edildiğine göre, diğer imzaların yönetim kurulu üyeleri Feyzullah veya Bilgi'ye ait olup olmadığı Mahkemece yöntemince inceledikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 02.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 1989/2249

K. 1989/11249

T. 27.9.1989

• ÇEKİN KENDİSİNİ İLZAM ETMEYECEĞİ İTİRAZI ( Mutlak Def'i )

• MUTLAK DEF'İ ( Çekin Kendisini İlzam Etmeyeceği İtirazı )

• ÇEK KEŞİDE EDENİN TEMSİL YETKİSİ BULUNUP BULUNMAMASI

6762/m.590,730


ÖZET : Borçlunun, çekin kendisini ilzam etmeyeceği itirazı mutlak def'idir. Hamile karşı da ileri sürülebilir. DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 20.2.1989 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Borçlu; takip dayanağı çekin kendilerini ilzam etmeyeceğini bildirdiğine, bu itirazın mutlak def'i olup hamile karşı da ileri sürülebileceğine göre, senet mümzisinin kooperatifi temsile yetkili olup olmadığının veya kooperatif adına kambiyo senedi tanzimine yetkili olduğuna dair vekaletnamesinin bulunup bulunmadığı araştırılıp TTK.nun 730. maddesi yoluyla uygulanması gerekli aynı Kanunun 590. maddesi de nazara alınarak bir karar verilmesi gerekirken, noksan inceleme ile karar verilmesi isabetsiz, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden merci kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 27.9.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2007/12-204

K. 2007/208

T. 11.4.2007

• BORCA İTİRAZ ( Borçlunun Şirketin Çift İmza İle Temsil Edilmesi Gerektiği Halde Tek İmza İle Bono Düzenlediğini Bu Nedenle Şirketin Borçlu Olmadığını İddia Ettiği ve Bu İtirazın Kabul Edildiği - Talebi Bulunan Borçlu Yararına Tazminata Hükmedilmesi Gerektiği )

• ÇİFT İMZA İLE TEMSİL ( Gerektiği Halde Tek İmza İle Bono Düzenlediğini Bu Nedenle Şirketin Borçlu Olmadığını İddiası/Borçlunun Bu İtirazının Kabul Edildiği - Talebi Bulunan Borçlu Yararına Tazminata Hükmedilmesi Gerektiği )

• BORÇLU YARARINA TAZMİNAT TALEBİ ( Borca İtiraz - Şirketin Çift İmza İle Temsil Edilmesi Gerektiği Halde Tek İmza İle Bono Düzenlediğini Bu Nedenle Şirketin Borçlu Olmadığını İddiası - Borçlunun Bu İtirazının Kabul Edilmesi Nedeniyle Kabulü Gereği )

2004/m.169/a-6


ÖZET : Dava, borca itiraz niteliğindedir. Borçlu itirazında, şirketin çift imza ile temsil edilmesi gerektiği halde tek imza ile bono düzenlediğini bu nedenle şirketin borçlu olmadığını iddia ettiğine ve mahkemece bu itirazın kabul edildiğine göre somut olaya uygulanması gerekli İİK.nun 169/a-6. maddesi uyarınca talebi bulunan borçlu yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken anılan hususun gözardı edilmesi isabetsizdir.
DAVA : Taraflar arasındaki "borca itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesince istemin kısmen kabulüne dair verilen 31.01.2006 gün ve 2005/995-2006/50 sayılı kararın incelenmesi davacı/borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 07.07.2006 gün ve 13021-15056 sayılı ilamı ile;
( ... Borçlu itirazında, şirketin çift imza ile temsil edilmesi gerektiği halde tek imza ile bono düzenlediğini bu nedenle şirketin borçlu olmadığını iddia ettiğine ve mahkemece bu itirazın kabul edildiğine göre somut olaya uygulanması gerekli İİK.nun 169/a-6. maddesi uyarınca talebi bulunan borçlu yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken anılan hususun gözardı edilmesi isabetsizdir... ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre ve özellikle davalı alacaklının senet lehdarı olmasına, keşideci imzasının davacıyı borç altına sokmayı sağlayıp sağlamadığını bilmesi, aksi takdirde yapılan takipte ağır kusurlu olduğunun kabulünün gerekmesi karşısında, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 11.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.