Mesajı Okuyun
Old 26-06-2015, 15:02   #24
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan alperyldrm
Direnme kararı onanan Yerel Mahkemenin, direnme gerekçesinde belirtmiş olduğu;

"senedin kötüniyetle iktisabının haksız fiil niteliğinde olduğu, bu nedenle tanık dahil her tür delille ispatlanabileceği, hayatın olağan akışına aykırılık durumunun delil olarak değerlendirilmesinin kambiyo hukuku ilkelerine aykırı olmadığı, bunu engelleyen yasal bir düzenlemenin de bulunmadığı, kötüniyetle iktisabın fiili bir durum olduğu"

görüşünün doğru olduğu ve her olaya göre değerlendirme yapılarak direnme kararındaki gerekçelerin doğru olduğu düşüncesindeyim.

Kambiyo senedini kuvvetinden yararlanarak "ben iyiniyetli 3. şahsım, kötü niyetli olduğum ispatlanmamıştır" diyen ve ayrıca iyiniyetli olduğunu iddia eden bu sevgili hamillerin cevap dilekçelerinde "çeki nasıl iktisap ettiklerini açıklamayan" tavırlarının artık hukuk tarafından korunmaması gerekmektedir.
6762 sayılı TTK m.599'daki "bile bile borçlunun zararına hareketin (kötüniyetin)" tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceği hususunda sorun yok. Sorun, somut olayda...

Somut olaya baktığınızda:
Davacı, bedelsizliği ispatlamadan TTK m.599'a geçemezsiniz. Bedelsizlik yazılı delille ispatlanabilir; ispatlanmış mı? Yok... Her ikisi de borçlu konumunda olan keşideci ve lehdar arasındaki ibranameye mesnetle hamil açısından bedelsizliğin ispatlandığını kabul edemezsiniz.
Kaldı ki dikkatinizi çekerim:
Bonoya ilişkin takip tarihi: 5.11.2008
İbraname tarihi: 7.11.2008

Hadi diyelim bononun bedelsiz olduğu ispatlandı.

TTK m.599:
Delil 1: Tanıklar (davacının eşi, çocuğu v.s.olmaları bir yana): "davacının senet borcunu dava dışı N____ M____ aracılığıyla ödediğini, aralarında daha sonra ihtilaf çıkması nedeniyle davaya konu yapılan bononun takibe konulduğunu ifade etmişler"; dosyadaki -davacının delil olarak dayanıp kabulünde olan- ibraname öyle demiyor. Lehdar, senet aslını keşideciye teslim ettim diyor; ne zaman, senet takibe konulmuş olup senet aslı icra müdürlüğündeyken.

İspat yükü halen davacıda, ispat yükünü ters çevirip hamile "iyiniyetini ispatla" diyemezsiniz.

Delil 2: hayatın olağan akışı
2.1. hamil, bu miktarda senedi aldığı kişinin kimlik bilgilerini ve adresini bilmeli. Hamil, cirantasının kim olduğunu da adresini de biliyor: "bu kişinin Karadenizli olduğunu, toptancı halinde balıkçılık yaptığını, ara sıra işyerine gelen bir kişi olduğunu" söylüyor; yedi ceddini bilmek zorunda değil.

2.2. Mahkeme, senedin sebebini araştırıp hamile "senedi hangi ilişkiden dolayı aldın" diye soruyor... Bono, illetten mücerrettir, hamile "temel ilişkiyi soramazsınız"; belki de cirantayla arasında -eksik borç ilişkisi- var... Neyse sorulmuş ve hamil de -doğal olarak- "borç verdim" demiş (karz akdi); ispatı da var, elindeki senet. Davacı, aksini iddia ediyorsa bunu, o ispatlamalı, ispatlamış mı; yok...
Senedin miktarı çok yüksek olduğundan bahisle buna hayatın olağan akışına aykırı deyip cirantayla hamil arasında aslında karz akdi yok diyemezsiniz; ha madem böyle kabul edilecek, o zaman keşidecinin de bu miktarda bir senedin bedelini 3.kişi eliyle ve -elden- ödetmesine, senet aslının kendisine verilmemesine ve 250.000 USD'yi ödemesine rağmen kendisine ibraname dahi verilmemiş olmasına (ibraname tarihi, takip tarihinden sonra olduğuna göre ) rağmen kulağının üzerine yatmasına hayatın olağan akışına uygun diyemezsiniz...

2.3. TMK m.1020/1: "Tapu sicili herkese açıktır." (tapunun aleniliği ilkesi) düzenlemesini delip de sanki tapu kayıtları sırmış gibi alacaklıya, borçlunun taşınmazını nereden biliyorsun diyemezsiniz.