Mesajı Okuyun
Old 19-01-2024, 11:47   #2
Av. Suat

 
Varsayılan

Satıcı tarafından alıcıya teslim edilen malda 6502 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinde yer alan durumlardan birinin varlığı halinde “ayıplı" olarak kabul edilmektedir. 4077 sayılı ETKHK’de tüketicinin satın alınan malda meydana gelen ayıbı malın teslim tarihinden itibaren 30(otuz) gün içinde satıcıya bildirme yükümlülüğü bulunmaktaydı. İhbar yükümlülüğünün süresinde yerine getirilmemesi halinde ise tüketici, Kanunda öngörülen seçimlik haklarını kullanamamaktaydı. Söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmemesinin tüketici açısından ağır sonuçlara neden olduğu kuşkusuzdur.
Bu düzenlemenin önüne geçmek amacıyla, Yeni TKHK’nin 10’uncu maddesinde tüketici lehine ispat kolaylığı öngörülmüştür. Bu kapsamda, malın teslimi tarihinden ititbaren 6(altı) ay içinde ortaya çıkan ayıpların teslim tarihinde var olduğu kabul edilecek ve malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya ait olacaktır. Bu yeni düzenleme ile birlikte, satıcılara yüklenen ödevler bir hayli artmaktadır. Sonuç itibariyle, 6502 sayılı YTKHK ile tüketicinin ayıbı ihbar yükümlülüğü ortadan kaldırılmış, ürünün teslimi tarihinden itibaren 6 ay içinde ortaya çıkan ayıplardan satıcının sorumlu tutulduğuna ilişkin karine öngörülmüştür.

-Görüldüğü üzere, 6502 S. TKHK’nda, ne gözden geçirme külfetine, ne de bildirim açısından iki aylık süreye ya da farklı bir süre düzenlemeye işaret eden herhangi bir ifadeye yer verilmemiştir. Gözden geçirme külfeti aranmadığı için, tüketici malı kontrol etmek zorunda değildir, malı kontrol etmeden kullanmaya başlayabilir. Ayıp, kendiliğinden ortaya çıkana kadar, tüketicinin ayrıca herhangi bir şey yapmasına gerek yoktur.

-Tüketici Kanunda tüketicinin doğru bilgilendirilmesi esas kılınmıştır. Ayrıca Medeni Kanunumuzun ikinci maddesinde satıcıların dürüst bir satış yapmakla yükümlü olduklarına işaret edilmektedir.

Anlaşıldığı kadarı ile satışı tacirdir. Yani bu işi meslek edinmiş biridir.
Tüketici Kanununda hüküm olmayan hallerde, TBK MADDE 223- Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.

Satıcının ağır kusurunun sonuçları
TBK MADDE 225- Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz.
Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hüküm geçerlidir.

Türk Borçlar Kanunu ayıptan doğan sorumluluk rejiminde satıcının ağır kusurlu olmasına üç önemli hukuki sonuç bağlamıştır. Buna göre ağır kusurlu satıcı, ayıpların süresinde ihbar edilmediğini ileri süremez, ayıptan doğan haklar için kanunda öngörülen kısa zamanaşımı süresinden faydalanamaz, sorumsuzluk anlaşmasına dayanarak sorumlu olmadığını iddia edemez.