Mesajı Okuyun
Old 17-04-2007, 20:16   #1
_nilüfer_

 
Varsayılan Mevlana Ve HoŞgÖrÜ

Mevlana’ ya Sesleniş
Çürümemiş, yıpranmamış, kazılı bir düşünce sisteminin sahibidir Mevlana .
Mevlana, yeni bir izleyiş açısı, yeni bir görüş başlangıcı, yeni bir dünya kapısıdır.
Diyorum da..
Mevlana’ nın yüzyıllar öncesinden kalplerimizde açtığı hoşgörü kapısı sımsıkı kapanmış çoktan... Yok yok hatta kapıların kapalı olduğundan ve hatta kapıların varlığından haberdar değiliz. Hoşgörü Mevlana’ nın mesnevisinde, hoşgörü sözlüklerde kaldı. Hoşgörü iyi insan profilinde kaldı. Bir dakika tüm bunları bilmeme rağmen kapıların varlığından haberdar olan insanlardanım. Bir Mevlana var semazenin eteklerinden uçuşan, hoşgörü dalgasından bir esinti var benim iklimimde, her şey oradan başladı zaten.
Sözlükleri hatırladım.
Hoşgörü, sözlük anlamlarıyla öğretilmişti hep. Saygıdır, açık olmaktır hayata, yeni düşüncelere.
Dinlemeyi bilmektir, dedi sözlükler. Sözlükler doğruydu aslında. Ama okundu geçildi, orada bitmesi onur kırıcı olsa da anlamı bilinen bir kelime olması rahatlattı az da olsa.
Sonra insanlara baktım.
Uygulamalar her zaman güç gelmişti zaten insanlara. Kabullenememe, zaman harcama, saygısızlık davranışları arasında anlamsız kaldı hoşgörü. Uygulamak, beyinde tasarlansa da saygı adına verilen savaşta hep nefis yenildi, hoşgörü yitirildi, anlamlar kavranılmadı. Hoşgörü adıyla bilindi işte, tadı hep kendinde kaldı.
Hoşgörüyü Mevlana hep dile getirmiş, hep yaşatmaya çalışmış. Sözleri kalmış geriden, geçmişten. En güzel o çağırmış hoşgörüyü. Hiçbir şey gözetmeden içten bir çağrı halinde durmuş Mevlana, hoşgörüyle beklemeyi bilmiş...
Öğretmek de istemiş de…
Mevlana gözetmemiş ayrımları. Hoşgörüyü dile gelmiş, dillenmiş…Hiçbir renk dışında kalmamış…
Dünya gibi, hoşgörü. Dünyaya gelirken bebekler, hayat onu hiç geri çevirmeden içine kabul eder ya dünya hoşgörü hali işte tam bu yüzden. Düşünceler farklı, renkler farklı, düşler, sevgiler, görüşler, bakışlar farklı olabilir. Hayatın kanunu değil mi bu?
Savaş halinde yaşamamak, barışın baş üstünde taşınıp yaşanması için hoşgörü en büyük yasa… Yasanın uygulanması ahlaki bir seçim, insanlık örneği, insanlığa, düşüncelere, var olmaya saygıdır.
Mevlana, bizi davet etti. Ne olursak olalım gel dedi. Rengimizi, milletimizi gözetmeden bizi Müslümanlığa davet etti…
Bir çağrıda biz yapalım insanlığa…
Ne eksiğimiz olur ki,
Neden kaçıyoruz ki,
Ne zarar gelir ki.
Neler kaybettik unuttunuz mu?
Saygımızı yitirdiğimizin farkında değil miyiz hala?
Kaybolmayı bu kadar kabullenemeyiz,
Hayır, artık istemiyorum.
Çığlığımı duyar mısınız?
Artık hoşgörü istiyorum düşüncelerime.
Sizlere hoşgörü istiyorum, dileniyorum.
Hiçbir şey için geç değil, en azından başlangıç yapabiliriz.
Bu sefer ben çağırıyorum sizi.
Hoşgörüye…
Mesela bu yazıyı kendi eleştiri çemberimiz içinde,hoşgörüyle okuyabiliriz…
Güzel bir başlangıç yapabiliriz bu şekilde?
Daha fazla geç olmadan…
Daha fazla kaybolmadan…



Nilüfer Altuğ
17.04.2007