Mesajı Okuyun
Old 09-03-2010, 17:01   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın Nergiz;

Sunduğum eski tarihli kararın size bir fikir verebileceğini düşünüyorum. Kararda, sizin olayınızda olduğu gibi resmi nikahlı olmayan bir eşin öldürülmesi ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanması söz konusu. TCK 82/d hükmü resmi nikahlı olmayan eşin öldürülmesi olayında devreye girecektir. Saygılarımla..

YARGITAY CGK 24.04.1989 tarih ve 1989/199 E.1989/159 K. sayılı kararı

ÖZET :
Sanık, resmi nikahlı olmayan i ile yanındaki erkeğin ahırda cinsel ilişkisinigörerek bu nedenle her ikisin aynı kasıt altında öldürdüğünden eylemiTCK.nun 450 ve 51. Maddesine uyar. Olayda sanık için ağır kışkırtma vardır.


DAVA :
Kasten iki kişiyi öldürmek suçundan sanık Abdurrahman'ın TCY.nın 448, 51/2, 55/3, 59. maddeleriuyarınca iki kez, sonuçta 8 sene 10 ay 20 gün ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin ( Siirt Ağır CezaMahkemesi )nden 10.6.1988 gün ve 131/90 sayı ile verilen hükmün C. Savcısı ve katılan tarafından temyiziüzerinedosyayı inceleyen Birinci Ceza Dairesi, 19.10.1988 gün ve 3558/3619 sayı ile:
Sair itirazları yerinde görmeyerek, ( sanık Abdurrahman'ın ölen Meryem ile 1,5 sene önce dini nikahla gayriresmiolarak evlendiği, olay günü su almak bahanesiyle evden çıkan Meryem'in diğer ölen Abdülbaki ile işaretltiğini görerek şüphelendiği ve izlediği, ölen Abdülbaki'nin ahırında cinsel ilişkilerini görünce eve dönerek tüfeğini alıp ahırdan çıkmış olan Abdülbaki'ye ate başladığı 300 metre kovalayarak onu vurup öldürdüğü,. ahırdan ayrılarak çeşmeye gitmiş olan gayriresmi i Meryem'in arkasından giderek onu da aynı şekilde öldürdüğü anlaşılmış, mahkemece de olay bu şekilde kabul edilmiştir.
a- Yukarda açıklanan bu oluş içinde sanığın gayriresmi i Meryem ile Abdülbaki'nin cinsel ilişkisini görerekbusebeple her ikisini de öldürmesinde aynı kasıt altında birden ziyade kişiyi öldürdüğü kabul ile sanığın TCY. nın450/5.maddesi uyarınca cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde karar verilerek suç vasfında hata edilmesi,
b- Ölen Meryem'in sanığın resmi i ve çocuklarının da annesi olmaması, karşısında, Dairemizin yerl mişiçtihatlarına göre tahrikin hafif derecede oluştuğunun kabulü ile TCY. nın 51/1. maddesinin uygulanmasıgerektiğinden takdirde hata edilerek 51/2. madde ile uygulama yapılması isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel mahkeme ise, 24.1.1989 gün ve 147/2 sayı ile: ( Sanığın mekan ve zaman birliği içerisinde ölenleriöldürmediği gerekçesiyle ( 1 ) numaralı, sanığın bulunduğu çevre, örf ve adet gereği imam nikahlı da olsa cinselilişkihalinde yakaladığı karısı ve ortağını ağır tahrik altında kalarak öldürdüğü gerekçesiyle de 2 numaralı bozmayakarşıönceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de, C. Savcısı ve katılan vekili tarafından süresinde verilen dilekçeler ile Temyiz edilmesiüzerine,dosya C. Başsavcılığı'nın "Daire kararı doğrultusunda bozma" isteyen 27.3.1989 gün ve 993 sayılıtebliğnamesiyleBirinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel kurulu'nda okundu, gereği konuşulup düşünüldü:


KARAR :
İncelenen dosyaya göre;
Sanığın ölenlerden Meryem ile olaydan 1,5 sene önce imam nikahı ile evlendikleri, diğer ölen Abdülbaki'nindesanığın yakın komşusu olduğu, olay günü Abdülbaki'nin işareti üzerine Meryem'in su getirme bahanesiyle dışarıçıktığı ve Abdülbaki'nin ahırına girdiği, durumu gören sanığın bu davranışa anlam veremeyerek merakla ahıragittiğinde, ölenleri cinsel ilişki halinde gördüğü, o an her ikisini de öldürmeye karar verip tüfeğini evden alıpdöndüğünde Meryem'in su kovasını alarak köy çeşmesine gittiğini, Abdülbaki'nin de ahırın önünde pantolonunu giydiğini gördüğü, tüfeğini Abdülbakiye doğrultarak at e başladığı, yaralanan Abdülbaki'nin kaçması üzerine300metre kovalayarak yetişip onu öldürdüğü, hemen ardından 500 metre uzaklıktaki köy ç mesine giderek gayriresmikarısı Meryem'i de öldürdüğü, her iki öldürmenin 3-5 dakika içinde tamamlandığı dosya kapsamındananlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan; Özel Daire ve yerel mahkeme tarafında da kabul edilen bu oluşa göre sanığın eylemi,TCY.nın 450/5. maddesine uyan "Birden çok kimsenin öldürülmesi" suçunu mu yoksa ayrı kasıt altında ikikişininöldürülmesini ve dolayısıyla iki kez TCY. nın 448. maddesinin uygulanmasını mı gerektirecektir? Sorun, bununbelirlenmesidir.
Sanık, aksi kanıtlanamayan savunmasında açıkça söylediği gibi gayri resmi i Meryem ile Abdülbaki'yicinselilişki halinde görünce, bundan duyduğu infial sebebiyle her ikisini de öldürmeye karar vermiş ve öldürmüştür.
TCY. 450/5. maddesinin uygulanabilmesi için, aynı sebep ve kasıt altında birden çok kişinin öldürülmesigerekir.Yerel mahkeme zaman ve mekan faklılığına dayanarak TCY. nın 450/5. maddesinin uygulanamayacağını ilerisürmekte ise de, zaman ve mekan birliği 450/5. maddede öngörülen ve özel bir içtima hükmünü içerendüzenlemeninunsuru olmayıp, birden çok kişinin aynı sebep ve kasıt altında öldürdüğünün tespiti için bir ispat aracı olarakkabuledilebilir. Kaldı ki olayımızda zaman ve mekan farklılığından da söz etmek olanaklı değildir. Zira her ikisini deöldürmeye karar veren sanık evinden tüfeğini almaya gittiği sırada, Meryem cinsel ilişkisinin sona ermesinedeniyleahırı terkettiğinden, sanık önce ahırın önünde rastladığı Abdülbaki'yi, onu öldürdükten hemen sonra da gittiğiköyç mesinde Meryem'i öldürmüştür. Aradaki 300-500 metre uzaklık ile bu uzaklıktan kaynaklanan 3-5dakikalıkzaman farklılığını biçimsel olarak görüp zaman ve mekan farklılığı bulunduğu biçiminde kabul etmek mümkündeğildir.Kaldı ki zaman ve mekan farklılığı bariz şekilde varolsa bile; sebep ve kast birliğinin bulunduğu ahvalde geneTCK.nun 450/5 maddesi uygulanacaktır. Sanık yani sebep ve kasıt altında iki kişiyi öldürmüş bulunduğundanTCY.nın 450/5. maddesi hakkında uygulanmalıdır. Yerel mahkemenin 1 numaralı bozmaya ilişkin direnme kararı bunedenle isabetli değildir.
2 numaralı bozmaya gelince: Buradaki uyuşmazlığın konusu tahrikin derecesine ilişkindir.
Tahrikin derecesini tayinde ölçü, tahriki oluşturan hareketin sanıkta husule getirdiği "gazap veya şedit birelemintesiri'nin" önemli boyutlara varıp varmamasıdır.
Toplumumuzda düzenle sürdürülen gayriresmi evliliklere de resmi evlilikler kadar değer verildiği bilinen bir gerçektir. Gayri resmi de olsa sanığın "i" bildiği ve birlikte yaşadığı kadının bir başkasıyla cinsel ilişkiyegirmesinden duyacağı sadakat sözüne ihanetin verdiği elem ve gazabın önemli boyutlara ulaştığını kabuldezorunluluk vardır. Bu kabul gayriresmi evliliği resmi evlilikle tutmak anlamına gelemez. Eğer ortada resmi evlilikolsaydıini cinsel ilişki halinde görüp, öldürme olayını işlemiş bulunsaydı daha özel bir tahrik halini kapsayan TCY.nın 462.maddesi ile indirim yapmak gerekecekti. Gayriresmi ten çocuğu olmaması gibi bir ayrım yapmaya hukukenimkan yoktur. Kaldı ki olayımızın ayrı özellikleri de vardır. Şöyle ki: Sanığın gayriresmi i Meryem aynı zamanda amcasının kızıdır ve ölü muayene ve otopsi tutanağına göre 3 aylık hamiledir. Açıklanan bu duruma göre sanıkağırtahrik altında suçu işlemiştir. Yerel mahkemenin tahrike ilişkin direnmesi yerindedir.

SONUÇ :
Yukarıda açıklandığı üzere C. Savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazları ile tebliğnamedekidüşünceyerinde görüldüğünden 1 numaralı ilişkin yerel mahkeme direnme kararının BOZULMASINA, 24.4.1989günündeve oybirliğiyle karar verildi.