Mesajı Okuyun
Old 18-02-2012, 14:43   #9
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/32136 E. 2007/37354 K. sayılı 10.12.2007 tarihinde verdiği kararında asıl ve alt işverenlik ilişkisi içerisinde asıl işveren olan tarafın alt işverene bağlı çalışan işçilerin işçilik alacaklarından sorumluluğu hususu değerlendirilmektedir. İnceleyeceğimiz karar özellikle asıl - alt işveren ilişkisinin gerçekleşmiş olması ve sonuçlarını doğurması için gerekli şartlardan olan ‘’Münhasıran asıl işverenin işyerinde çalışma’’ esasının anlaşılabilmesi açısından önem arz etmektedir.

İncelememize konu kararda, davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma ve izin ücreti ile bayram tatili gündeliğinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm davalı şirketçe temyiz edilmiş Yargıtay tarafından incelenmiştir.

Yargıtay, yerel mahkemenin vermiş olduğu kararı incelemiş ve kararı bozmuştur. 9.Hukuk Dairesi vermiş olduğu kararda davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin mevcudiyeti asıl işverenin alt işverenin işçilerinin hak kazanacakları alacaklardan sorumlu tutulabilmesi için yeterli olmayacağına hükmetmiştir. Yargıtay bu sorumluluk için, işçinin münhasıran asıl işverenin işyerinde çalışması gerektiğini, davacı işçinin dönem içerisinde farklı işyerlerinden adına sigorta prim bildirgesi verilmesi sebebi nedeni başta olmak üzere yerel mahkeme tarafından bu hususun araştırılmayarak, eksik inceleme ile davacının tüm çalışma süresinden doğan alacaklardan davalı asıl işvereni de alt işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutmasının hatalı olduğunu vurgulamıştır.

Kararımızda da belirtildiği üzere, alt işverenlik ilişkisinin bulunduğu işyerlerinde, asıl işverenin alt işveren işçilerinin ücret başta olmak üzere sahip oldukları işçilik haklarından sorumlu tutulabilmesi, kanunda sayılan birçok şartın yanında ‘’Münhasıran o işyerinde çalışma’’ koşuluna bağlanmıştır. Bu durumdan kısaca anlaşılması gereken alt işverene ait işçinin yalnızca asıl işverenin sahip olduğu işyerinde faaliyet göstermesi gerekmektedir. Yani alt işverene ait işçi, kendi işvereni başka kişiler ile alt işverenlik sözleşmesi yapmış ve bu nedenle farklı işverenlere ait işyerlerinde faaliyet gösteriyor ve bu faaliyet herhangi bir düzende değilse o durumda ücret ve diğer işçilik alacakları açısından başvuracağı yer alt işveren olabilecektir. Çünkü bu durumda kanunda belirtilen ‘’Münhasıran asıl işverenin işyerinde çalışma’’ koşulu oluşmuş sayılmamaktadır. İncelememize konu kararda Yargıtay 9. Hukuk Dairesi davacı işçinin belirttiği dönemde sadece davalı asıl işverenin işyerinde çalışmamış olduğunu tespit etmiştir. Davalı asıl işveren, davacı işçinin işçilik alacaklarından sorumlu olmaktan bu kararda görüleceği üzere sorumlu olmaktan kurtulmuştur.
---------------------------------
Saygıdeğer Arkadaşlarım, işçilerin çalışmasının sadece aynı işyerinde geçmediği durumlarda asıl işverenlik ilişkisi kurulmaz. Bu durum eski kanunda da "münhasıran" şeklinde ifade edilmekteydi. Dolayısıyla alt işveren asıl işveren ilişkisi kurulmuş olduğu fikrine halen katılmıyorum. Örneğin fabrikanın makinelerinin bakımı için bir firmayla anlaşsam ve her ay gelip düzenli bakım yapsalar ben bu işçilerin asıl işvereni mi olacağım?

Diğer yandan Sayın Akyol'un söylediği gibi, asıl işveren alt işveren ilişkisi varsa(?) bu taraflar arasındaki sözleşmede işçilere karşı sorumlu olunmayacağına ilişkin bir düzenlemenin işçiler açısından elbette geçerliliği yoktur.
Yani işçiler hem asıl işverenden hem de alt işverenden haklarını müteselsil ve müştereken talep edebilirler. Fakat alt işveren ve asıl işveren, işçiye ödemek zorunda kaldıkları bu bedeller için birbirlerine kendi aralarındaki sözleşmeye göre rücu edebilmektedir. Uygulamada asıl işverenler genel olarak bu konuda işçiye ödemek zorunda kaldıkları tüm bedelleri alt işverenden talep etmektedir. Bu davalar genel hükümlere göre Asliye Hukuk'ta görülmektedir. Yargıtay bu konudaki kararlarında asıl işverenleri de (kamu tüzel kişileri dahil) tacir gibi kabul edip işçiye ödenen tazminatlardan yarı yarıya sorumlu olduğunu kabul etmektedir.