Mesajı Okuyun
Old 28-02-2007, 17:19   #31
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn.Yılmaz,

1. İcranın erkek işi olduğuna;
2. İlan konusu işin erkeklere özel olduğuna;
her ikisine de karar verilmedi. Benim yetkim de yok zaten. Ben işçi ve işveren gözüyle bakıyorum olaya.

Sadece iş ilanını veren kişinin iş tanımında ve işin yapılacağı ortamla ilgili bağlayıcı, işgörenin lehine ve aleyhine olabilecek durumlar değerlendirildi. Sonuçta da, ayırımcılık olup olmadığına karar verebilmek için yapılabilecek tek şey var: ilanı verenin iş tanımında (yazılı veya değil) öngörülen işlerin cinsiyetten etkilenip etkilenmediğini araştırmak, soruşturmak. Bunu yapmaksızın, ilanın ayırımcılık unsuru taşıdığı sonucuna sizin kadar kolay ulaşmam mümkün olmuyor. Siz neye dayanarak bu sonuca ulaştınız? Uluslararası sözleşme, yasa, yönetmelik öne sürmeyin lütfen; onlar bana göre çok soyut, öyle de böyle de anlaşılabilir. Uygulamaya dayanak olmuş somut şeylerden söz edin ki, ben de anlayabileyim. Hukukçu değilim, stajyer hiç değilim, ama işçi de, işveren de oldum. Ayırımcılık yapıp yapmadığı belli olmayan birisine kağıda dökülmüş yol gösterici düzenlemelere dayalı olarak, bir ilandaki sözcükler dolayısıyla, ayırımcılık yaptı deyivermek bu kadar kolay mı oluyor? Yargı bu kadar dayanaksız değildir herhalde. Felsefe ortada, Sn.Kayar ve Sn.Koz ortaya koydular, ama kanıtlar, örnekler nerede? Vallahi, soykırım demek bile mümkün bu yöntemle.

Sn.Koz,

Riske işçi (kadınlar demeyeceğim) adayları karar versin diyorsunuz. Bu olanaksız. Yüzlerce yıllık bir işi gördüren işveren değil de, o işe girecek olan kişi mi karar versin risklere, olup biteceklere. Affedersiniz ama, nerden biliyor ki?

Ayrıca işi gördürecek olan, buna karşılık ücret ödeyecek olan da işveren. Siz hiç bir dükkandan manto almaya gidip de, sizin boyutunuzda manto olmadığı için tezgahtarın size zorla etek vermesine razı geldiniz mi? İşveren, işçiden hizmet satın almaktadır. Bu sırada da, kendine maliyetini düşünmek zorundadır. Yılda 1000 iş yapacak, bunların 990 ı kadınlar için uygun olmayan ortamlarda gerçekleşecekse, ve 10 iş için bir kişi bir yıl meşgul olacaksa, kadın işçi almasını beklemezsiniz herhalde, değil mi? Şimdi bu işveren ayırımcılık mı yapmış oldu yani? Bunu hiçbir işverene, hatta işveren olmayan ama hesap kitap bilen hiç kimseye kabul ettiremezsiniz. Sermaye her zaman uygun bir çıkış yolu bulur, bulamazsa da, yasaları değiştirtir.

Bunun kötü niyetle kullanıldığı görüşünüze katılıyorum; öyle davrananlar var. Ama bunun kararını vermek için kanıt olması gerekir; bir ilan yetmez; değil mi?

Ayrıca, iş ve işçi sağlığı mevzuatıyla ilgili söylediklerim gerçektir; siz avukat olduğunuza göre, arayıp bulabilirsiniz. Alıntınızı kestiğiniz yerin devamına bakarsanız, işverenin, işçiyi gözetmekle yükümlü olduğu, ve onu işin kapsamı dışında işlere koştuğu taktirde de haksız durumlara düştüğünden söz edilmektedir. Bunun temel nedeni de, işverenin işin yapısını işçiden iyi bilmesi gerektiği düşüncesidir. Ve bence de doğrudur. İşverene iş için uygun nitelikleri belirleme özgürlüğünün de dayanağı budur. En belirgin niteliklerden birinin de cinsiyet olduğu kuşku götürmez.

Mantık çerçevesinden bakalım. Bütün insanlar kümesini ayıran en önemli nitelik nedir? Cinsiyet, çünkü insanların bir yarısı bir, diğer yarısı öbür cinsiyettendir. Başka hiçbir nitelik, daha az sayıda sınıflama grubuna yol açamaz, çünkü en azı budur: 2. Yaş, ırk, dil, din, boy, kilo, eğitim, beceriler hep daha çok sayıda bölünmeye yol açar. Bu açıdan bakıldığında, aslında o sayılan sözleşmelerde cinsiyetin yer almaması gerekir; çünkü diğerlerinden çok farklı bir niteliktir: doğuştan ister istemez edinilen, tartışılamaz ve değişmez bir nitelik. Ne ırk, ne dil, ne din, ne boy pos, ne de eğitim bu özellikleri taşır. Kısacası, sözü edilen metinleri ya hatalı kabul etmemiz, ya da cinsiyet açısından farklı değerlendirmemiz gerekiyor.

Bu söylediklerimden kadınların çalışmasına karşı olduğum, bu isteklerini hoş karşılamadığım, veya ayırımcılığa tabi tutulmalarını doğal bulduğum, ya da daha ileri giderek bunu istediğim yargısına varmış görünüyorsunuz. Bu yanlış, kusura bakmayın. Sadece 'ayırımcılık' suçlamasının cezalandırılacak bir durum yaratabilmesi için ortada mantıkla açıklanamayacak bir kanıt olması gerektiğini söylüyorum. İcra nedir, bilmem, ama bir iş ilanı ayırımcılığa kanıt olamaz. Zaten Sn.Admin müdahale ederek tartışmanın çerçevesini genelleştirdi, artık konu o ilan değil, bütün ilanlar.

Öte yandan, ilanlarda örneğin yaş konusunda belirtilen sınırlara karşı çıktığınızı da görmüyorum. Onlar sizce ayırım değil mi? İşveren nereden bilecek benim 80 yaşımda hammallık yapamayacağımı? Elbette yapan bulunabilir, ama işveren onu değil, 20 yaşındakini işe alacaktır. Aklı başında hiç kimse de, neden bu adamı işe almadın demez. İşverenin işine gelen, adı üstünde, o işe en iyi gelen - yani uyan, ona en az dert çıkartan, ve en yüksek verimi sağlaması muhtemel olandır. Beğenmeyebilirsiniz, ama hayatın gerçekleri bunlar. Ya eğitim önkoşullarına ne demeli? Benim bilgisayar alanında hiçbir eğitimim yok, ama o alanda eğitim almış yüzlerce kişiden daha yetkin ve becerikliyim örneğin. Yani, yayınlanan yüzlerce iş ilanının en az % 90 ına uygunum. Ama ne yaşım, ne eğitimim önkoşullara uyuyor. Ne yapayım, onları dava mı edeyim?

Dolayısıyla, hem işçisini gözetme, hem de kendi çıkarı açısından işverenin her türlü niteliği belirtme hakkı olduğuna, hatta bu konuda yükümlü olduğuna inanıyorum. Bu nitelikleri belirtmesinin ayırımcılık olduğuna karar vermek içinse nesnel kanıtlar gerektiğini söylüyorum. Örneğin, bir iş yerinde kadınlara uygun işler bulunmasına rağmen sadece erkekleri çalıştırıyor olmak. Bu gibi durumlarda bile işe kadınları almasını zorlamanın getireceği yararları anlamakta zorluk çekiyorum; o ayrı konu. Ancak, böylesi bir kanıt varsa, haklısınız. (Bütün yazıda erkek yerine kadın, kadın yerine de erkek koyarak okuyunuz lütfen; çünkü hiç farketmez)

Sn.Ragıp,

Soruma cevap vermediniz, ama son yazdıklarınızdan, stajyerliğin ücretsiz olduğu sonucunu çıkartmış bulunuyorum. Yasa yapımında en etkin olan mesleğin kendi kendisini meslek olarak saymadığını bu biçimde sergilemiş olması çok ilginç.

Saygılarımla,