Mesajı Okuyun
Old 11-10-2006, 19:50   #15
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Saygıdeğer Üstadlar,

Devam etmezden evvel, sizlere biraz soluklanmak -ve bana da yanlış anlamalar nedeniyle sorumluluktan kurtulma- imkanı vermesi bakımından bir-iki şey açıklamak istiyorum, aksi halde kötü hissedeceğim:

Öncelikle bu iş, profesyonelce takip ettiğim bir iş değil. Yani mağdur kadın müvekkilim değil. O nedenle konuyu araştırmadan (-ki bunda bu konuyu sevmemin de etkisi var.) forumda soru sormayı tercih ettim ve esasen farklı da olsa (Sayın Taslak'ın ve Sayın Filizözü'nün fikirleri) bir iki çıkış noktası buldum diyebilirim.

Aile mahremiyetinden ve benim takibimde bir iş olmamasından dolayı olayı tam vermek istememiştim ama; kadın erkeğin kendisini aldattığından şüphe etmektedir, bu kuvvetli bir şüphedir. Buna dair sürekli arama kaydı içeren telefon faturaları, aile çevresinde bu iddianın kabul görmesi gibi ciddi emareler mevcuttur. Erkek kabul etmemekle beraber fiili durumu nedeniyle kaçamaklı kabulü var gibidir. 6 aydır evin iaşesine katılmamaktadır, ancak kadın bundan dolayı talepkar/şikayetçi değildir. Erkek boşanma davasını açmayı düşündüğünü, bunun için avukata vekalet verdiğini, ancak diğer kadının adının davada geçmesini istemediğini söyleyerek, davayı askıya aldığını söylemektedir. Kadın açacağını söylediğinde ise vazgeçirmeye çalışmaktadır. Kadın özellikle farklı şehirde üniversitede okuyan ve oldukça duygusal olan çocuğu, 28 yıl emek verilen bir evlilik nedeniyle boşanıp-boşanmamak konusunda tereddütlüdür. Tüm bu olanlara rağmen aile içinde normal yaşayış devam etmekte, şiddetli tartışma, hakaret, küfür, şiddet yaşanmamaktadır. Umarım şimdi kadının ve erkeğin, boşanma ve ayrılık davası açıp-açmama konusundaki tereddütleri, 28 yılda beraberce biriktirilen birikim konusunda kadının endişesi anlaşılmabilmiştir.

Şimdi açık olmak gerekirse; Sayın Mehmet Emin Taslak'ın ilk iletisini daha önce esas almamamın nedeni; olaya uygulanabilir olup-olmaması değil, tamamen benim bilgisizliğim-kusurum neticesi ne demek istediğini anlayamamamdır. Sayın Taslak sadece maddeyi yazınca, ben mal ayrılığı rejimine geçişi tavsiye ettiğini dahi anlamadım.

Sayın Filizönü'nün tavsiye ettiği yolu ise Hakim Nazif Kaçak'ın Medeni Kanun'daki Değişiklikler (tam adı böyle değildi ama) kitabında aynen buldum ve orada boşanma ihtimalinde (benim olayıma uyuyordu) dahi bu yolun uygulanabileceği yazdığından kendimce çözümü bu yolda buldum.

Sayın Mehmet Emin Taslak, Sayın Suat Ergin,
Emeğinize, yorumlarınıza teşekkürler. Olayın detayını vermediğimden yorum yoluyla bir yerlere varmak zorunda kaldınız, bu arada da yanlış anlamalar olabildi. Benim hatam kimse kusura bakmasın, öğrendim ki; soru sormak da bir maharetmiş!

Emek veren tüm saygıdeğer meslektaşlarıma teşekkürlerimi sunarım.

Saygılarımla.