Mesajı Okuyun
Old 15-07-2011, 15:04   #127
AV. İLKER VURAL

 
Varsayılan

Adaletsizlik, haksızlık ve hukuksuzluk maalesef ülkemizin acı gerçekleridir. Bu gerçeklerden daha acı olan ise ülke çoğunluğunun, bütün iyi temennilere ve atılan nutuklara rağmen, adil olmayan bu durumdan kurtulmak yerine, adaletsiz bir sistem içerisinde yaşamak konusunda ısrarla direnç göstermesidir.

Şimdi olayı kişiselleştirmekten ziyade genel olarak olaya bakmakta fayda var diye düşünüyorum. Bilindiği üzere ülkemizde üniversiteye girmek için yapılan merkezi sınava milyonlarca öğrenci girmekte, başarılı olanlar belirli bölümlere yerleşmektedirler. Belli bir seviyenin üzerinde puan alamayıp da parasal imkanları olanlardan bazıları ise bu imkanlarını kullanarak, tıp, hukuk, mühendislik ve saire, diledikleri her bölüme girebilmektedirler. İşte burada çok boyutlu bir adaletsizlik ortaya çıkmaktadır. Olaya hukuk fakültesine ve avukatlık mesleğine giriş yönlerinden bakacak olursak;

1 – ) Sınavda hukuk fakültesine giriş için yeterli olan puanı çalışarak, hakkı ile alıp ( ki hakkı artık ülkemizi terk etmiştir. ) hukuk fakültesine girenlere karşı yapılan adaletsizlik.

2 - ) Sınavda yeterli puanı alamadığı ve maddi durumu vakıf üniversitelerinin masraflarını karşılamaya yetmediği için hukuk fakültesine giremeyenlere karşı yapılan adaletsizlik

3 - ) Adaletsizliğin bu boyutu, devletin, özellikle üniversite mezunları aleyhine olarak, serbest piyasa şartlarına haksız müdahalesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Mezun sayısının fazla olmasına, bir de vakıf üniversitelerinin Hukuk fakültelerini ve bağlı olunan baronun avukatlık stajını bitirip maddi imkanlarla lüks büro açmak ve para parayı çeker felsefesini düstur edinerek zaten var olan çevreden yararlanmak durumu eklenince, piyasaya tamamıyla yerleşmiş olan altta kalanın canı çıksın kuralı devreye girmekte ve böylece adaletsizlik bir kez daha tecelli etmektedir.

4 - ) Yanlış hatırlamıyorsam burada bir kişi kendisinin vakıf üniversitesinde okuduğundan, vakıf üniversiteleri değerli hocalara maddi imkanlar sundukları için bu hocaların vakıf üniversitesi öğrencilerine daha kaliteli bir şekilde ders anlattıklarından bahsetmişti. Bu konuya fazla girmek istemiyorum, bilenler bilir Cem Yılmaz’ın vakıf üniversiteleri konusunda bir esprisi vardı, sadece bunu hatırlatmakla yetiniyorum.

Eskiden maddi gücü yetersiz olanların çocukları için tek çıkar yol okuyarak bir yerlere gelmekti. Ancak daha sonraları açılan bazı vakıf üniversiteleri, kısmen adaletli olan bu sisteme ve piyasaya darbe vurdu. Bu durum, memlekette cebinde parası olana eğitim, sağlık, askerlik ve diğer bütün konularda kapıların sonuna kadar açık olduğunu göstermiş, ‘parayla saadet olmaz, para her şey değildir’ diyenleri fena halde afallatmış, ‘parayı veren düdüğü çalar, paranın gözü kör olsun’ sözünün gerçekliğini bir şamar gibi insanımızın yüzüne vurmuş, ‘emek, emeğin karşılığı, emeğin değeri, kul hakkı’ gibi kutsal kavramların içlerinin boşaltıldığını bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Sonuç olarak, Hakimlik sınavı standartlarında yapılacak olan bir avukatlık sınavının bu adaletsizliği kısmen de olsa giderebileceği düşüncesindeyim.