Mesajı Okuyun
Old 27-07-2009, 18:43   #26
Academic

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Öyleyse namusun ahlak ve dürüstlükten başka bir şey ifade etmediği söylenebilir. Ahlak ise toplum içinde uyulması gereken davranış kurallarına denilmektedir. Öyleyse bir kimsenin bekareti toplumu ilgilendirmediğine göre namusu da ilgilendirmez.


Sosyal bilimlerde kavramları tanımlamak gerçekten zordur. Namus kavramına yüklenen çok fazla anlam var. Yukarıdaki saptamanız çok doğrudur. Kimsenin bekareti toplumu ilgilendirmez fakat ahlak kuralları toplumu düzenleyen kurallar olduğuna göre toplumun genel bakışını ve verdiği anlamı da soyutlayamayız gibime geliyor. Şu bir gerçektir ki bu toplumda namus kavramı kadın üzerinden değer kazanıyor. Oysa ki olması gereken bu olmamalı. Yani sadece kadının namusu değil örneğin manavdaki meyveyi eksik tartan ve müşteriyi dolandıran yaklaşım da namussuzluk olarak değerlendirilmeli. Konu ahklak ise.

Fakat Türk toplumu gibi geleneksel toplumlarda kadına bakış açısının bunu belirlediğini düşünüyorum. Kadın pasif ve sahip olunması gereken bir varlık olarak algılanırsa doğal olarak kendini koruyamayacağı varsayımı ile onun adına bunu yapan erkekler bulunur. Bu erkek kendisini onun namusundan sorumlu hisseder çünkü kadın zayıftır, acizdir, onun namusu kendi namusudur diye geneller. Namusa yapılan atıfta da kadının bekareti ve cinselliği ön plandadır çünkü kadına doğurgan ve erkeğin cinsel ihtiyaçlarını karşılaması gereken bir varlık olarak bakılır, analık ise bunun kutsanmasıdır.

Her şey zincirin halkaları gibi birbirine bağlı bence. Düğüm noktası ise kadının kendi namusunu koruyabileceğine ilişkin yetkinliğinin olduğunun tanınmasıdır. Yani kadın namusunu ne ile tanımlıyorsa , ya da namus nasıl tanımlanıyor ise bunu da koruyacak olan yine kadındır. Zaten konu cinsellik ve kadının namusunun bu eksende korunması ise erkek kadının namusunu kimden koruyor? Yine diğer erkeklerden değil mi? Kadını pasifize eden tüm yaklaşımlarda kadının da payı olduğunu düşünüyorum. Kadın sığınma ihtiyacı hissetmez ise (bu gücü olduğu inancı olur ve gerekli şekilde davranabilirse) tarihin boşluk affetmediği gibi bu boşluğu erkeklerin doldurmasına da gerek kalmaz.. Bence..

Saygılar..