Mesajı Okuyun
Old 25-06-2008, 19:13   #2
Av. Nurten Kozan

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;
Medeni yasa 639 a( Yürürlükteki yasa 713) göre, kazandırıcı zaman aşımının işleyebilmesi için " malik hissiyle zilyet olma" şart olarak düzenlenmiştir. Yürürlükten kalkan medeni yasada, kazandırıcı zamanaşımı hükmünün işleyebilmesi için taşınmazın tamamının kullanılıyor olması şartını düzenlerken, yürürlükteki yasa bu sınırlamayı kaldırmış, "bütünü, bir kısmı, bir payı" şeklinde genişletmiştir.
Kazandırıcı zamanaşımı hükümlerine göre açılan tescil davasında, ilan şartı bulunmakla beraber, ilan üzerine hak sahibinin müracaat etmesi için düzenlenen 3 aylık süre hak düşürücü süre olarak belirlenmemiştir.
Bunlara göre olayı irdelersek;
1- 1967 yılında yapılan sözleşme ile, taşınmazı kazandırıcı zamanaşımı ile adına tescil ettiren Y nin, MALİK sıfatıyla zilyet olmadığı, taşınmazın asıl zilyedinin X olduğu, Y nin taşınmazın zilyedinin X e ait olduğunu bildiği ve sadece taşınmazı işlediği açık olacaktır. Malik sıfatıyla, taşınmaza zilyet olmaması durumunda, kazandırıcı zamanaşımı hükümlerine göre adına tescili talep edemeyecektir.
2- 1992 tarihli taahütname dikkate alınmalıdır diye düşünüyorum. Çünkü, Y taşınmazın asıl zilyedi olan X in tescil davasına katılmasını bu taahütname ile engellemiş olabilir. Zilyetlik, tescil dışı taşınmazlarda, satılabilir, devredilebilir. Satılıp, devredilmesi halinde, sonraki zilyet, önceki zilyedin zilyetlik süresini de kullanabilir. Ancak, devir yapılmadan, sadece bir nevi kiralama sayılabilecek olan yarıcı sözleşmesinde zilyetlik ayni hakkının devredildiği söylenemez diye düşünüyorum.
Bence; 1992 yılında açılan devam eden tescil davasına katılma hakkı bulunan Xin davaya katılması taahütname ile engellenerek, tescilin sağlanıp sağlanmamış olduğu olgusunun değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum. Taahütname ile taşınmazın 1/2 mülküyetinin kendisine verileceği kaanitinin yaratılmış olması iradenin sakatlanması, hile olarak değerlendirilebilir. Böyle bir durumun ortaya çıkması hali ise, kazandırıcı zamanşamı hükümlerinden yararlanmaması gereken Y nin adına tescil sağlamış olması olgusunu ortaya çıkarır ki, bence bu durum yolsuz tescil olarak nitelenebilecektir diye düşünüyorum...
Kolaylıklar dilerim.....