Mesajı Okuyun
Old 31-01-2007, 00:16   #18
Av.A.Ş.

 
Varsayılan Sayın korayad;

Konuya bakış açınız ve hukuki değerlendirmeleriniz bize bir fikir vermiştir. Teşekkürler.

Bu ortamda soruları kısa ve öz itibariyle anlatmak gerekiyor. O nedenle konuya çok detayına giremedim. Alacaklı, borçluya bir tesis kurması çin bu parayı vermiştir. Borçlu hem işi yapmamış hem de iş bedeli olarak aldığı parayı iade etmemiştir.

Alacaklı parayı verirken borçludan bütün unsurları tamam olan(vadeleri, tanzim tarihleri ve bedeli belirli) iki senet almıştır. ve senetlerden birini teminat amacıyla aldım demiştir.

Fakat bu anlaşma yapılırken tarflar arasında "şayet iş yapılmaz ise ikinci senet hakkında da işlem yaplacaktır" gibi bir ifade her nasılsa yazılmamıştır. Ancak alacaklının asıl amacının bu olduğu, yani asıl ifayı kuvvetlendirmek olduğu kuşkusuzdur. Yoksa alacaklı neden böyle bir analaşma yapsın!

Anlaşmanın mefhumu muhalifinden -ki bundan başka bir sonuç çıkarmak mümkün değildir- 'şayet borçlu kendisine yüklenilen edimi ifa etmezse tazminat olarak da 12.000YTL'yi ödemek zorundadır' gerekçesinden yola çıkılarak ikinci senet hakkında da takip başlatılamaz mı?

Diğer bir ifadeyle, borçlunun asıl borcu olan ilk senedin ödenmesi amacıyla borçluya ödeme protestosu çekilmiş; borçlu asıl borcu vadesinde ödemeyerek temerrüde düşmüştür. Borçlunun temerrüdü protestoyla(BK.md. 101/I) kesinlik kazanmıştır.

Alacaklı bununla da kalmamış; borçlunun asıl edimini(borcunu ifa etmesi için) yerine getirmesi için ikinci senet için de protesto çekilmiştir.
Bu durumda ikinci senedin teminat fonksiyonu ortadan kalkmışolmuyor mu?

Teminat senedi olduğu kabul. ancak bu senedin sonsuza kadar teminat kalacağı anlamında değildir.

Temmerüdün sonucu olarak da borçlu, alacaklıya geçmiş günler faiziyle(BK.md. 103/I) birlikte alacaklının uğradığı diğer menfi ve müspet zararlarını(BK.md. 106) da karşılamak zorunda değil midir?

Diğer açıdan bakıldığında, BK.md. 103 bu konuda genel bir düzenleme yapmıştır. Buna göre bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu arada anlaşma olsun veya olmasın faiz ödemek zorundadır(Faiz oranı ve uygulama şekli 3095 sayılı yasaya göre belirlenir.)

Bu kuralın aksine yapılan anlaşmalar ise cezaişart hükümlerine tabi olur(BK. md. 104/II). Borçlunun faiz ödeme kuralının dışında alacaklı ile borçlu arasında yapılan anlaşmaların cezai şart hükümlerine göre değerlendirilmesi gerktiğini düşünüyorum.

Hukuki nitelendirme yapıldıktan sonra cezaişartın fahiş olup olmadığı konusu tartışılabilir. Hakim fahiş gördüğü cezaişartı tenkis etmekle mükelleftir(BK.md. 161/son). Bunu borçlu tarafın ileri sürmesine gerek yoktur. Bu husus resen nazara alınır.
Kanaatimce burada kararlaştırılan cezaişart fahişdeğildir. Yargıtay uygulamalarında Fahiş kavaramını asıl alacağın en az üç katı tutarında olması halinde tenkise tabi tutan kararları vardır. Teşekkürler.