Mesajı Okuyun
Old 29-01-2007, 19:16   #12
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. ragıp,
Mesajınızda bir noktaya takıldım. Büyük harflerle vurgulamış olduğunuzu görünce dikkatimi çekti.. PARA BORCUNDAN BAŞKA BORÇ İÇİN DÜZENLENMİŞ OLACAK derken bunu neye dayandırıyorsunuz. Şüpheye düşüp, kitaplara da baktım ancak buna ilişkin bir bilgi bulamadım. Zaten hafızamda da böyle bir şey yoktu.. Aşağıdaki karar gibi bir kaç karar daha var ki Para borcunun ödenmemesi halinde cezai şartın kabul edilebileceğinden açıkça bahsediliyor. Hatta kanunlarımızda bunu engelleyen bir hüküm yok denilmiş.

Alıntı:
T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 1995/3746
Karar: 1996/3964
Karar Tarihi: 18.04.1995




Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 1.263.600 liralık tazminat kısmı dışında kalan miktara yönelik itirazın kaldırılmasına ve ayrıca faizin de % 30 olarak tespitine karar verilmesine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı, davalıların 01.08.1993 günlü sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ödemediklerini, haklarında yapılan icra takibine de itiraz ettiklerini öne sürerek itirazın iptali ile icra takibinin devamına ve % 40 inkar tazminatına hükmedilmesini istenmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece davalıların yaptığı itirazların 1.263.000 liralık tazminat kısmı dışında kalan miktara yönelik itirazın kaldırılmasına ve ayrıca faizin de % 30 olarak tespitine karar verilmiştir. Hüküm davacı şirket tarafından temyiz edilmiştir.
BK. 158 ve devam eden maddelerinde sözü edilen ceza koşulu geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi ya da belli bir yerde, belli bir zamanda yerine getirilmemesi durumunda borçlunun ödemesi gereken alacaklıya ispat yükü olmadan zararını alabilme imkanını sağlayan fer'i nitelikte götürü bir edimdir. Bu tanımlamada da belirtildiği üzere geçerli olan her sözleşmede ceza koşulu kararlaştırılabilir. Bu kural Borçlar Yasası'nda tanımı yapılan sözleşmelerin serbestliği ilkesine dayanmaktadır. O nedenle para borçlarının ödenmesine ilişkin sözleşmelerde de ceza koşulu kararlaştırılabilir. Dahası para borcunun ödenmemesi veya eksik veya geç ödenmesi halleri için ceza koşulu yanında ayrıca temerrüt faizi ödenmesi de öngörülebilir. Bu nitelikte bir sözleşmenin yapılmasına engel bir hüküm de yasalarımızda bulunmamaktadır. Somut olayda tarafların kabulünde bulunan 01.08.1993 günlü sözleşmenin imzalı ön sayfasında borcun taksitler halinde, sözleşmenin arka sayfasında da "sözleşme koşulları" uyarınca ödeneceği yazılıdır. Aynı matbu sözleşmenin arka sayfasında yine matbu olarak "sözleşme koşulları 6. maddesinde arka arkaya iki taksidin ödenmemesi halinde borcun tamamının muacceliyet kazanacağı, icra takip yoluna başvurulduğunda ise, muacceliyet kazanan asıl alacağın yanısıra icra takip tarihi itibarıyla vadesi geçmiş her taksit için aylık % 9 gecikme faizi, muaccel olan alacak miktarı üzerinden % 30 cezai şart ödeneceği açıklanmıştır.
Sözleşmenin ön yüzü davalı borçlular tarafından imzalanmış olmakla birlikte bu kısımdaki açık yollama nedeniyle arka sayfadaki "sözleşme koşulları davalıları bağlar. Davalılar matbu "sözleşme koşulları"nın sonradan değiştirilerek yapıldığını iddia ve ispat da etmemişlerdir. Öyle ise davadaki uyuşmazlığın bu sözleşme ve arka sayfasındaki sözleşme koşullarına göre çözüme kavuşturulması, ceza koşuluna hükmedilmesi kaçınılmazdır.
Öte yandan alacak likit ve muayyen olduğu için icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerekir. Yine alacağa sözleşmede kararlaştırılan akdi faizin uygulanmaması da isabetsizdir.
Sonuç: Mahkemece yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. (18.04.1995).
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************

Tekrar soruya dönersek, Menfi tespit davasının açıldığı tarihte ilk senet henüz ödenmemiş ise alacaklı davanın açılmasına sebebiyet vermiş sayılmaz. Çünkü ikinci senedin teminat fonksiyonu ilk senedin ödenmemesi nedeniyle sürmektedir. Taraflar anlaşıldığı kadarı ile vadeyi bir ay ötelemek amacıyla böyle bir yola gitmişlerdir. Riskli olmakla birlikte dava açıldığı tarihte ilk senet ödenmediğinden dava açılmasına sebebiyet verilmediği ileri sürülerek yargılama giderlerinden kurtulmak yolu denenebilir. Ancak dosyaya para ödendiği ve teminat karşılığında tedbir konduğu söylenmektedir. Sn. şenateş'in yerinde olsam bir an önce müvekkile durumu izah ederek. İkinci senetten feragat beyanını alır ve mesleki sorumluluktan kurtulmaya çalışırdım. Hatta mahkeme dışında sulh'le halletmek en ideal yol olacaktır.