Mesajı Okuyun
Old 13-03-2013, 07:26   #1
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan icra mahkemelerince verilen tazyik ve disiplin hapsine ilişkin kararlara karşı başvurulacak kanun yolu düzenlemeleri kanun koyucunun yetkisindedir

Esas Sayısı: 2011/64
Karar Sayısı: 2012/168
Karar Günü: 1.11.2012
RG.13.03.2013, s.28586

" ...Kanun yolu, bir yargı yeri
tarafından verilen ve hukuka aykırı
olduğu ileri sürülen bir kararın, kural
olarak başka bir yargı yeri tarafından
incelenmesini sağlayan hukuki yoldur.
Kanun yolunun amacı, yargı yerleri
tarafından verilen kararların, kural
olarak başka bir yargı yeri tarafından
denetlenmesine imkân tanınmak suretiyle
daha güvenceli bir yargı hizmeti
sunmaktır.
Anayasa’nın 142. maddesinde, “yargılama
usullerinin” kanun ile düzenlenmesi
öngörülmektedir. Kanun yolu usulü de
yargılama usulü kapsamındadır.
Anayasa’nın 154. maddesinde, Yargıtay’ın
adliye mahkemelerince; 155. maddesinde
ise Danıştay’ın idari mahkemelerce
verilen ve “kanunun başka bir idari
yargı merciine bırakmadığı” karar ve
hükümlerin son inceleme mercii olduğu
düzenlenmiştir. Buna göre, kanun yolu
usulünün ve merciinin belirlenmesi
hususu kanun koyucunun takdirine
bırakılmıştır. Ancak, kanun koyucu bu
takdir yetkisini kullanırken hukukun
genel ilkelerine ve Anayasa’daki
kurallara, özellikle de hukuk devleti
ilkesine ve adil yargılama hakkına uygun
hareket etmelidir. Anayasa’nın 36.
maddesi kapsamında korunan kanun yoluna
başvurma hakkının etkili bir şekilde
sağlanabilmesi için kanun yolu
merciinin, incelenen kararı gerektiğinde
değiştirme yetkisine de sahip olması
gerekir.
Diğer taraftan, kanun yoluna başvurma
hakkının iki dereceden fazla tanınmasına
ilişkin Anayasa’da bir hüküm
bulunmamaktadır. Kanun yoluna başvurma
hakkı sonsuz olmayıp, bu hakkın bir
yerde kesilmesi gerekmektedir.
Dava konusu kuralın birinci cümlesinde,
icra mahkemelerince verilen tazyik ve
disiplin hapsine ilişkin kararlara karşı
itiraz yoluna başvurulabileceği
belirtilerek kişilere kanun yoluna
başvurma hakkı tanınmış; üçüncü
cümlesinde itiraz incelemesi sonucu
verilen kararların kesin olduğu hüküm
altına alınarak bu hak, iki derece ile
sınırlandırılmıştır.
Dava konusu kuralın ikinci cümlesinde
ise itirazı incelemeye yetkili
mercilerin; icra mahkemesinin birden
fazla dairesinin bulunması hâlinde,
numara olarak kendisini izleyen daire,
son numaralı daire için birinci daire, o
yerde icra mahkemesinin tek dairesi
bulunması hâlinde asliye ceza mahkemesi,
icra mahkemesi hâkimi ile asliye ceza
mahkemesi hâkiminin aynı hâkim olması
hâlinde en yakın asliye ceza mahkemesi
olduğu belirtilmiştir. Bir il veya
ilçenin adını taşıyan mahkemelerin, iş
durumunun gerekli kıldığı hâllerde,
birden fazla kurulan “daire”lerinin,
yargılama faaliyetleri ve kanun yolu
başvurularının incelenmesi yönünden aynı
mahkeme olarak değerlendirilemeyeceği
açıktır. Yargı yerlerinin bir isim
altında daireler hâlinde çalışmaları,
mahkemelerin teşkilatlanmasına ilişkin
“idari nitelikte” bir tercihten
ibarettir. 5271 sayılı Kanun’un itiraz
kanun yoluna ilişkin 271. maddesinin (2)
numaralı fıkrası uyarınca, itiraz mercii
olarak belirlenen icra mahkemesi
dairelerinin ve diğer mahkemelerin,
itiraz edilen kararı denetleyerek işin
esası hakkında karar verme yetkileri
bulunmaktadır.
Dolayısıyla dava konusu kuralla
getirilen icra mahkemelerince verilen
tazyik ve disiplin hapsine ilişkin
kararlara karşı başvurulacak kanun yolu
usulüne ilişkin düzenlemeler, kanun
koyucunun takdir yetkisi kapsamında
olup, hukuk devleti ilkesi ve adil
yargılanma hakkını zedelememektedir.
Açıklanan nedenlerle dava konusu kural,
Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırı
değildir..."


DAVA VE İTİRAZLARIN KONUSU : 31.3.2011 günlü, 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un;
1- 5. maddesiyle, 9.6.1932 günlü, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 353. maddesinin değiştirilen birinci fıkrasının,
2- 6. maddesiyle, 2004 sayılı Kanun’un 354. maddesine eklenen fıkranın,
3- 12. maddesiyle, 2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde yer alan “açılan davalar” ibaresinden sonra gelmek üzere eklenen “ve kanun yolu başvuruları ile ceza mahkemelerinden verilen kararlara karşı kanun yolu başvuruları,” ibaresinin,
4- 13. maddesiyle, 492 sayılı Kanun’un;
a- (1) sayılı Tarifesinin “A- Mahkeme Harçları” bölümünün “Hukuk ve ticaret davalarıyla, idarî davalarda ihtilafsız yargı konularında ve icra tetkik mercilerinde” başlığında yer alan “Hukuk” ibaresinden sonra gelmek üzere eklenen “, ceza” ibaresinin,
b- (2) sayılı Tarifesinin “II- Maktu harçlar” bölümünün (11) numaralı bendine “miras taksim mukaveleleri,” ibaresinden sonra gelmek üzere eklenen “mirasçılık belgesi,” ibaresinin,
c- Değiştirilen “IV. Temyiz, istinaf ve itiraz harçları” kısmının,
5- 14. maddesiyle, 18.1.1972 günlü, 1512 sayılı Noterlik Kanunu’na 71. maddesinden sonra gelmek üzere “Diğer İşlemler” başlığıyla “Üçüncü Bölüm” olarak eklenen 71/A, 71/B, 71/C maddelerinin,
6- 18. maddesiyle, 24.2.1983 günlü, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun;
a- 21. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan “iş sayısı ve bu inceleme üzerine verilen notları” ibaresi yerine “işleri” şeklinde yapılan değişikliğin,
b- 33. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “not oranları” ibaresi yerine “kanun yolu incelemesinden geçen işleri” şeklinde yapılan değişikliğin,
7- 19. maddesiyle, 22.11.2001 günlü, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 164. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan “hakim” ibarelerinden sonra gelmek üzere eklenen “veya noter” ibareleri ile 598. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “sulh mahkemesince” ibaresinden sonra gelmek üzere eklenen “veya noterlikçe” ibaresinin,
8- 23. maddesiyle, 4.12.2004 günlü, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 272. maddesinin üçüncü fıkrasının değiştirilen (a) bendinin,
9- 26. maddesiyle, 23.3.2005 günlü, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a eklenen Geçici 2., Geçici 3. ve Geçici 4. maddelerin,
Anayasa’nın 2., 5., 9., 10., 11., 12., 13., 36., 37., 38., 138., 139., 140. ve 141. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi istemidir.

Kaynak : http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/20