Merhabalar,

Mal rejiminin tasfiyesi konusunda fazla bilgim olmaması nedeniylle aklıma takılan bir hususta siz değerli meslektaşlarımın görüşlerini almak isterim.

Özetle, davalı koca üzerine kayıtlı taşınmazdaki katılma alacağı için açılan davada 2004 yılında evin değeri 150.000 TL olarak belirleniyor. Davalı kocanın evin satın alınması için kullandığı kişisel mallarının değeri 50.000 TL olarak hesaplanırken 50.000 TL' de konut borcu tespit ediliyor (kredi ve borçlar) Netice itibariyle davacı eş lehine 25.000 TL katılma alacağı olduğuna karar veriliyor.

Dosya temyiz ediliyor ve Yargıtay'dan evin dava tarihindeki değil, tasfiyeye ilişkin karar tarihindeki değeri üzerinden karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozuluyor. 2011 yılında evin değeri 350.000 TL olarak belirleniyor. Davalı kocanın kullandığı kişisel mallar bakımından yapılan denkleştirme neticesinde 50.000 TL'lik değer 125.000 TL olarak tespit ediliyor. Ancak tamamı davalı koca tarafından 2005 yılında ödenen borçlar bakımından bir denkleştirme hesabı yapılmaksızın 50.000 TL.lik konut borcu aynen hesaba katılıyor. Sonuç olarak da 87.500 TL katılma alacağı hesaplanıyor.

Burada tamamı davalı koca tarafından 2005 yılında 50.000 TL olarak ödenmiş borçların da bir denkleştirme hesabına tabi tutulmasını gerektiren bir düzenleme ya da içtihat bulunup bulunmadığı konusunda tecrübe ve görüşlerinizi almak isterim. Şimdiden teşekkür eder iyi çalışmalar dilerim.