Mesajı Okuyun
Old 08-10-2002, 17:10   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın Öğe,

Birbirimizi anlamak zorundayız. Türkiye'de şartlar ve durum bellidir. Olayı körüklemek, çözüm üretmek olamaz. Çözüm akıldadır.

Bence:

Devlet; organizasyona dayalı, hizmete endeksli ve akılcı bir yapıda olmak zorundadır. Devletin, halk ile ilişkilerinin bir nizamı vardır, olmaldır. Fakat,diğer yandan Devlet; halkın, eğitim ve öğretimine önem vermek, kişinin sosyal, dinsel, tinsel, kültürel ve eğitsel gelişmesini sağlamak zorundadır. Din ve inanç özgürlüğü ile devletin belirli nizamını dengede tutmak da dahil Anayasal emirleri devlet sağlamakla yükümlüdür..

Olayın dini boyutunu devletin dini teşkilatından (diyanet başkanlığı), sosyal boyutunu (sosyal bilimci-sosyologlardan) ve hukuki boyutunu (tarafsız hukuk adamlarından) rapor almak suretiyle tespit etmek de devletin ödevi olmalıdır. Anayasa mahkemeleri de olaya aynı mantıkla bakarak, gerekli bilirkişi raporlarından istifade etmelidir..

Bu kısa tespitten sonra: Öğrenim hakkı ve devletin öğretime önem verme yükümlülüğü gözetilerek, okullarda örtülü olmayı yasaklamamak icap eder.. Fakat öğretici(öğretmen) için durum farklı olmalıdır.. Zira, devlet çalışanlarının haricen kişisel dünya görüşünü dışa vuracak ve herkes tarafından hiç bir gayret sarfetmeden öğrenilecek şekilde hareket etmemesi şarttır. Bu anlamda öğretmen görevi sırasında örtünmemelidir.. Keza; Hakim örtünmemeli ancak avukat serbest olmalıdır..

Ölçü: Devleti temsil ederken mesleği icabı İnsanları etkileyecek konumda olanların, fikrini haricen belli edecek unsurlardan kaçınması olmalıdır..

Ben böyle düşünüyorum..

Türkiye'nin şartları ve gerçeği bunu gerekli kılmaktadır..

Saygılarımla..