Mesajı Okuyun
Old 25-07-2020, 09:33   #7
Admin

 
Varsayılan

Meslektaşımızın yaptığı uygulama doğrudur. Kira tespit davaları sonucu ortaya çıkan ilam sadece "yargılama giderleri yönünden" ilamlı icraya konu edilir.

Kira farkları ilamsız olarak ayrı bir takipte istenir. Bu ikinci takip genelde de 30 günlük takip şeklinde yapılır ki ödeme olmaması durumunda tahliye hakkı doğsun.

Burada ilamın bölünerek icraya konulması söz konusu değil, çünkü dikkat ederseniz ilam bir alacak miktarı içermiyor. Örneğin bu bir alacak davası olsaydı ve ilamda "X-TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde karar verilseydi, bu rakamın ayrı bir ilamlı icra konusu yapılması söz konusu olmayacaktı. Ancak bu bir tespit kararı olduğundan, Mahkeme sadece "kiranın X tarihi itibariyle Y-TL olarak belirlenmesine" karar vermiştir, dolayısıyla bu alacağı isteseniz bile doğrudan ilamlı icra konusu yapamazsınız, borçlu olunan miktar ilamda açık olarak belli değildir (sizin daha önceden kiranın ne kadarını ödediğinize göre alacak miktarı değişecektir). Bir diğer deyişle kira tespit davalarında mahkeme kiracının ne kadar borçlu olduğunu hüküm altına almaz, sadece kiranın belirli bir tarih itibariyle ne kadar olduğunu hüküm altına alır.

Ayrıca kiracı açısından bu ikinci takibe maruz kalmamakta esasında son derece kolaydır: Kiracı hüküm oluşturulduktan (ve karar kesinleştikten) sonra aradaki farkı "kira farkı" adıyla kiraların yatırıldığı hesaba göndermiş olsaydı, bu ikinci takibe sebebiyet vermemiş olacaktı.


Alıntı:
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2018/4305 K. 2018/9893 T. 16.10.2018

KARAR : Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; dayanak ilamın eda hükmü içermediğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece ilamla hükmedilen kira alacağının takibe konu edildiği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.

Hukuk Genel Kurulu'nun 08/10/1997 tarih ve 1997/12-517 E.– 1997/776 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla, hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. O nedenle sınırlı yetkili icra mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemez.

Somut olayda, ... 7. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 29/05/2014 tarih, 2014/373 E. - 2014/474 K. sayılı takibe konu ilamı, kira bedelinin tespitine ilişkin olup yargılama gideri ve vekalet ücreti dışında eda hükmü içermediğinden, bu tespit ilamına dayanılarak takibe konu kira alacaklarının talep edilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır.

O halde mahkemece, dayanak ilamın takibe konu kira alacakları yönünden eda hükmü içermediği nazara alınarak, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.