Mesajı Okuyun
Old 01-10-2014, 15:53   #9
olgu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Denizcan Sarıkaya
Ben ''aksi belirtilmedikçe tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren işleyeceği'' gibi bir yorumda bulunmadım.Tedbir nafakası başlangıcının dava tarihi olduğunu ve buna ilişkin Yargıtay kararlarından bahsettim.

Uygulamada tedbir nafakası hükmedilirken hep "dava tarihinden itibaren ibaresi ile yazılır" benim görüşüm, bu belirtilmezse karar tarihinden itibaren nafaka alacağı doğar, bu yüzden karar kaleme alınırken "dava tarihinden itibaren" ibaresi ekleniyor.

Alıntı:
T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/5028

K. 2012/20972

T. 18.6.2012

• İTİRAZIN KALDIRILMASI ( Nafaka Alacağına Dayalı Takibe Vaki - Mahkemece Nafaka Başlangıç Tarihi Olarak Dava Tarihi Esas Alınmak Suretiyle Borçlunun İtirazında Belirttiği Hususlara ve Oluşacak Sonuca Göre Karar Verilmesi Gerektiği )

• TEDBİR NAFAKASI ( Ara Kararın Taraflara Tefhim Edildiği Şekli İle Nafakanın Başlangıç Tarihini İçermediği/Ayrıntılı Yazılan Ara Kararda Başlangıç Tarihinin Dava Tarihi Olarak Belirtildiğinin Anlaşıldığı - İtirazın Kaldırılması )

• ARA KARAR ( Taraflara Tefhim Edildiği Şekli İle Nafakanın Başlangıç Tarihini İçermediği/Ayrıntılı Yazılanda Başlangıç Tarihinin Dava Tarihi Olarak Belirtildiğinin Anlaşıldığı - İtirazın Kaldırılması )

• TAVZİH ( Aile Mahkemesince Verilen Ara Kararda Maddi Hataya Dayalı İbarelerin Her Zaman Mahkemesince Tavzih Edilebileceği - İtirazın Kaldırılması )

6100/m.297

ÖZET : Dava itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Taraflar arasında görülen boşana davasında aile mahkemesinin iki numaralı celsenin bitiminde verilen ara karar taraflara tefhim edildiği şekli ile her ne kadar nafakanın başlangıç tarihini içermese de, ayrıntılı yazılan ara kararda; eş ve müşterek çocukların her biri için aylık tedbir nafakasının başlangıç tarihinin, dava tarihi olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, nafaka başlangıç tarihi olarak dava tarihi esas alınmak suretiyle, borçlunun itirazında belirttiği hususlara göre, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle itirazın kaldırılmasının reddine karar verilmesi isabetsizdir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Nezihe Deniz Etral tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:
KARAR : Alacaklı A. Ü. vekili tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte, 30.3.2010 ila 30.12.2010 tarihleri arasındaki birikmiş on aylık 6.000,00 TL tedbir nafakası ile 230,25 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.230,25 TL alacak fazlaya dair kısım saklı tutularak talep edilmiştir. Borçlu tarafından süresinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle mahkemeye başvurduğu ve mahkemece, tedbir nafakasının dayanağı olan ara kararda nafakanın başlangıç tarihi belirtilmediğinden ara karar tarihinin esas alınması gerektiği, bu sebeple talep edilen tarihlere dair birikmiş nafaka alacağı olmadığından bahisle talebin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında Bakırköy 6. Aile Mahkemesi'nin 2010/270 esasında görülmekte olan, davacısı takip borçlusu O. Ü., davalısı takip alacaklısı A. Ü. olan boşanma davasında, 29.12.2010 tarihli 2. celse ara kararının 3 numaralı bendinde "boşanma davası açılmakla ileride artırılmak ve eksiltilmek kaydıyla davalı için aylık 200 TL, anne yanında kalan müşterek çocuklar için ayrı ayrı 200 TL olmak üzere toplam 600 TL tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine" şeklinde tedbir nafakasına hükmedildiği görülmektedir. Söz konusu karar, 2 numaralı celsenin bitiminde taraflara tefhim edildiği şekli ile her ne kadar nafakanın başlangıç tarihini içermese de, 29.12.2010 tarihli ayrıntılı yazılan ara kararda; eş için aylık 200 TL, müşterek çocukların her biri için aylık 200 TL olmak üzere aylık toplam 600 TL tedbir nafakasının başlangıç tarihinin, dava tarihi olan 30.3.2010 olarak belirtildiği anlaşılmaktadır, ( aile mahkemesince verilen ara kararda maddi hataya dayalı ibareler her zaman mahkemesince tavzih edilebilecektir. )
O halde mahkemece, Bakırköy 6. Aile Mahkemesi'nin 2010/270 esas sayılı boşanma davası sırasında verilen 29.12.2010 tarihli "Ara Karar" başlıklı kararı uyarınca nafaka başlangıç tarihi 30.3.2010 günü esas alınmak suretiyle, borçlunun itirazında belirttiği hususlara göre, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle itirazın kaldırılmasının reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan H.M.K.nun 297. maddesinin ( 1 ). fıkrası gereği hükmün "Türk Milleti Adına" verilmesi ve aynı fıkranın ( e ) bendi gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.