Mesajı Okuyun
Old 30-05-2012, 11:23   #16
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Bülent Sabri Akpunar
Sayın Özkan, ilgili kararlardan birini veya birkaçını eğer bilgisayar ortamında elinizde mevcut ise paylaşabilir misiniz?

Teşekkürler


T.C. YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ


E. 2006/8116, K. 2006/10611, T. 13.11.2006


• KÖTÜ NİYET TAZMİNATI ( Tek Takip Sebebiyle Birden Fazla Kötü NiyetTazminatına Hükmedilemeyeceği )


• MENFİ TESPİT DAVASI ( Kötü Niyet Tazminatı - İmza ve Borca İtiraz )


• İMZA VE BORCA İTİRAZ ( Menfi Tespit Davası - Tek Takip Nedeniyle BirdenFazla Kötü Niyet Tazminatına Hükmedilemeyeceği )


2004/m.72,170


ÖZET : Tek takip sebebiylebirden fazla kötüniyet tazminatına hükmedilemez.

Dava,bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti talebine ilişkindir. Dava konususenedin lehdarı olan davalı tarafından davacıların murisi aleyhine dava konusubonodan dolayı icra takibine girişilmiş, murisin öldüğünün anlaşılması üzerinemirasçılarına tebligat yapılmış ve mirasçıları tarafından icra mahkemesindeimzaya ve borca itiraz edilmiştir. Bu arada, davacılar tarafından açılan veimza itirazını da içeren menfi tespit davası sonunda, senetteki imzanındavacıların murisine ait olmadığının saptandığı gerekçesiyle, talebin kabulüneve davalı aleyhine %40 tazminata hükmedilmiş, icra mahkemesinin bu kararıYargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Kesinleşmiş mahkumiyet kararıgözetilerek dava konusu senetteki imzanın davacıların murisine ait olmadığıgerekçesiyle, davanın kabulüne ve davalının %40 tazminatla sorumluluğuna kararverilmiştir. Davalının, girişmiş olduğu tek icra takibi sebebiyle hem borca veimzaya itiraz sonuçlandırılırken hem de menfi tespit davası sonunda iki kezkötüniyet tazminatına mahkum edilmiş olması hakkaniyete ve kanuna aykırıdır.

DAVA: Taraflar arasındaki menfitespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayıdavanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilincetemyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR: Dava, bonodan dolayıborçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanınreddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemecedava konusu bonodaki imzanın davacıların murisi Ali'ye ait olmadığınınanlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıların dava konusu bonodandolayı borçlu olmadıklarının tespitine, %40 oranındaki kötüniyet tazminatınındavalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere,delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilininaşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddigerekmiştir.

2- Kuralolarak, tek takip sebebiyle birden fazla kötüniyet tazminatına hükmedilemez.Somut olayda, dava konusu senedin lehdarı olan davalı Zülfiye tarafındandavacıların murisi Ali aleyhine dava konusu bonodan dolayı icra takibinegirişilmiş, murisin öldüğünün anlaşılması üzerine mirasçılarına tebligatyapılmış ve mirasçıları tarafından icra mahkemesinde imzaya ve borca itirazedilmiştir.

Buarada, davacılar tarafından imza itirazını da içeren işbu menfi tespit davasıaçılmıştır. İcra mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda senetteki imzanındavacıların murisine ait olmadığının saptandığı gerekçesiyle, talebin kabulüneve davalı aleyhine %40 tazminata hükmedilmiş, icra mahkemesinin bu kararıYargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.

Buarada, davalının resmi belgede sahtecilik suçundan ceza mahkemesinde yargılanıpmahkumiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.

Mahkemece,ceza mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemelerinin sonuçları ve buna göreverilen kesinleşmiş mahkumiyet kararı gözetilerek dava konusu senetteki imzanındavacıların murisi Ali'ye ait olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanınkabulüne ve davalının %40 tazminatla sorumluluğuna karar verilmiştir.

Görüldüğügibi, davalı, girişmiş olduğu tek icra takibi sebebiyle hem icra mahkemesinde,hem de bu mahkemede iki kez tazminata mahkum edilmiştir. Bu durum, hakkaniyeteve İİK'nın 72. maddesinin amacına aykırı bulunmaktadır. Bu nedenle yerelmahkeme hükmünün bozulması gerekmektedir.

SONUÇ: Yukarıda ( 1 ) nolubentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarınınreddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına (BOZULMASINA ), peşin harcın istek halinde iadesine, 13.11.2006 günündeoybirliğiyle karar verildi.




T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ


E. 1989/635, K. 1990/666, T. 6.2.1990


• İCRA TETKİK MERCİİNDE ALINAN BİLİRKİŞİ RAPORU


• İMZA İNKARI ( İcra Tetkik Mercii Kararının Bağlayıcılığı )


• MENFİ TESBİT DAVASI ( İcra Tetkik Mercii Kararının Bağlayıcılığı )


• İCRA TETKİK MERCİİ KARARININ BAĞLAYICILIĞI ( İmza inkârı )


ÖZET : Dar yetkili icra tetkik merciindeİİK.68/a maddesi uyarınca alınmış bilirkişi raporu, genel mahkemeler yönündenbağlayıcı sayılamaz.

Mahkemece imza yönünden bilirkişi incelemesiyaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hükümkurulması isabetsizdir.

DAVA VE KARAR : Taraflar arasındakidavadan dolayı Manisa 2. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 7.12.1988 tarih ve682886 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş vetemyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadakikâğıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ KARARI:

Davacı vekili, davalı tarafından yapılan icratakibinin dayanağı olan ( 460.000 ) TL.lık bonodaki imzanın müvekkiline aitolmadığını, imza itirazlarının Tetkik Merciince ehliyetsiz bilirkişi raporunadayanılarak geçici olarak kaldırıldığını ileri sürerek bonodaki imzanınmüvekkiline ait olmadığının ve borçlu bulunmadığının tesbitine kararverilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, Tetkik Mercii dosyasında alınanbilirkişi raporuna göre imzanın davacıya ait olduğunun belirlendiğigerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Mahkeme, bonodaki imza hususunda İcra TetkikMerciinde yaptırılan bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurmuştur. Ancak, daryetkili İcra Tetkik Merciinde İİK.nun 68/a maddesi uyarınca alınmış bilirkişiraporu, genel mahkemeler yönünden bağlayıcı sayılamaz ( Bkz. H.G.K. 23.5.1986gün, 985/1189 Esas, 986/564 Karar sayılı karar ). Zira imza araştırmasıyönünden Tetkik Merciince İİK.68/a maddesine göre yapılacak inceleme, mahkemeceHUMK.308, 309 maddelere göre yapılacak incelemeden farklı bulunmaktadır.

Bu durumda mahkemece, imza yönünden HUMK.nun 275,308 ve 309 maddeler uyarınca bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna görekarar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hükümkurulması bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün,temyiz eden davacı yararına ( BOZULMASINA ) oybirliğiyle karar verildi.

T.C.YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ


E.2003/2263, K. 2003/11158, T. 7.11.2003


• MENFİTESPİT DAVASI ( Davacı İcra Tetkik Merciinde Alınan Bilirkişi Raporunu KabulEtmeyerek İş Bu Dava Açıldığına Göre Mahkemece Konusunda Uzman BilirkişiKurulundan veya Adli Tıp Kurumundan İmzanın Borçluya Ait Olup Olmadığı YolundaRapor Alınması Gereği )


•BİLİRKİŞİ RAPORU ( Davacı İcra Tetkik Merciinde Alınan Bilirkişi Raporunu KabulEtmeyerek Menfi Tespit Davası Açması - Mahkemece Konusunda Uzman BilirkişiKurulundan veya Adli Tıp Kurumundan İmzanın Borçluya Ait Olup Olmadığı YolundaRapor Alınması Gereği )


• İMZAİNCELEMESİ ( Davacı İcra Tetkik Merciinde Alınan Bilirkişi Raporunu KabulEtmeyerek Menfi Tespit Davası Açması - Mahkemece Konusunda Uzman BilirkişiKurulundan veya Adli Tıp Kurumundan İmzanın Borçluya Ait Olup Olmadığı YolundaRapor Alınması Gereği )


2004/m.72


ÖZET: Dava, takip konusubonodaki imzanın davacıya ait olmadığı iddiasıyla borçlu olunmadığının tespitiistemine ilişkindir. Davacı İcra TetkikMerciinde alınan bilirkişi raporunu kabul etmeyerek iş bu menfi tesbit davasınıaçtığına göre mahkemece konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan veyaAdli Tıp Kurumundan imzanın borçluya ait olup olmadığı yolunda rapor alınmadaneksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.

DAVA: Taraflar arasındaki menfitesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayıdavanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalıvekilince duruşmalı, davacı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesiüzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek.Av.BurhanAtalay gelmiş, davacı taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğundaduruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten vetemyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi,gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR: Dava, takip konusubonodaki imzanın davacıya ait olmadığı iddiasıyla borçlu olunmadığının tespitiistemine ilişkindir. Mahkemece, İcra Tetkik Merciinde alınan bilirkişi raporunagöre imzanın borçluya ait olduğu kabul edilmiş ancak senetteki pulların tanzimtarihinden sonra tedavüle girmiş olması ve dolayısı ile tanzim tarihiningerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiş, hüküm tarafvekillerince temyiz edilmiştir.

Davacıİcra Tetkik Merciinde alınan bilirkişi raporunu kabul etmeyerek iş bu menfitesbit davasını açtığına göre mahkemece konusunda uzman üç kişilik bilirkişikurulundan veya Adli Tıp Kurumundan imzanın borçluya ait olup olmadığı yolundarapor alınmadan eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir. Öteyandan mahkemece imzanın borçluya aidiyetine karar verilmiş olmasına, bononuntedavüle çıkarken tanzim tarihini içerdiğinin çekişmesiz bulunmasına ve bonodatanzim tarihinin gerçeği yansıtmamasının geçerliliğine etkili olmamasına rağmentalepte aşılarak takibin iptaline karar verilmesi de kabul şekli itibariyleisabetli değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanannedenlerle yerel mahkeme hükmünün taraflar yararına BOZULMASINA, vekiliYargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen250.000.000.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıyaödenmesine, peşin harçların istekleri halinde temyiz edenlere iadesine,07.11.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.