Mesajı Okuyun
Old 26-02-2007, 15:32   #1
neu_lawyer

 
Varsayılan Hukukçu Olmanın Getirisi: Yaşama Hukukçu Olarak Yaklaşmak

Hukuk insanı insan yapan değerleri ana teması yapmış ve toplumsal yaşam içinde vazgeçilmez bir öğe olarak kendini bulmuştur.

Bu anlamda hukukçu olmak bir ayrıcalıktır. Zira yaşam içinde belirli şartlarla olgunlaşmış imkanı olan her insan hukuki eğitim alabilir ama herkes hukukçu olamaz, hukukçu gibi düşünme yetisine eremez. Ayrıcalık bu anlamda değerlendirilmeli.

Nedir bu ayrıcalık, bu ayrıcalık somut yaşamda karşılaşılan olaylar karşısında hukukun ana ilkelerini olaylar üzerine istemli ya da istemsizce yansıtmak, çözümleyici sonuçları bulmaktır. Hukukun pratik yaşama yansımasıdır.

Diyelim ki sokak ortasında birinin yaralandığını gördük. Burada ilk önce ele alacağımız, eğer faili gördüysek yaşı, daha sonra suçun maddi unsurları, suç aleti, suç mahalli, mağdurun yaşı, yaralandığı nokta vb., vb., vb. gibi somut unsurları gözümüzün önüne getirmememiz, zihnimizde çözümleyip hukuki sonuçları çıkarıp bunu olaya yansıtmamamız düşünülemez. Yanı sıra özel hukuku ilgilendiren günlük yaşamdaki bütün olaylar hukukla iç içedir. Karşımıza çıkan her olayı hukukla boyutlandırabilmek hukukçu olmanın kaçınılmaz sonucudur diye düşünüyorum.

Hukuk fakültesi son sınıf öğrencisiyim. Düşüncemi sizlerle paylaşmak istedim. Okuduğunuz için teşekkür ederim.