Mesajı Okuyun
Old 10-01-2003, 07:38   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sulh, Asliye ve Asliye Ticaret mahkemelerinin '' Hak arayan'' gerçek ya da tüzel kişi için bir anlamı veya ifadenizdeki gibi farkı esasında yoktur. Burada başlangıçta aranan amaç, mahkemeler arasında iş bölümü ve ihtisas yaratmak iken, günümüzde bu amaçtan sapmalar olduğu açıkça göze batmaktadır.

Elbette ki Sulh mahkemelerinde görülen davaların bir çoğu basit nitelikte görülen davalar ise de, Özellikle miras ile ilgili bazı konular ile kat mülikiyeti ve kira ile alakalı bazı davalar oldukça içerikli ve açıkçası zordur. Bu da göstermektedir ki Sulh mahkemeleri ile Asliye mahkemelerinin ayrımında gözetilen esaslardan daha başlangıçta sapıldığı, esasen farkına varılmadığı ortadadır.

Asliye ve Asliye Ticaret ayrımını ise sadece iş bölümü temelinde değerlendirmenin artık günümüzde pratik bir önemi de kalmamıştır. Çünkü özel ihtisas mahkemesi niteliği atfedilen Ticaret mahkemelerinin olmadığı yerlerde bu görevi zaten /peşinen/ mütehassıs saymadığımız asliye mahkemeleri ifa etmekte ve bu ayrımda gözetilen amacın yetersiz ve şekli olduğu ortaya çıkmaktadır.

İşin özü: Tümden ayrımlar kaldırılmalıdır. Bölge mahkemeleri ve istinaf mahkemeleri düşünülmelidir.

Diğer yandan hakim eksikliği ortada iken en az aralıksız 10 yıl avukatlık yapan hukukçulardan /gerekiyorsa/ yapılacak sınavlar neticesinde hakimler çıkarılmasında fayda vardır diye düşünüyorum. Çünkü, hiç olmazsa mesleğin en başındaki tecrübesiz hakimler kadar ve hatta onlardan çok daha fazla hukuka fayda sağlayacak avukatlarımız hayat mücadesi içinde kaybolmaz ve bu suretle hak hukuk mücadelesinde zaman kaybı azalır.

Selam ve saygılarımla.