Mesajı Okuyun
Old 30-03-2007, 00:58   #2
mutlakadalet

 
Varsayılan

Sayın Elif Coşar,

Kota, “sayısal sınırlama” manasını da bünyesinde barındırmaktadır. Bu sınırlamadaki amaç; konu her ne ise, onunla ilgili asgari yahut azami değeri belirleme olabilir. Örneğin, interneti sınırlı tarife ile kullanan aboneler için getirilen kota, azami değeri belirleme hedefini taşımaktadır.
Sormuş olduğunuz soru ile bağlantı kurarsak; sizin de belirttiğiniz üzere; bazı kesimler seçimlerde, belli sayıdaki bayanın kesinlikle meclise girmesini sağlamak için kota uygulamasının getirtilmesini istemektedir.

Pozitif ayrımcılık, bir tarafın güçsüz olduğu durumlarda kullanılan bir yöntemdir. Yasa üzerinde her ne kadar eşitlik olsa da, yasadaki bu eşitliğin hayata da yansıması amacına hizmet eder, pozitif ayrımcılık. Erkek egemenliğine dayanan fikir altyapısına karşı girişilmiş mücadelede, eşitliğin sağlanabilmesi için gereklidir, kimilerine göre. Kimilerine göre ise; meyvesinin de fayda sağlayamayacağı zehirli bir ağaçtır, pozitif ayrımcılık.

Kota ile pozitif ayrımcılık ilişkisine gelince;

T.C. Anayasası m.76: Yirmibeşyaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir.

Anayasa’da, kadın-erkek ayrımı gözetilmeksizin her Türk’ün milletvekilli seçilebileceği yazmaktadır. Bununla birlikte; milletvekili seçimlerinde, Anayasa’daki bu hükmün işlerlik kazanmadığı düşünüldüğünden, uygulamada daha eşit bir yapının oluşması için, meclise girecek olan kadın milletvekili sayısına asgari bir sınır getirilmek istenmektedir. Yani seçilme hakkının kullanılmasında kadınlar daha güçsüz konumda görüldüğünden, pozitif ayrımcılık yolu ile milletvekili seçimlerine kota getirme önerisinde bulunulmaktadır.

Kotanın eşit yarış ile çelişip çelişmediği sorununa gelince: “Eşit yarıştan kasıt; meritokratik yarış olsa gerektir. Yani, yarışın başlangıç noktası bakımından herkesin eşit olduğu; ancak yarış başladıktan sonra, yarışçıların, bilgi, deneyim, beceri, zekâ, çalışkanlık, dürüstlük, vs. gibi niteliklerini kullanarak, öne geçebilecekleri yarıştır. Kısaca, eşit yarıştan maksat; liyakata dayalı yarıştır.”

Günümüz koşullarına baktığımızda, herkesin malumudur ki; kadın ve erkek adaylar, eşit koşullar altında yarışa başlayamamaktadır. Peki bu eşitsizliği gidermek için kota uygulamasının getirilmesi, doğru mudur? Kanımca, kota uygulaması getirilerek, koşullardaki eşitsizliğin ortadan kaldırılması mümkün değildir. Kota uygulamasının getirilmesi, eşitsizliği gidermek bir tarafa, eşitsizliklerin daha da derinleşmesine yol açacaktır. Bu uygulamanın getirilmesi, suya susamış kadınlara ırmağın yolunu tarif etmek yerine bir bardak su ile kandırmak anlamına gelecektir.

Koşullardaki eşitsizliğin giderilmesi için mücadele gereklidir. Kota uygulaması ile bu mücadelenin kırılma ihtimali söz konusudur. Şöyle ki; kardeşini tiyatroya götüren; ancak kendisini evde bırakan ebeveynine maruzatını bildirmek için ağlayan çocuğa şeker verilerek susturulması misalinde olduğu gibi, kadınlar da esas amaçları için mücadele etmekten koparılabilirler. Şu noktada amacımızın ne olduğunu belirlemek gerekecektir. Meclise girmekle, amacın gerçekleştiğini ileri sürüyor isek; kota uygulamasını kabul edebiliriz ama ki; amacımızın, meclise girmek değil, meclise girebilmek koşullarını düzeltmek olduğunu ileri sürüyor isek; kota uygulaması, amacımıza hizmet etmeyecektir.
Kanımca, böyle yapay çözümler bulmak yerine, kalıcı, geleceğe daha çok tesir edebilecek yöntemler bulunmalıdır. Örneğin, seçim propagandaları, fevkalade masraflı faaliyetlerdir. Bu faaliyetlere kadınların da katılabilmeleri, yani eşit koşulların söz konusu olabilmesi için, kadınların da elinde parasal gücün olması gerekmektedir. Kota uygulamasını getirmek yerine, seçilme hakkını kullanmak isteyen bayanlara parasal açıdan destek verilmesi fayda sağlayabilir. Böylece, miting meydanlarında, halka hitap eden erkeklerin yanında bayanları da görme imkânına kavuşabilir, bilinçlerin değişmesine katkıda bulunabiliriz.

Netice olarak, sorunun ana kaynağını görmezden gelerek, popülist söylemlerle kota uygulamasının fayda getireceğini ileri sürmek, kanımca doğru değildir. Kadın-erkek eşitliği için verilen mücadele doğal süreçte gelişmeli ve zihniyetleri değiştirerek ilerlemelidir ki; gerçek manada ilerleme de böyle olacaktır. Son olarak, bu tip bir uygulamanın, ülke itibarını da zedeleyeceğini belirtmek isterim.

Saygılarımla.