Mesajı Okuyun
Old 13-03-2007, 11:18   #10
hidayet

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/4-249
K. 2004/247
T. 5.5.2004
• ZİYNET EŞYALARININ İADESİ TALEBİ ( Evlilik Sırasında Kadına Takılan Ziynet Eşyalarının Boşanma Gerçekleşse de Kadına Ait Olacağı )
• EVLİLİK SIRASINDA KADINA TAKILAN ZİYNET EŞYALARI ( Kadına Ait Olmaları ve Boşanma Halinde Kadına İadesinin Gerekmesi )
• EŞYALARIN İADESİ TALEBİ ( Ev Eşyalarından Hangisinin Hangi Eşe Ait Olduğunun Değerleri ve Nitelikleri İtibarine Göre Tesbit Edilmesi Gereği )
• BOŞANMA DAVASI SONUCU EV VE ZİYNET EŞYALARININ İADESİ TALEBİ ( Ziynet Eşyalarının Kadına Ait Olması - Ev Eşyalarının Aidiyetinin Değerleri ve Niteliklerine Göre Tesbit Edilmesi Gereği )
4721/m.6, 228
ÖZET :1-Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davada, davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu altınların evliliğin devamı sırasında davalı tarafından bozdurularak ev ihtiyacı için harcandığı davalı yanca kabul edilmiştir, davalı, kadının kendi rızası ile ziynet eşyalarını verdiğini kanıtlayamadığından dava konusu ziynet eşyalarını davacıya iade ile mükelleftir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan ziynet eşyalarına ilişkin talebin tümden reddedilmiş olması isabetsizdir.

2-Tarafların müşterek evden ayrılmadan önce kavga ederek karakola başvurdukları, davalının karakolda bulunduğu sırada davacının evin kapısını çaldığı, evde bulunan eltilerinin kapıyı açmaması üzerine balkon kapısından eve girerek, paketlenmiş eşyaları, çuvala konan giysileri ve çocukları alarak evden ayrıldığı, dava konusu edilen eşyalardan önemli bir bölümünün kendisine ait olduğu gerekçesiyle davalı tarafından alındığı, bir kısım eşyanın evde bırakıldığı tanık beyanlarından anlaşılsa da evin anahtarının davacıda bulunduğu iddia edilmiş ancak davacının bu tarihten sonra yeniden eve geldiği ve eşya götürdüğü konusunda dosyada herhangi bir delil bulunmadığına göre mahkemece tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek, dava konusu edilen eşyaların miktar ve nitelikleri itibariyle taraflardan hangisine ait olabileceği gözetilmek suretiyle, hepsinin paketlerle taşınmasının mümkün olup olmayacağı üzerinde durulması ile, davacıya ait olan eşyalar tek tek belirlenmek ve davacıya iadesine karar vermek gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "ev eşyası ve ziynetlerin iadesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Osmaniye 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 18.3.2002 gün ve 1998/162-2002/145 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 17.3.2003 gün ve 12549-2919 sayılı ilamı ile, ( ...1-Dava,davalı eşte kalan ziynet ve ev eşyalarının verilmesine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ve karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun onu bağışlanmış sayılır.Böylece davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu altınların evliliğin devam sırasında davalı tarafından alınarak bozdurulup harcanmış olduğu davalı yanca da kabul edildiğine göre davacıya iadesi gerekir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan ziynet eşyalarına ilişkin isteğin tümden reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

2-Davacı ile davalının müşterek evden ayrılmadan önce kavga ederek karakola başvurdukları,davalının henüz karakolda bulunduğu sırada davacının eve girerek bir valiz içine yerleştirdiği eşyalar ile evden ayrıldığı anlaşılmıştır.Davacının bu tarihten sonra yeniden eve geldiği ve eşya götürdüğü konusunda dosyada herhangi bir delil yoktur.Dava konusu edilen eşyaların miktar ve nitelikleri de gözetilerek hepsinin bir valiz ile taşınmasının mümkün olup olamayacağı üzerinde durulmadan ev eşyalarına ilişkin davanın da tümden reddi doğru değildir.Kaldı ki bir kısım davalı tanıkları dahi dava konusu edilen ev eşyalarının önemli bir bölümünün davalı tarafından alındığını bildirmişlerdir.O halde dosyadaki tüm deliller birlikte incelenerek davacıya aidiyeti belirlenerek eşyaların verilmesi gerekir.Mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması bozma nedenidir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, davalı eşte kalan ziynet ve ev eşyalarının iadesi istemine ilişkindir.

Mahkemenin "davacının, davalının evde olmadığı sırada kendisindeki anahtar ile içeri girerek bir takım eşyaları götürdüğünün, davalının da kendisine ait eşyaları alıp, davacıya ait olanları bıraktığının tanık beyanlarından anlaşıldığı, davacının eşyalarının davalıda kaldığını kanıtlayamadığı, ziynet eşyalarının kadının yanında bulunması gerektiğinin hayatın olağan akışına uygun bulunduğu, davalı eş tarafından zorla veya başka bir sebeple alındığının davacı tarafından kanıtlanması gerektiği, ziynet eşyaları bozdurulmuş olsa bile evin ortak ihtiyaçları için harcandığından iadesinin istenemeyeceği" gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine dair verdiği karar yukarıda belirtilen nedenlerle Özel Dairece bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davada, davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu altınların evliliğin devamı sırasında davalı tarafından bozdurularak ev ihtiyacı için harcandığı davalı yanca kabul edilmiştir, davalı, kadının kendi rızası ile ziynet eşyalarını verdiğini kanıtlayamadığından dava konusu ziynet eşyalarını davacıya iade ile mükelleftir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan ziynet eşyalarına ilişkin talebin tümden reddedilmiş olması isabetsizdir.

Öte yandan; tarafların müşterek evden ayrılmadan önce kavga ederek karakola başvurdukları, davalının karakolda bulunduğu sırada davacının evin kapısını çaldığı, evde bulunan eltilerinin kapıyı açmaması üzerine balkon kapısından eve girerek, paketlenmiş eşyaları, çuvala konan giysileri ve çocukları alarak evden ayrıldığı, dava konusu edilen eşyalardan önemli bir bölümünün kendisine ait olduğu gerekçesiyle davalı tarafından alındığı, bir kısım eşyanın evde bırakıldığı tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Her ne kadar evin anahtarının davacıda bulunduğu iddia edilmiş ise de, davacının bu tarihten sonra yeniden eve geldiği ve eşya götürdüğü konusunda dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek, dava konusu edilen eşyaların miktar ve nitelikleri, taraflardan hangisine ait olabileceği gözetilmek suretiyle, hepsinin paketlerle taşınmasının mümkün olup olmayacağı üzerinde durulmak, davacıya ait olan eşyalar tek tek belirlenmek ve davacıya iadesine karar vermek gerekirken bu yönler üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 5.5.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı Yay.



T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/5851
K. 2003/11305
T. 7.10.2003
• AYNEN İADE DAVASI ( Davacıya Ait Olan Bir Kısım Ziynet Eşyasının Davalı Tarafından Bozdurulduğu Saptandığına Göre Aynen Veya Bedellerinin Tazminine Karar Verilmesi Gerekmesi )
• BEDELİN TAZMİNİ DAVASI ( Davacıya Ait Ziynet Eşyasının Davalı Tarafından Bozdurulduğu Tanık Beyanıyla Saptandığına Göre Aynen Veya Bedellerinin Tazminine Karar Verilmesinin Gerekmesi )
• TANIK BEYANI ( Davacıya Ait Ziynet Eşyasının Davalı Tarafından Bozdurulduğu Tanık Beyanı İle Saptandığına Göre Aynen Veya Bedellerinin Tazminine Karar Verilmesinin Gerekmesi )
818/m.42,43
ÖZET: Nişan ya da düğün töreni sırasında davacıya takılan ziynet eşyası davacıya aittir.Davacıya ait olan bir kısım ziynet eşyasının davalı tarafından bozdurulduğu tanık beyanlarıyla saptandığına göre, bozdurulan ziynet eşyasının aynen veya bedellerinin tazminine karar verilmesi gerekir.

DAVA : Davacı Nurgül vekili tarafından, davalı Mehmet aleyhine 6/1/1998 gününde verilen dilekçe ile ziynet eşyasının aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tazmininin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 20/11/2002 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;

Dava, ziynet eşyasının aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, davalı ile 29/6/1996 tarihinde evlenip 27/5/1997 günü boşandıklarını, nişan ve düğünde kendisine takılan ziynet eşyasından, 40 adet ata altını, bir adet boyun zinciri, iki çift küpe ve 5 adet harf altını, düğünden kısa bir süre sonra davalıyla birlikte İzmir'e gittiklerinde davalının bozdurarak parasını kendisinde alıkoyduğunu, diğer ziynet eşyasını da Nazilli'ye döndüklerinde koruma bahanesiyle alıp vermediğini belirterek, dava dilekçesinde belirttiği 11 kalem ziynet eşyasının aynen iadesini, iade mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tazminini istemiştir.

Davalı, ziynet eşyasının tamamının davacıda bulunduğunu, davacının evi terkedip giderken bunları yanında götürdüğünü, davanın reddini savunmuştur.

Davacının iddiasını ispatlama yönünde dinlettiği tanık beyanlarından ve tüm dosya kapsamından, davacı ile davalının düğünden kısa bir süre sonra yanlarında davacı tanığı Birgül'de olduğu halde İzmir'e gittikleri ve davacının belirttiği bir kısım ziynet eşyasının davalı tarafından bozdurulduğu anlaşılmaktadır. Nişan ya da düğün töreni sırasında davacıya takılan ziynet eşyası davacıya aittir. Davacıya ait olan bir kısım ziynet eşyasının davalı tarafından bozdurulduğu tanık beyanlarıyla saptandığına göre bozdurulan ziynet eşyasının aynen veya bedellerinin tazminine karar verilmesi gerekirken, istemin tümden reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA; öteki temyiz itirazlarının ( 1 ) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 7.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı Yay.