Konu: Okul Anilari
Mesajı Okuyun
Old 18-10-2007, 08:16   #32
üye18721

 
Varsayılan

Orta okul ve Lise yıllarındaki başarımı! sevgili ilkokul öğretmenime borçluyum! Yaşadığım semtteki okul yaşamına başladığım ilk gün çok sevinçliydim.Okulun ilk günü tüm okul sıralar halinde törenin bitmesini bekliyoruz. Sınıf hocası henüz belli değil. Anne ve babam da diğer velilerle birlikte töreni izliyorlar.Tören bitti.Sınıf hocamız olduğunu o sırada öğrendiğim bayan hocamız eşliğinde okula adımımızı attık. Bu sırada annem ve babamın panik halinde koşuşturduğunu farkettim. Akşam eve geldiğimde durumu anladım. Annem ve babamın paniğinin nedeni, diğer velilerden duydukları üzere hocamızın mesleki bakımdan yetersiz bir öğretmen oluşunu öğrenmeleriymiş. Bunun üzerine babam aynı okulda öğretmen olan (uzaktan akrabası ) hanımın yanına giderek; durumu özetleyerek beni kendisinin sınıfına almasını rica ediyor.Bu hanım da;" diğer arkadaşıma karşı ayıp olur" diye bu istemi kabul etmiyor. Ve benim için kabus gibi geçen ilkokul serüvenim başlamış oluyor. 40 küsur senedir öğretmenlik yapan hocamız belli ki öğretmenlik yapmaktan bıkmış; emeklilik yaşı çoktan gelmiş ve geçmiş ama emekli maaşı da az olduğu için emekliye ayrılmıyor.Tabi olan ben ve sınıfta okuyan 25 kişiye oluyor. 5 sene boyunca hocamızın doğru dürüst ders anlattığını hatırlamıyorum. Kitablarımızı açtırır,sırayla ders sonuna kadar öğrenciler kitabdaki ders konusunu okur, diğerleri de dinlerdi. Hocamız matematiği unuttuğu için bir süreliğine yukarıda bahsettiğim son derece iyi bir öğretmen olan M. hanım gelmişti.Bizim hoca da din dersi konusunda daha yetkin olduğu için M.hanımın sınıfında din dersine giriyordu. Bu güzel ve verimli günler kısa sürdü. Hemen hemen tüm dersleri kitaptan okuyarak öğrenmeye çalışıyorduk. O zamanlar başka gidebileceğim bir okulda yoktu semtimizde. Mecburen bu okulda okumak zorundaydım. Okul gerek fiziksel şartları gerekse verdiği eğitim bakımından kaliteli bir devlet okuluydu.Semtimizde oldukça geniş bir alana yayılmış L biçiminde dersliklerden oluşmuş tek katlı bir okuldu. Sınıflar iki bölümden oluşurdu. Girişteki büyükçe oda kışsa paltolarımızı ve ayakkabı torbalarımızı astığımız bir bölümdü.Sınıflara ayakkabıyla girmek yasaktı. Her öğrenci, velisinin diktiği bir bez torba içinde spor ayakkabılarını getirir; vestiyer diyebileceğim bölümde günlük ayakkabılarını çıkarır spor ayakkabılarını giyerdi. Okul güzel olmasına güzeldi ama biz 1-A sınıfı öğrencileri okulun en şanssız öğrencileriydik. Okul tam gündü; öğleden sonra genellikle hocamızın uykusu gelir 1-2 saat "siesta" yapardı. Bize de başımızı kitaptan kaldırmadan içimizden falanca konuyu okumamızı söylerdi. Mevsim kışsa, hocamız yün çileleriyle sınıfa gelir; iki öğrenciyi pencere kenarına çağırır; birisi koluna yün çilesini geçirir diğeri de yün ipliklerini yumak haline getirirdi.Yani 5 sene boyunca ne hocanın çilesi bitti ne de bizim çilemiz! İşin en üzücü tarafı ise tüm okul harıl harıl, şimdi OKS denen, o zamanlar anımsadığım kadarıyla her okul için ayrı ayrı yapılan sınavlara hazırlanırdı.Bizim sınıf hariç tabi.!