Mesajı Okuyun
Old 30-05-2018, 08:44   #3
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/1628
K. 2007/4593
T. 13.3.2007
• BORCA İTİRAZ ( İcra Dairesi Yerine İcra Mahkemesine Yapılması Nedeniyle İstemin Reddi Gereği )
• İCRA DAİRESİNE BAŞVURU GEREĞİ ( Borçlu Borca İtiraz Niteliğindeki Başvurusunu İcra Mahkemesine Yapması Nedeniyle İstemin Reddi Gereği )
• İŞE İADEYE İLİŞKİN İLAM ( Kesinleşmeden İcraya Konulamayacağına İlişkin Özel Bir Hüküm Bulunmadığı Halde Mahkemece İlamın Kesinleşmeden İcraya Konulamayacağı Gerekçesi İle Takibin İptali Doğru Olmadığı )
2004/m.62/1
4857/m.21
ÖZET : Somut olayda borçlu, borca itiraz niteliğindeki başvurusunu 18.04.2006 tarihinde icra dairesi yerine icra mahkemesine yapmıştır. Bu durumda adı geçenin yanlış yere başvurmasının sonuç doğurmayacağı gözetilerek mahkemece isteminin bu gerekçe ile reddi yerine işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinde, bu maddeye göre verilen ise iadeye ilişkin ilamların kesinleşmeden icraya konulamayacağına ilişkin özel bir hüküm bulunmadığı halde Mahkemece ilamın kesinleşmeden icraya konulamayacağı gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmesi doğru değildir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında genel haciz yolu ile icra takibine geçilmiş ve borçluya ( 7 ) örnek ödeme emri 13.04.2006 tarihinde tebliğ edilmiştir. Takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.nun 62/1. maddesi uyarınca borçlu, tüm itiraz nedenlerini kendisine ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde `icra dairesine` bildirmek zorundadır.

Somut olayda borçlu, borca itiraz niteliğindeki başvurusunu 18.04.2006 tarihinde icra dairesi yerine icra mahkemesine yapmıştır. Bu durumda adı geçenin yanlış yere başvurmasının sonuç doğurmayacağı gözetilerek mahkemece isteminin bu gerekçe ile reddi yerine işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Kabule göre de; 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinde, bu maddeye göre verilen ise iadeye ilişkin ilamların kesinleşmeden icraya konulamayacağına ilişkin özel bir hüküm bulunmadığı halde Mahkemece ilamın kesinleşmeden icraya konulamayacağı gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 13.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.