Mesajı Okuyun
Old 03-01-2013, 17:17   #18
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Yargıtay 18.Hukuk Dairesi, 2012/7465 Esas ve 2012/9057 Karar sayılı ilamı da :

"Dava dilekçesinde, ad ve soyadı düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm nüfus idaresi tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı boşanma sonucu velayeti kendisine verilen 23.11.1996 doğumlu kızı F____'nın aile içinde çevrede M____ T____ adı ile bilinip tanındığı, F____ isminin şimdiye kadar hiç kullanılmadığını, küçüğün babasının ise çocuğunu arayıp sormadığını, babalık görevini yerine getirmediğini belirterek, kızının adının M____ T____, soyadının ise kendi kızlık soyismi olan A____ olarak düzeltilmesini istemiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak;

4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 321. (743 Sayılı Yasanın 259.) maddesine göre, doğru nesepli çocuk babanın (ailenin) soyadını taşır. Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadını usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda, somut olayda olduğu gibi ananın velayeti altında bulunan F____ İ____'in soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.07.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.