Mesajı Okuyun
Old 30-12-2010, 15:01   #2
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Müvekkiliniz ihalenin feshini talep edemez.Çünkü hazine arazisinde işgalci olup,aktif dava ehliyeti zaten bulunmamaktadır.

Bunun yerine,eğer hazine,ihalede gayrımenkulü zeytin ağaçlarını içine alır tarzda satmış ise,hazine sebebsiz zenginleşmiştir.Gayrımenkul,hazine tarafından zeytin ağaçları gözönüne alınmaksızın ham toprak olarak satılmış ise,bu takdirde ihale alıcısı sebebsiz zenginleşmiş durumdadır.

O halde,öncelikle,ihalenin kiymet takdir raporları ve ekleri incelenmeli bu şekilde hasım belirlenmelidir.

Başımdan geçen bir olayda,hazine arazisi,zeytin ağaçlı tarla olarak ihale ile üçüncü kişiye satılmış ve açılan davada hazine aleyhine zeytin ağacı odun bedeline hükmedilmiştir.Karar kesinleşmiştir.

Saygılarımla

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/9285

K. 2004/9395

T. 20.9.2004

• BİLİRKİŞİ RAPORU ( Hazırlanırken Raporun Dayanağı Olan Somut ve Özel Nedenler Bilimsel Verilere Uygun Olarak Gösterilmesi Zorunlu Olduğu - Yargıtay Denetimine de Elverişli Olması Gereği )

• ÇÖZÜMÜ ÖZEL VEYA TEKNİK BİLGİYİ GEREKTİREN HALLER ( Hakim Bilirkişinin Oy ve Görüşünün Alınmasına Karar Vermesi Gereği )

1086/m.275,281

ÖZET : HUMK.nun 275. ve devamı maddeleri gereğince; çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde hakim, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vermelidir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HUMK.nun 281. maddesine göre, bilirkişi raporu; Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabilir.
DAVA : Dava dilekçesinde 37.125.000.000 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili dilekçesi ile; mülkiyeti Maliye Hazinesine ait taşınmazın 21.10.2002 tarihinde davalıya ihale yolu ile satıldığını oysa, ihale edilen bu taşınmaz üzerinde mevcut zeytin ağaçlarının tapuda dava dışı 3.kişiler adına tescilli olduğunu, müvekkillerinin zeytin ağaçlarının zilyetliğini 26.1.1996 tarihli devir sözleşmesi ile devraldıklarını, taşınmazın zeytin ağaçlarıyla birlikte satın alınması nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiğini iddia ederek, tespit dosyasında belirlenen 675 adet zeytin ağacı bedeli 37.125.000.000-TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının Maliye Hazinesine karşı dava açması gerektiğini, ayrıca işgalci durumundaki davacıların talep edecekleri bedelin de ancak odun bedeli olabileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile; 17.020.000.000-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; yapılan sayım neticesinde toplam 427 adet aşılı zeytin ağacı tespit edildiğini, bu zeytin ağaçlarından zeytin ürünü elde edilebilecek ağaç sayısı 212 adet olup, geriye kalan 215 zeytin ağacının dip temizlikleri ve gerekli bakım işlemleri yapılmadığından çalılaşıp verimden düştüğünü, verimli zeytin ağaçlarının her birinin değerinin 60.000.000-TL, verimden düşmüş zeytin ağaçlarının değerinin ise 20.000.000-TL. olduğu belirtilerek; ağaç değeri toplamı 17.020.000.000-TL. olarak hesaplanmıştır. Bilirkişi raporunda belirlenen ağaç bedelleri afaki olup, bilimsel ve somut verilere dayanmamaktadır.
HUMK.nun 275. ve devamı maddeleri gereğince; çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde hakim, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vermelidir.
Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HUMK.nun 281. maddesine göre, bilirkişi raporu; Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabilir.
Mahkemece yapılacak iş; öncelikle İlçe Tarım Müdürlüğünden ( bölgedeki zeytin ağacı bedellerini gösterir ) veriler istenerek, uzman kişilerden oluşturulacak ( içlerinden birisi zeytincilikle uğraşan mülk bilirkişisi olmak üzere ) üç kişilik bilirkişi heyeti ile yeniden keşif yapılarak, ağaçların sayısı, yaşı, verimlilik durumu, bölgedeki ekonomik getirisi hususları da somut ve bilimsel verilere uygun olarak açıklanmak ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde rapor alınmak suretiyle; toplam zeytin ağacı bedelini hesaplamak, sonucu dairesinde bir karar vermek olmalıdır.
Yukarıda açıklanan hususlarda araştırma yapılmadan, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.9.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/3952

K. 2002/5430

T. 13.5.2002

• ALACAK DAVASI ( Davalı Hazine Adına Kayıtlı Taşınmaza Davacı Tarafından Ağaç Dikilmesi- Hazine Tarafından Diğer Davalıya Satım Nedeniyle Muhdesatların Bedelinin Tahsili Talebi )

• HAZİNE ADINA KAYITLI TAŞINMAZA YAPILAN MASRAFLARIN İADESİ ( Dava Konusu Taşınmazın Satım Tarihi İtibariyle Muhdesatların Fiyatta Oynadığı Etkinin Belirlenmesi )

• HAKSIZ OLARAK ZENGİNLEŞİLEN MİKTARIN İADESİ ( Taşınmazın Muhdesatlar Nedeniyle Daha Yüksek Bir Bedelle Satılması Durumunda Davalının Haksız Zenginleştiği Miktarı İadesi )

• TAŞINMAZA YAPILAN FAYDALI MASRAFIN İSTENMESİ ( Taşınmazın Muhdesatlar Nedeniyle Daha Yüksek Bir Bedelle Satılması Durumunda Davalının Haksız Zenginleştiği Miktarı İadesi )

• FAİZ ( Davalı Davadan Önce Temerrüde Düşürülmediğinden Dava Tarihinden İtibaren Faize Hükmedilmesi )

818/m.63,64

743/m.907

4721/m.994

ÖZET : Taşınmaz, davaya konu muhdesatlar nedeniyle daha yüksek bir bedelle satılmış ise davalının, haksız olarak zenginleştiği miktarı davacıya iade etmesi gerekir. Bunun tesbitinde, davacının diktiği ağaçlar, yaptığı muhdesatlar için hiçbir şekilde maliyet hesabı yapılmaksızın taşınmazın üçüncü kişiye satışı tarihi itibariyle taşınmazın mevkii, konumu, imar durumu, satın alınmasındaki objektif amaç, taşınmaz üzerindeki muhdesatların alıcıya sağlayacağı muhtemel yarar ile varlığının getireceği muhtemel zarar gibi faktörler tek tek irdelenerek taşınmazın muhdesatlı gerçek sürüm değeri ile muhdesatlar yok farz edilerek gerçek sürüm değerleri ayrı ayrı saptanmalıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı Hazine adına kayıtlı taşınmaza ağaç dikmek suretiyle faydalı masraflar yaptığını ancak taşınmazın Hazine tarafından diğer davalıya satıldığını belirterek, muhdesatların toplam değeri olan 4.592.255.000 TL.nın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece muhdesatların değeri olan 625.000.000 TL. nın 13.6.1997 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Hazine'den tahsiline, diğer davalı hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun
gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, bu davada, taşınmazın kendisi tarafından dikilen ağaçlar ve bağ nedeniyle fazla bedele satıldığını, bu fazla bedel kadar karşı tarafın zenginleştiğini öne sürerek bunun ödetilmesini istemiştir.
Gerçekten taşınmaz, davaya konu muhdesatlar nedeniyle daha yüksek bir bedelle satılmış ise bu halde davalı Hazinenin, haksız olarak zenginleştiği miktarı davacıya iade etmesi gerekir. Bunun tesbitinde ise, davacının diktiği ağaçlar, yaptığı muhdesatlar için hiçbir şekilde maliyet hesabı yapılmaksızın taşınmazın üçüncü kişiye satışı tarihi itibariyle taşınmazın mevkii, konumu, imar durumu, satın alınmasındaki objektif amaç, taşınmaz üzerindeki muhdesatların alıcıya sağlayacağı muhtemel yarar ile varlığının getireceği muhtemel zarar gibi faktörler tek tek irdelenerek taşınmazın muhdesatlı gerçek sürüm değeri ile muhdesatlar yok farz edilerek gerçek sürüm değerleri ayrı ayrı saptanmakta bu yolla bulunacak iki değer arasında muhdesatları yapan lehine bir fark oluşmaz, değişik bir anlatımla taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların varlığı alıcı yönünden bir ekonomik değer taşımadığı için satım bedeline etki yapmıyor veya yapmayacak ise, davalıların muhdesatlar nedeniyle zenginleşmelerinin olmadığı aksi halde iki bedel arasında muhdesatları yapan yönünden lehine bir fark oluştuğunda ise bu iki değerinin birbirine oranlanması, bu oranın üçüncü kişiye satış bedeline uygulanması suretiyle elde edilecek fark bedel kadar muhdesatlar nedeniyle arsa sahiplerinin zenginleştiği kabul edilmektedir. Mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporu az yukarda açıklanan hususları açıklığa kavuşturan bir rapor niteliğinde değildir. Mahkemece muhdesatların değerine göre hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3-Davadan önce davalı Hazineye ihtar gönderilip temerrüde düşürülmediğinden, faize dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekirken, tesbit raporunun davalıya tebliğine ilişkin belge de olmadığı halde, mahkemece hüküm altına alınan miktara tesbit tarihinden itibaren faiz yürütülmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : 1.bent gereğince davalı Hazinenin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2.ve 3.bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 13.5.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.