Mesajı Okuyun
Old 04-06-2012, 14:04   #2
ekinheval

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/7116
K. 2004/8126
T. 23.11.2004
• EVLİLİK BİRLİĞİ İÇERİSİNDE EDİNİLEN TAŞINMAZ İÇİN TAPU İPTALİ VE TESCİL VEYA KATKI PAYININ TAHSİLİ TALEBİ ( Resmi Sözleşme Olmadan Tapu İptali ve Tescil Talep Edilemeyeceği - Eşler Arasındaki Katkı Payına İlişkin Davada Tanık Dinlenebileceği )
• TAPU İPTALİ VE TESCİL TALEBİNİN REDDİ GEREĞİ ( Resmi Sözleşmeye Dayanmayan - Eşin Evlilik Birliği İçerisinde Edinilen Taşınmazdaki Katkı Payını Talep Edebileceği )
• RESMİ SÖZLEŞMEYE DAYANMAYAN TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASININ REDDİ GEREĞİ ( Eşin Evlilik Birliği İçerisinde Edinilen Taşınmaz İçin Açtığı )
• EŞLER ARASINDAKİ İŞLEMİN TANIKLA İSPAT EDİLEBİLMESİ ( Evlilik Birliği İçerisinde Edinilen Taşınmazdaki Katkı Paylarının Tahsili Talebi )
• KATKI PAYININ TAHSİLİ TALEBİ ( Evlilik Birliği İçerisinde Edinilen Taşınmazdaki - Eşler Arasındaki İşlemin Tanıkla İspat Edilebileceği )
• TANIKLA İSPAT EDİLEBİLME ( Eşler Arasındaki Hukuki İlişkiler - Evlilik Birliği İçerisinde Edinilen Taşınmazdaki Katkı Payı İçin Tazminat Talebi )
• MAL AYRILIĞI REJİMİ ( Eşler Arasındaki Hukuki İlişkilerin Tanıkla İspat Edilebilmesi - Evlilik Birliği İçerisinde Edinilen Taşınmazdaki Katkı Payının Tahsili Talebi )
4721/m.706
743/m.634
1086/m.293
ÖZET : 1- Dava, evlilik birliği içinde edinilen malların birlikte alındığı iddiası ile açılan tapu iptali ve tescil, bu istem kabul edilmezse taşınmazların alımına katkı payının tazminat olarak tahsili isteğine ilişkindir. 7.10.1953 tarih, 7/8 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere; sicilde eşlerden biri adına kayıtlı bulunan bir taşınmazın, gerçekte kendi namına satın alınması gerektiğini ve bedelini de kendisinin verdiğini ileri sürerek kaydın adına tashihini isteyen diğer eşin bu isteğinin kabul edilebilmesi için, aralarında Medeni Kanun'un 706. maddesi ( Önceki Medeni kanunun 634. maddesi ) hükmüne göre düzenlenmiş resmi bir sözleşme olması gerekir. Böyle bir sözleşme yoksa davacının mülkiyet aktarımı için geçerli bir hukuki nedene dayandığından söz edilemez ve ayın ( mülkiyet ) iddiası dinlenemez. Eldeki davada, davacı resmi şekilde yapılmış belgeye dayanmadığından tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön yoktur.

2- Karşılıklı güvene dayalı olarak kurulan evlilik birliği içerisinde eşlerin aralarındaki hukuki ilişkiyi yazılı sözleşmeye bağlamaları beklenemez. Eşler arasındaki işlemlerin HUMK. nun 293. maddesi uyarınca tanıkla kanıtlanma olanağı vardır. Kararlaştırılana aykırı davranılması nedeniyle tazminat istenmesini önleyen bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır. Somut olayda da davacı katkı payına ilişkin tazminat talep etmiş buna dair yazılı delillerini de dosyaya sunmuştur. Mahkemece, davacının dayandığı yazılı deliller gerek duyulursa bilirkişi incelemesi yaptırılarak değerlendirilmeli, katkı payına ilişkin tazminat talebi hakkında bu şekilde sonuca ulaşılmalıdır.

DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.5.2002 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 3.6.2004 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 23.11.2004 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı F. M. O. ve vekili Av. İ. H. geldiler. Karşı taraf gelmedi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Dava evlilik birliği içinde edinilen malların birlikte alındığı iddiası ile açılan tapu iptali ve tescil, bu istem kabul edilmezse taşınmazların alımına katkı payının tazminat olarak tahsili isteğine ilişkindir.

1- Öncelikle, davacının tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi gerekmektedir.

7.10.1953 tarih, 7/8 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere; sicilde eşlerden biri adına kayıtlı bulunan bir taşınmazın, gerçekte kendi namına satın alınması gerektiğini ve bedelini de kendisinin verdiğini ileri sürerek kaydın adına tashihini isteyen diğer eşin bu isteğinin kabul edilebilmesi için, aralarında Medeni Kanun'un 706. maddesi ( Önceki Medeni kanunun 634. maddesi ) hükmüne göre düzenlenmiş resmi bir sözleşme olması gerekir. Böyle bir sözleşme yoksa davacının mülkiyet aktarımı için geçerli bir hukuki nedene dayandığından söz edilemez ve ayın ( mülkiyet ) iddiası dinlenemez. Salt bedelin davacı tarafından ödenmiş olması veya eşler arasında temsil ilişkisinin bulunması da kaydın iptalini gerektirmez.

Eldeki davada, davacı resmi şekilde yapılmış belgeye dayanmadığından tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön yoktur. Davacının açıklanan hususları amaçlayan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Davacının ikinci kademedeki katkı payına ilişkin tazminat istemine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;

Karı koca arasında mal ayrılığı rejiminin bulunması Borçlar Kanunu uyarınca sözleşme ilişkisinin kurulmasına engel değildir. Evlilik birliği kurulurken bunun ömür boyu süreceği düşüncesi hakimdir. Bu düşünce nedeniyle de ortak yaşama ve geleceği güvence altına almak amacıyla eşlerin birlikte yatırım yapmaları yaşamın olağan akışıdır. Karşılıklı güvene dayalı olarak kurulan evlilik birliği içerisinde eşlerin aralarındaki hukuki ilişkiyi yazılı sözleşmeye bağlamaları beklenemez. Yukarıda anılan İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde gösterildiği gibi, eşler arasındaki işlemlerin HUMK. nun 293. maddesi uyarınca tanıkla kanıtlanma olanağı vardır. Kararlaştırılana aykırı davranılması nedeniyle tazminat istenmesini önleyen bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır.

Somut olayda da davacı katkı payına ilişkin tazminat talep etmiş buna dair yazılı delillerini de dosyaya sunmuştur. Mahkemece, davacının dayandığı yazılı deliller gerek duyulursa bilirkişi incelemesi yaptırılarak değerlendirilmeli, katkı payına ilişkin tazminat talebi hakkında bu şekilde sonuca ulaşılmalıdır. Eksik inceleme ve araştırmayla bu bölüm istek de redolunduğundan karar bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ( 2 ). Bent uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 375.000.000 Lira Yargıtay duruşma ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 23.11.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.