Mesajı Okuyun
Old 09-02-2018, 10:09   #3
Av. Mehmet Demirezen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Dr.Yahya DERYAL
Saygıdeğer Meslektaşlarım,
HMK m.180 kapsamında "Davanın Tamamen Islahı" yolunu deneyen bir meslektaşımız var mı merak ediyorum. Örnek olarak, dava dilekçesindeki hukuki sebepleri bütünüyle değiştirmek mümkün olabilir mi? Dava dilekçesinde maddi-manevi tazminat isteyen davacı bu yolla önceki taleplerinden tamamen vazgeçip fesih-tasfiye isteyebilir mi? Uygulamanız olmasa da HMK 180 hükmünü nasıl örneklendirebilirsiniz?


Sayın Meslektaşım
HMK 180 maddesi gereğince davanın tam ıslahı ile talebinizi fesih ve tasfiye olarak değiştirebileceğinizi düşünüyorum.
Saygılarımla

T.C.
Yargıtay
5. Hukuk Dairesi

Esas No:2015/19676
Karar No:2016/8156
K. Tarihi:19.4.2016



NUMARASI : 2012/114-2015/59

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak su borusu geçirilen taşınmazın irtifak hakkı karşılığının tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılarak su borusu geçirilen taşınmazın irtifak hakkı karşılığının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davasını tamamen değiştirerek el atmanın önlenmesi ve taşınmazın eski hale getirilmesi şeklindeki HMK 180. maddesine göre yaptığı ıslah talebi reddedilerek tazminat bedeline hükmedilmiş; karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. (HMK m.176)Taraflar ıslah yolu ile iddialarını ve savunmalarını genişletip değiştirebilirler. Buna göre, davacı dava dilekçesinde belirttiği dava sebebini değiştirebileceği gibi, vakıaları eksik belirtmişse, onları ıslah yolu ile tamamlayabilecektir. Ayrıca, davacının dava dilekçesinde belirttiği talebini ıslah yolu ile artırması da mümkündür. Aynı şekilde davalı da, vermiş olduğu cevap dilekçesini ıslah edip, daha önce eksik bıraktığı savunmasını tamamlayabileceği gibi, savunmasını dayandırdığı vakıaları tümüyle de değiştirebilir. Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Islah, sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneği, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirilir. (HMK m. 176) Fakat, ıslah dilekçesinin karşı tarafa tebliği, ıslahın geçerliliği için şart değildir. Çünkü ıslah, davacı veya davalının tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile yapılır. Islahın tamamlanması ve hüküm ifade etmesi, karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Bunun gibi ıslah, mahkemenin de kabulüne bağlı değildir.
Islah kısmi ve tam ıslah olarak ikiye ayrılır. Sadece talep sonucunun arttırılması kısmi ıslah olarak kabul edilir. Davanın tamamen değiştirilmesi ve yeni bir davaya çevrilmesi ise tam ıslahtır. Davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden
itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi hâlde, ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir. (HMK m. 180) Davayı tamamen ıslah edebilecek olan taraf, davacıdır. Bunun yanı sıra, karşı davada, karşı davacı durumunda olan davalı da, karşı davasını tamamen ıslah edebilir. Tam ıslahta davacı, davasını dava dilekçesinden itibaren ıslah ederek ve yeni bir dava dilekçesi verebilir.
Davanın tam ıslahı yoluna, dava dilekçesinden itibaren bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması için başvurulur. Yani bu halde, dava dilekçesinden itibaren yapılmış olan usul işlemlerinin (bazı istisnalar dışında) tamamının yapılmamış sayılması veya düzeltilmesi söz konusu olduğu için, buna davanın tam ıslahı denilmektedir. Davasını tam ıslah etmiş ve bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermiş olan tarafın ilk dava dilekçesi, hiç verilmemiş sayılır; yani, mahkemece nazara alınmaz. Başka bir deyişle ıslah, bunu yapan tarafın kapsatacağı noktadan itibaren, bütün usul işlemlerini yapılmamış sayılması sonucunu doğurduğundan, davanın tamamen ıslahında, dava dilekçesi dahil olmak üzere, dava dilekçesinden itibaren yapılmış olan bütün usul işlemleri yapılmamış sayılır ve mahkeme davayı yeni dava dilekçesine göre görür.
Davasını tamamen ıslah etmiş olan davacı, ıslah dilekçesinde aynı zamanda ıslah ettiği işlemi açıkça belirtmişse (yani ıslah dilekçesi aynı zamanda yeni bir dava dilekçesi niteliğinde ise) davacının artık HMK m. 180'e göre bir hafta içinde yeni (ikinci) bir dava dilekçesi vermesine gerek yoktur. (Prof.Dr. Baki Kuru/Prof. Dr. Ramazan ARSLAN/Prof. Dr. Ejder YILMAZ, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Yetkin Yayınları 22. Baskı, 2011 s.557; Prof. Dr. Bilge Umar, Hukuk Muhakemeleri Şerhi, Ankara 2011 s.506; HGK'nin 12.7.1957gün ve E. 2/66 K. 64; HGK'nin 2.10.1974 gün ve E. 4/378 K. 1030; )
Hal böyle olunca, davacı vekili tarafından mahkemeye ibraz edilen 29.04.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı vekili açık bir şekilde davasını tam ıslah ettiğini belirterek, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat yönünde açtığı davadaki talep sonucunu değiştirerek, el atmanın önlenmesi ve taşınmazın eski hale iadesine dönüştürdüğünden, artık yeni bir dava dilekçesi verilmesine gerek bulunmamakta olup, davanın yeni şekline göre yürütülüp sonuçlandırılması gerekmesine rağmen, mahkemece HMK 180.maddesi gözardı edilerek, ıslahın geçersiz olduğuna karar verilerek tazminata hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.

Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 19/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.