Mesajı Okuyun
Old 02-11-2009, 14:41   #2
av.araf

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

18. HUKUK DAİRESİ

E.2006/9264

K. 2006/10082

T. 4.12.2006

• ACELE EL KOYMA SURETİYLE KAMULAŞTIRMA ( Maliklerin Dava Açma ve Bu Şekilde Tespit İsteme Hakları Bulunmadığı - Arazinin ve Üzerindeki Ağaçların Gerçek Değerlerinin Tespiti İstemi )

• KAMULAŞTIRMA ( Acele El Koymak Suretiyle - Arazinin ve Üzerindeki Ağaçların Gerçek Değerlerinin Tespiti İstemi/Maliklerin Dava Açma ve Bu Şekilde Tespit İsteme Hakları Bulunmadığı )

• KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ ( Acele El Koymak Suretiyle Kamulaştırılan Arazi ve Üzerindeki Ağaçlar - Maliklerin Dava Açma ve Bu Şekilde Tespit İsteme Hakları Bulunmadığı )

• AKTİF HUSUMET EHLİYETİ ( Acele El Koymak Suretiyle Kamulaştırılan Arazi ve Üzerindeki Ağaçların Gerçek Değerlerinin Tespiti İstemi - Maliklerin Dava Açma ve Bu Şekilde Tespit İsteme Hakları Bulunmadığı )

2942/m. 10, 27


ÖZET : Davacı vekili müvekkilinin taşınmazının baraj yapımı için acele el koymak suretiyle kamulaştırıldığını, belirlenen bedelin arazinin durumu ve günün şartlarına göre çok düşük olduğunu, taşınmazın konumu ile toprak yapısı ve sulama imkanları nazara alınarak arazinin ve taşınmaz üzerindeki ağaçların gerçek değerlerinin tespitini istemiştir:
2942 sayılı Yasa'nın 27 ve 10. maddelerine göre dava açma hak ve yetkisi kamulaştırmayı yapan idarelere tanınmıştır. 4650 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten sonra, kamulaştırılan taşınmazların maliklerinin dava açma ve bu şekilde tespit isteme hakları bulunmamaktadır.
DAVA : Dava dilekçesinde tespit istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin İ... Ü... Köyünde bulunan taşınmazının baraj yapımı için acele el koymak suretiyle kamulaştırıldığını, belirlenen bedelin arazinin durumu ve günün şartlarına göre çok düşük olduğunu, taşınmazın konumu ile toprak yapısı ve sulama imkanları nazara alınarak arazinin ve taşınmaz üzerindeki ağaçların gerçek değerlerinin tespitini istemiş, mahkemece tespit talebinin kabulü ile dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan muhdesatla birlikte değerinin tespitine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine ve kendisini vekille temsil ettirmiş bulunan davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmesine karar verilmiştir. Dosyada örneği bulunan İmamoğlu Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/95-109 sayılı kararında mahkemece, davanın kabulüne, taşınmazın bedelinin tespitine, 2942 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca taşınmaza el konulmasına, bilirkişiler tarafından belirlenen ve bankaya bloke edilen bedelin tapu kaydı dikkate alınarak davalıya ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
2942 sayılı Yasa'nın 27. maddesine göre, 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu'nun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya acenteliğine Bakanlar Kurulu'nca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında, kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere, ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ile ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir. Aynı Yasa'nın 10. maddesinde de kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili düzenlenmiş ve 27. maddede olduğu gibi 10. maddeye göre de dava açma hak ve yetkisi kamulaştırmayı yapan idarelere tanınmıştır. 2942 sayılı Yasa'da 4650 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten sonra, kamulaştırılan taşınmazların maliklerinin dava açma ve bu şekilde tespit isteme hakları ( 10. ve 27. maddelere göre maddi hata davası dışında ) bulunmamaktadır. Dilekçe içeriği ve dosya kapsamından istemin, maddi hatanın düzeltilmesi ile ilgili olmadığı, doğrudan taşınmazın zemini ile üzerindeki ağaçların değerinin tespitini içerdiği ve dolayısıyla bir eda davası niteliğini taşımadığı, HUMK.nun 368 ve müteakip maddelerine göre yapılmış bir delil tespiti de olmadığı, zira yukarıda değinildiği gibi davacının, ileride yasalara uygun olarak açması mümkün bir dava da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Saptanan bu duruma göre, mahkemece aktif husumet ehliyeti bulunmayan davacının tespit isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), 04.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

KAZANCI