Mesajı Okuyun
Old 11-01-2008, 22:46   #3
ali ekmekçi

 
Varsayılan

sayın özlem kansızın böyle bir genelleme yapması hataya düşürebilir bizi zira arada alt üst işveren ilşkisinin varlığının kabul edildiği durumlarda müteselsil sorumluluk olabilir eğer bir işin tamamen bir alt işverene devri varsa burada alt işverene tek başına dava açılmalıdır.İki ihtimali de izah eder yargıtay kararları ektedir.


T.C.
YARGITAY
Yirmibirinci Hukuk Dairesi
E: 2003/3861
K: 2003/4393
T: 8.5.2003

MADDİ MANEVİ TAZMİNAT
İŞ KAZASI SONUCU MALULİYET
ASIL İŞVERENİN ARACI (TAŞERON) İLE BİRLİKTE SORUMLULUĞU
SORUMLULUK ORANLARININ BELİRLENMESİ
ÖZET: iş kazası sonucu zarara uğrayan işçinin tazminat davası, asıl işveren veya kusurlu olduğu kabul edilen üçüncü kişilere yöneltilir. Aracı olarak nitelendirilen kişilerce işe alınan işçilerin uğrayacakları zarardan dolayı asıl işveren, aracı (taşeron) ile birlikte sorumlu olur.
Kazanın meydana gelmesindeki sorumluların ve sorumluluk oranlarının belirlenmesi için mahkemece, konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmalıdır.
(506 s. SSK. m. 87)
(1475 s. İş K. m. 1/son, 73)

Davacı iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiş ise de varılan sonuç usul ve Yasa'ya uygun görülmemiştir.
Dava E... (E... Holding A.Ş.) bağlı U... Volfram işletmesindeki yükleme platformunun kesimi işinde çalışan davacının 3.7.1996 günü bir bağlantıyı kaynakla kestiği platformun düşmesi üzerine aşağıdaki köşebentlerden bir tanesinin gözüne isabet etmesi sonucu %50 maluliyetine neden olacak şekilde sağ gözünü kaybetmesi sonucu uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
Gerçekten bir iş kazası sonucu zarara uğrayan işçinin tazminat davası asıl işveren veya kusurlu olduğu kabul edilen 3. kişilere karşı yöneltilir. Kaldı ki, aracı olarak nitelendirilen kişilerce işe alınan işçilerin uğrayacakları zarardan dolayı asıl işverenin aracı (taşeron) ile birlikte sorumlu olacağı da 506 sayılı Kanun'un 87. maddesi gereğidir.
Somut olaydan kazanın meydana geldiği mahallin davalı E.... bağlı U.... Volfram Tesisleri Genel Müdürlüğü'ne ait hurda malzemesinin bulunduğu işyeri olduğu hususunda taraflar arasında çekişme yoktur. Bahsi geçen çelik hurdalar E... Yönetim Kurulunun 22.6.1995 gün 4506/20 ve 4.6.1996 gün ve 4544/29 sayılı kararları ile Makine ve Kimya Endüstrisi Hurdasan Hurda işletmeleri A.Ş. Genel Müdürlüğüne satılmış ve bu müdürlükte "hurda malzemeyi taşınabilir hale getirme işini" 15.8.1995 tarihli sözleşme ile M... Nakliyat Uluslararası A.Ş.'ye ihale etmiştir. Davacı işçi işi ihale ile alan taşeron M... Nakliyat işçisi olup kazada bahsi geçen işin yapımı sırasında meydana gelmiştir.
Davada çözümlenmesi gereken asıl sorun davalı Genel Müdürlük ile dava ihbar olunanların kazanın meydana gelmesindeki sorumluluk oranlarının belirlenmesinde yatmaktadır, işin yapıldığı yer E.... ait olup iş ve işyeri güvenliklerinin sağlanmasındaki sorumluluğun bu bağlamda kesilip kesilmediği hususu tereddütsüz ortaya konulmak gerekir. Diğer yandan işin yapımını devir alan MKE'nin davacının işverini olan taşeron M... Nakliyata işi devir etmesinde 1475 sayılı Kanun'un 1/son maddesindeki işveren aracı veya üst alt işveren biçimindeki ilişkinin sağlıklı bir şekilde ortaya konmasındaki zaruret de yatsınamaz. iş ve Sosyal güvenlik hukuku ve ilgili düzenlemeleri kural olarak kamu düzeniyle ilgili olduğu gerçeğini de dikkate alacak olursak, mahkemenin hükme esas aldığı 27.1.1999 tarihli kusur bilirkişi raporunun yukarıda açıklanan ilkelere uygun düşmediği ve son derece sağlıksız olduğu, bilimsel ve teknik verilere dayalı olmadığı sonucuna varmak gerekir.
Mahkemece yapılacak iş, kazanın oluşuna göre konusunda uzman iş güvenliği bilirkişi heyetine konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, sorumluları ve sorumluluk oranlarını ayrıntılı biçimde ve tereddüte yer vermeyecek şekilde ortaya koyacak rapor almak, alınan rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın ve özellikle inandırıcı güç ve nitelikte olmayan 1475 sayılı Kanun'un 1/son ve 73. maddelerinin öngördüğü koşulları içermeyen kusur raporunun hükme dayanak almak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve Yasa'ya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Bozma gerekçesine göre başkaca bir hususun incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 8.5.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
Yirmibirinci Hukuk Dairesi
E: 2002/7988
K: 2002/9046
T: 24.10.2002

MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
İŞVEREN-ARACI VEYA ÜST-ALT İŞVEREN
ARASINDAKİ HUKUKİ İLİŞKİ
· ÖZET: iş kazası sonucu zarara uğrayan işçinin tazminat davası, işveren veya kusurlu 3. kişilere karşı yöneltilir. Aracı kişilerce işe alınan işçilerin uğrayacakları zarardan dolayı işveren, aracı ile birlikte sorumlu olur.
Olayda çözümlenmesi gereken sorun, hukuki ilişkinin işveren-aracı veya üst-alt işveren biçiminde olup olmadığıdır. Birisin bütünüyle bir işverene devri durumunda veya anahtar teslimi biçiminde işin verilmesi halinde üst-alt işveren ilişkisi söz konusu olmaz.
(506 s. SSK. m. 87/2)
(1475 s. İ ş K. m. 1/son)

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe maruz kalan işçinin uğramış olduğu maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının geçirdiği iş kazası nedeniyle kararda yazılı maddi ve manevi tazminatın davalılardan Ö... Gemi Inşaa San. ve Tic.Ltd.Şirketinden tahsiline, diğer davalı T.... Gemi Endüstri A.Ş. hakkındaki davanın reddine karar verilmiş ise de davalı T.... Gemi Endüstri A.Ş. hakkında eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuştur.
Gerçekten, bir iş kazası sonucu zarara uğrayan işçinin tazminat davası, işveren veya kusurlu 3. kişilere karşı yöneltilir. Bundan başka, aracı olarak nitelendirilen kişilerce işe alınan işçilerin uğrayacakları zarardan dolayı asıl işverenin, aracı ile birlikte sorumlu olacağı 1475 sayılı Yasanın 1. maddesi gereğidir.
Dava konusu olayda çözümlenmesi gerekli sorun, davalı Ö... Gemi İnşaa San. ve Tic.Ltd.Şirketi ile davalı T.... Gemi Endüstrisi A.Ş. arasındaki hukuki ilişkinin işveren-aracı veya üst-alt işveren biçiminde olup olmadığıdır. 1475 sayılı iş Kanununun 1/son ve 506 sayılı SSK'nun 87/2. maddesindeki açıklamalar ışığında aracıdan (taşeron) söz edebilmek için öncelikle üst işveren ve bunun tarafından ortaya konulan bir iş olmalı ve görülmekte olan bu işin bölüm ve eklentilerinden bir iş alt işverene devredilmelidir. Buna karşın bir işin bütünüyle bir işverene devri durumunda veya anahtar teslimi denilen biçimde işin verilmesi durumunda artık üst-alt işveren ilişkisi söz konusu olamaz.
Somut olayda, davalılardan T.... Gemi Endüstri A.Ş. diğer davalı Ö... Gemi Inşaa San. ve Tic.Ltd.Şirketi ile aralarında düzenlenmiş bir taşeronluk sözleşmesinin mevcut olmadığını bildirmiştir. Bu durumda, kazaya konu tamiri yapılan Orkun isimli geminin sahibinin tanık sıfatıyla dinlenerek gemi tamiri işi için hangi davalıyla, ne şekilde bir sözleşme yaptığı hususunun ayrıntılı olarak açıklattırılması ayrıca elinde yazılı sözleşme varsa, ibrazının istenilmesi, davalı şirketlerin ana sözleşmelerinin ilgili ticaret sicili memurluğundan getirtilerek, faaliyet alanlarının açıkça belirlenmesi, gerekirse, mahallinde keşif yapılarak her iki davalı şirketin yaptıkları iş, yerinde tespit edilerek, davalı şirketler arasındaki hukuki ilişkinin, yukarıda tanımı yapıldığı şekilde, üst-alt işveren biçiminde olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, soyut tanık anlatımları hükme dayanak alınmak suretiyle eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.10.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.