Mesajı Okuyun
Old 18-04-2018, 09:36   #3
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

T.C
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2015/15392
KARAR NO: 2015/19647
KARAR TARİHİ: 04.11.2015

>İLAMLI İCRA TAKİBİ AÇILMADAN ÖNCE ALACAKLININ HESABINA PARANIN SAAT FARKI İLE YATIRILMASI, ALACAKLININ BİLGİSİNİN OLMAMASI

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; vekiledeni tarafından Bakırköy 1. Aile Mahkemesi'nin 17/09/2014 kesinleşme tarihli kararında hüküm altına alınan manevi tazminat ve yargılama giderine ilişkin alacak kalemlerinin faizleriyle birlikte 26.000,00 TL olarak alacaklıya ait hesaba 20/11/2014 tarihinde saat: 10:19 da ödendiği halde; alacaklı tarafından aynı gün saat 11:13'de İstanbul Anadolu 21.İcra Müdürlüğü'nün 2014/... esas sayılı doyası ile haksız olarak ilamlı icra takibi başlatıldığını açıklayarak ödeme nedeniyle 25.000 TL asıl alacak, 361,90 TL yargılama gideri ve 394 TL faiz yönünden icra emrinin iptalini, ödeme takipten önce yapıldığından iptali istenen kalemlere ilişkin icra masraflarının taraflarına yükletilmemesini talep etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme'ce bilirkişi raporunun sonuç bölümünün birinci fıkrasında yapılan değerlendirme hükme esas alınmış ve buna göre ödemenin takipten önce yapıldığı kabul edilerek, şikayete konu takip dosyasında 1.320,00 TL ilam vekalet ücreti, 162,74 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam alacağın 1.482,74 TL olduğunun tespitine, kalan takibin iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiştir. Hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Somut olayda; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine Bakırköy 1. Aile Mahkemesi'nin 17/09/2014 tarihinde kesinleşen ilamında hükmedilen 25.000 TL manevi tazminat, 1.320 TL ilam vekalet ücreti, 361,90 TL yargılama gideri ile bu alacak kalemlerine ayrı ayrı işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 29.971,45 TL üzerinden 20/11/2014 tarihinde saat 11:13 de takip başlatıldığı, borçlu tarafça takibe konu borcun 26. 000 TL'sinin aynı gün saat 10:19'da alacaklının garanti bankasındaki hesabına ödenmiş olduğu anlaşılmaktadır.

Yine, dosya kapsamına göre; borçlu vekilinin takip günü ve saat farkıyla yapılan ödemeden alacaklının haberdar olduğu yönünde bir iddiası bulunmamaktadır. Öte yandan, alacaklı vekili ise ödeme konusunda bilgilendirme yapılmadığını savunmaktadır.

Bu halde Mahkeme'ce takip günü saat farkıyla yapılan ödemenin takipten önce yapılan ödeme olarak kabul edilemeyeceği ve alacaklının takipte haklı olduğu gözetilerek hükme esas alınan bilirkişi raporunun sonuç bölümünün ikinci fıkrasına göre takip tarihi itibarıyla tespit edilen 27.244,87 TL üzerinden borçlunun icra vekalet ücreti ve takip masraflarından sorumlu olacağı kabul edilerek buna göre bir karar verilmesi gerekirken, ödemenin takip tarihinden önce yapıldığı kabul edilerek bilirkişi raporunun sonuç bölümünün birinci fıkrası esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ: Alacaklı Vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 04.11.2015 tarihinde temyiz edene iadesine 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





T.C
YARGITAY
8.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO.2012/9416
KARAR NO.2012/10921


Somut olayda borçlu, ilamdan kaynaklanan para borcunu, karar tarihinden sonra ve takipten önce, alacaklının banka hesabına ödemiş ise de, ödemeyi alacaklıya takip talebinde bulunmasından sonra bildirdiğinden ve de alacaklının her gün ve saatte banka hesabını denetlemesinin hayatın olağan akışı içinde mümkün de bulunmadığından dolayı ödeme borcunun takipten sonra yerine getirildiğinin kabulü gerekir.

"Ödemenin takip tarihinden sonra yapıldığı kabul edilerek, icra müdürlüğünce dosya bakiye borç hesabından dikkate alınmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde alacaklının, icra vekalet ücreti, icra masrafları ve ödeme bildiriminin alacaklıya ulaştığı kurulması tarihe kadarki, faizin tahsilini engeller şekilde, takibin tümden iptali yönünde hüküm kurulması isabetsizdir."
(Karar Tarihi : 22.11.2012)
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Alacaklı tarafından Kartal 2. İş Mahkemesinin 2009/897 Esas, 2011/760 Karar sayılı ve 13.12.2011 tarihli "110.795,31 TL maddi tazminatın 06.08.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, 10.913,62 TL vekalet ücreti ve 540,55 TL yargı giderinin tahsiline ilişkin" ilamına dayalı olarak, ilamların icrası yolu ile 23.01.2012 tarihinde başlattığı takipte, toplam 147.335,29 TL'nin faizi, icra masrafları ve vekalet ücretiyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Borçlu icra emrinin tebliği üzerine vekili vasıtasıyla, borcun takip tarihinden önce 19.01.2012'de, alacaklının banka hesabına havale ettiklerini ve noterde 20.01.2012 tarihinde çekilen ihtar ile de ödemenin bildirildiğini, bu nedenle borcun takipten önce ödenmesi nedeniyle, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı vekili vasıtasıyla, ödemeye ilişkin noter bildiriminin, kendilerine takibin başlatılmasından sonra 24.01.2012'de ulaştığından, takipte kusurlarının bulunmadığını, borçlunun faizden, icra vekalet ücreti ve masraflarından sorumlu olduğundan, talebin reddine karar verilmesini cevap etmiştir. Mahkemece, alacaklıya ödemenin, takipten önce yapıldığı kabul edilerek, itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Alacaklı vekili, takibe borçlunun sebebiyet verdiğinden, icra vekalet ücreti, harcı, masrafı ile ihtarname tebliğ tarihine kadarki faizinden sorumlu olduğundan bahisle kararın bozulması talebiyle temyize gelmiştir.

Takip dayanağı ilam, HMK.nun 367. maddesi gereğince kesinleşmeden icra edilebilecek ilamlardan olduğundan alacaklı, ilam tarihi 13.12.2011'den itibaren, ilamdan hükmedilen asıl alacağın faizinin ve ferilerinin tahsilini talep etme hakkına sahiptir. Borçlu bu tarihten itibaren, borcu alacaklıya ödeyerek, borcundan kurtulabilir. 818 sayılı Borçlar Kanununun 73. maddesi gereğince de, para borçları ifa zamanındaki alacaklı ikametinde, (yani para borcu götürülecek borçlardan olduğundan, alacaklıya bizzat ya da bildirildiği yere götürülerek) ödenerek sonlandırılabilir.

Somut olayda borçlu, ilamdan kaynaklanan para borcunu, karar tarihinden sonra ve takipten önce, alacaklının banka hesabına ödemiş ise de, ödemeyi alacaklıya takip talebinde bulunmasından sonra bildirdiğinden ve de alacaklının her gün ve saatte banka hesabını denetlemesinin hayatın olağan akışı içinde mümkün de bulunmadığından dolayı ödeme borcunun takipten sonra yerine getirildiğinin kabulü gerekir.

Bu nedenle, mahkemece alacaklının alacağını, icra vasıtasıyla tahsili talebinde bulunmasında bir usulsüzlük olmadığı nazara alınarak, ödemenin takip tarihinden sonra yapıldığı kabul edilerek, icra müdürlüğünce dosya bakiye borç hesabından dikkate alınmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde alacaklının, icra vekalet ücreti, icra masrafları ve ödeme bildiriminin alacaklıya ulaştığı kurulması tarihe kadarki, faizin tahsilini engeller şekilde, takibin tümden iptali yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.

KARAR : Alacaklı vekilinin temyiz talebinin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine, 22.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.