Mesajı Okuyun
Old 08-02-2018, 15:43   #62
ersintoker

 
Varsayılan Dikiz aynasından

Akşamları hep aynı yerde görüyorum onu, otoyolumsu asfaltın bir duvara yaklaşıp kıvrıldığı ve kamyonların bir konvoy halinde sıralanıp, uzak diyarlardan gelecek büyük gemileri beklediği rıhtıma açılan kapının önünde… tam önünde değil, biraz daha ilerde, küçük bir yol ayrımında… bekliyor…

Saçlarının rengini söylemeyeceğim ama uzaktan hemen dikkati çekiyorlar… yeşil kısa mantonun altındaki bacakları, boyunu olduğundan daha uzun gösteriyor, ayaklarında uzunca bir bot ya da kısaca bir çizme var, birini hep diğerinin önünde tutuyor… dudakucu kırmızıya boyanmış sigarasını tutan eli hafifçe yana sarkmış, eli değil kolu tabii, parmaklarının ince ve uzun mu yoksa kalın ve kısa mı olduğu pek farkedilmiyor…

Bir otomobil, biraz ilerde kaldırıma yanaşıp duruyor, onu ya o anda farketti ya da bilinçli bir utangaçlığın göstergesi olarak böyle yapıyor direksiyondaki kimliği belirsiz sürücü… bekliyor… dörtlüleri bile yakmamış dikkat çekmemek için sanki otomobili oraya parkedip gidecek… ama hayır… sağ taraftaki camı aşağı doğru indiriyor, gözleri dikiz aynasında ve karanlık… yeşil manto, sigarasını yere atıp, yürüyor, otomobile yaklaştığında eğilip içine bakıyor, birkaç adım daha atıyor, açılan camın bıraktığı boşluk iletişimin perdesi… bir iki cümle, birkaç daha, karşılıklı… cam birden kapanıyor, otomobil bu kez dörtlüleri yakarak ve kendinden beklenmeyen bir hızla yola dalıyor… arkadan bir iki korna sesi duyuluyor.

Rıhtımın kapısından çıkan bir yaşlı işçi yeşil mantonun önünden geçiyor, sonra durup dönüyor… Ne bekliyorsun burada?… yeni yakılmış sigaranın dumanı araya hücum ediyor… Otobüs!… adam eliyle az uzaktaki direği işaret ediyor… daha doğrusu direkte sallanan sarı tabelayı… Durak orası!… Eyvallah!

Biraz sonra bir otobüs gelip duruyor oysa durakta bekleyen kimse yok! İşin tuhafı kimse de inmiyor otobüsten… içindeki yolcular, hep birlikte dönüp yeşil mantoya bakıyorlar, o sırtını dönüyor, rengini söylemediğim saçların arkadan görünüşü daha dehşetli… otobüs horlayıp gidiyor.

O zaman arkasında bekleyen motosikletli fark ediliyor, hemen yanaşıyor kaldırımın kıyısına… konuşup konuşmadıkları bile belli değil, yeşil mantoluyu arkasına alıyor, başındaki kaskı çıkarıp ona veriyor… aniden sarsılan motosiklet, egzozunu patlatarak yola atılıyor… direksiyon başında uyuyakalmış kamyon şoförleri başlarını tek sıra halinde camlardan çıkarıp bakıyorlar, şaşkın ve bıyıklı… motosiklet çoktan uzaklaşmış bile… ama kırmızı stop lambalarıyla kaskın dışına savrulmuş rüzgârlı saçları görmek hâlâ mümkün.