Mesajı Okuyun
Old 21-05-2008, 21:08   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan



T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/923

K. 2004/9542

T. 11.10.2004

• TAŞIMA SÖZLEŞMESİ ( İşbölümü İtirazının Kabulü Üzerine Verilen Gönderme Kararları Nedeniyle Vekalet Ücretine Hükmedilemeyeceği - Gönderme Kararının Yanlız Başına Temyiz Edilemeyeceği )

• İŞ BÖLÜMÜ İTİRAZI ( Kabulü ile Verilen Gönderme Kararlarının Niteliğine Tamamen Yabancı Olan ve Onunla Bağdaşması Mümkün Olmayan Nihai Bir Hükmün Yalnız Başına Temyizinin Mümkün Olduğu )

• GÖNDERME KARARI ( Sonucunda Vekalet Ücretine Hükmedilemeyeceği - Gönderme Kararlarının Niteliğine Tamamen Yabancı Olan ve Onunla Bağdaşması Mümkün Olmayan Nihai Bir Hükmün Yalnız Başına Temyizinin Mümkün Olduğu )

• VEKALET ÜCRETİ ( İşbölümü İtirazının Kabulü Üzerine Verilen Gönderme Kararları Nedeniyle Vekalet Ücretine Hükmedilemeyeceği - Taşıma Sözleşmesi )

6762/m.5/3

ÖZET : İşbölümü itirazının kabulü ile dosyanın görevli ve yetkili Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine hükmedilmiştir. 02.04.1967 tarih ve 12/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda ve gönderme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Tarife'nin 8/son maddesi hükmünde, gönderme kararları nedeniyle vekalet ücretine hükmedilemeyeceği öngörüldüğü halde, bu mahkemece, davacı aleyhine vekalet ücretine de hükmedilmiştir. Gönderme kararları yalnız başına temyiz edilemez ise de, bu kararın niteliğine tamamen yabancı olan ve onunla bağdaşması mümkün olmayan nihai bir hükmün bu karar ile birlikte yanılgı sonucu verilmesi halinde, gönderme kararının nihai hükme ilişkin bu bölümünün yalnız başına temyizi mümkündür. Gönderme kararında vekalet ücretine hükmedilmesi ve bir çeşit yetkisizlik kararı verilmesi nedeniyle, gönderme kararı temyizi kabildir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Kadıköy Asliye 2.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 21.03.2003 tarih ve 2002/901-2003/289 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalıların üstlendikleri taşıma işini yerine getiremeyip, yükün çalınmasından sorumlu olduklarını ileri sürerek, 33.922 USD.nın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Sefaettin Ö vekili, işbölümü itirazında, davalı M Ltd.Şti. vekili, yetki ilk itirazında ve işbölümü itirazında bulunmuştur.
Diğer davalılar, davaya yanıt vermemiştir.
Davanın açıldığı Bakırköy Asliye 9.Hukuk Mahkemesi'nce işbölümü itirazının kabulü ile dosyanın Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Dosyanın gönderildiği Kadıköy Asliye 2.Ticaret Mahkemesi'nce, süresinde tahrik dilekçesi verilmediği gerekçesiyle, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davanın açıldığı Bakırköy Asliye 9.Hukuk Mahkemesi'nce beş davalıdan ikisine dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmeyerek taraf teşkili bunlar yönünden yapılmamış, davalılardan M Ltd.Şti.ne 05.02.2002 tarihinde yapılan tebliğden itibaren bu davalının vekilince 10 günlük yanıt süresi geçirilerek 18.02.2002 günü işbölümü ve yetki ilk itirazında bulunulmuş, davalılardan Sefaettin'e 31.01.2002 günü yapılan tebliğ üzerine vekilince, süresinde 08.02.2002 günü sadece işbölümü ilk itirazında bulunulmuş, davalılardan Mehmet ise davaya yanıt vermemiştir. Bu mahkemece verilen kısa ve gerekçeli kararda, "işbölümü itirazının kabulü ile dosyanın görevli ve yetkili Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine" hükmedilmiştir.
02.04.1967 tarih ve 12/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda ve gönderme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Tarife'nin 8/son maddesi hükmünde, gönderme kararları nedeniyle vekalet ücretine hükmedilemeyeceği öngörüldüğü halde, bu mahkemece, davacı aleyhine vekalet ücretine de hükmedilmiştir. Gönderme kararları yalnız başına temyiz edilemez ise de, bu kararın niteliğine tamamen yabancı olan ve onunla bağdaşması mümkün olmayan nihai bir hükmün bu karar ile birlikte yanılgı sonucu verilmesi halinde, gönderme kararının nihai hükme ilişkin bu bölümünün yalnız başına temyizi mümkündür. Bu itibarla, gönderme kararında vekalet ücretine hükmedilmesi ve bir çeşit yetkisizlik kararı verilmesi nedeniyle, gönderme kararı temyizi kabildir. Gönderme kararları yalnız başına temyiz edilemez ise de, bu kararın niteliğine tamamen yabancı olan ve onunla bağdaşması mümkün olmayan nihai bir hükmün bu kararı ile birlikte yanılgı sonucu verilmesi halinde, gönderme kararının nihai hükme ilişkin bu bölümünün yalnız başına temyizi mümkündür. Bu itibarla, gönderme kararında vekalet ücretine hükmedilmesi ve bir çeşit yetkisizlik kararı verilmesi nedeniyle gönderme kararı temyizi kabildir.
Gönderme kararının, işbölümü itirazında hiç bulunmayan ya da süresinde bulunmayan davalıları da kapsayacak şekilde verilmesi nedeniyle de temyizi mümkündür. Zira, böyle bir gönderme kararı, TTK.nun 5/3 ncü maddesine uygun verilmiş gerçek bir gönderme kararı değildir. Doktrin ve Yargıtay uygulaması da bu yöndedir. ( Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 4.Baskı, Ankara-1979, Cilt 1, Sh.455 vd. ) Mahkemece, gönderme kararı kesin olarak verilmiş, davacı tarafa temyiz olanağı da tanınmamış, tefhime göre 10 günlük süre geçirildikten sonra 28.05.2002 günü verilen tahrik dilekçesi üzerine dosya gönderilmiştir. Böyle bir gönderme kararının açıklanan bu özellikleri nedeniyle, 10 günlük tahrik süresinin tefhimden değil, tebliğden başlaması gerektiğinin kabulü de gerekir. Davacıya tefhimden çok sonra 24.05.2002 günü yapılan tebliğ tarihinden itibaren 10 günlük süre içerisinde 28.05.2002 havale tarihli tahrik dilekçesi verildiğine göre, kararı temyiz edilen Kadıköy Asliye 2.Ticaret Mahkemesi'nce, tüm davalılar bakımından davanın esasına girilmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, tefhim esas alınarak sürenin geçirildiğinden bahisle davanın, üstelik tüm davalılar bakımından açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamış, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.10.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.