Mesajı Okuyun
Old 30-05-2019, 14:24   #4
Av. Anıl Furkan BAŞER

 
Varsayılan

T.C.
Yargıtay
17. Hukuk Dairesi

Esas No:2016/977
Karar No:2016/1540
K. Tarihi:


MAHKEMESİ :....

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkiline kasko sigorta poliçesiyle sigortalı olan aracın .... otoparkında park halinde iken hastane binasındaki resim portresinin aracın üzerine düşmesi sonucu hasarlandığını, hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, bina sahibi olan davalının kusursuz sorumluluğu olduğunu, zararın tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek takibe yapılan itirazın iptaliyle takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; mahkemenin yetkili olmadığını, davanın yanlış hasma yöneltildiğini, idari yargının görevli olduğunu, tabelanın fırtına sebebiyle yıkıldığını ve zararın idarenin eyleminden kaynaklanmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve toplanan delillere göre; idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan idareler, kamu hizmeti sırasında verdikleri zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildirler. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin
...
kullanılması sırasında oluşan zararlar, niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun'un 2. maddesi uyarınca idari yargı mahkemelerinde tam yargı davası açılması gerekmektedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 69. maddesinde bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikinin, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlü olduğu, intifa ve oturma hakkı sahiplerinin de, binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte müteselsilen sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, davacı şirkete kasko sigorta sözleşmesiyle sigortalı olan araç park halinde iken davalıya ait hastanenin duvarındaki portre çercevesinin araç üzerine düşmesi sonucu hasar meydana gelmiştir. Davacı ... şirketi, sigortalı araç için yaptığı ödemenin bina sahibi olan davalıdan rücuen tahsilini istemiştir. Bu haliyle davalı kamu idaresine yapı sahibi olması nedeniyle husumet yöneltilmiş olup uyuşmazlığın yapı sahibinin sorumluluğu hükümlerine göre giderilmesi gerekir. Zarara sebep olan eylem, davalı kamu idaresinin gördüğü kamu hizmetinin ifasıyla alakalı olmayıp hizmet kusurundan kaynaklanmadığından artık idari yargının görevli olması söz konusu değildir. Bu nedenle dava konusu uyuşmazlık hakkında adli yargı mahkemeleri görevlidir.
Bu durumda mahkemece, adli yargının görevli olduğu nazara alınarak işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Sayın meslektaşım, kısmen durumunuza benzer bir yargıtay kararı buldum. Bende sorunuzda belirttiğiniz gibi yapı malikinin sorumluluğu cihetine gidilmesi gerektiği kanaatindeyim.