Mesajı Okuyun
Old 22-12-2006, 10:45   #3
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın Ruze,
DAVANIZIN BOŞANMA DAVASI OLMASI SEBEBİYLE AİLE KONUTU ŞERHİ DAVASI AÇAMAZSINIZ.Çünkü bu tür davalar katılma rejiminin ölüm sebebiyle sona ermesi halinde uygulanabilir.
Ancak bir boşanma davası sözkonusu değil ise evlilik rejimi içinde bu tür davaların açılması mümkündür.
Öncelikle evlilik devam ediyorsa bu davayı açın ve ilgili kooperatif aleyhine hisse devrinin tedbiren durdurulması yönünde tedbir kararı alın.Yine Tapu Sicil Md.e de kat irtifakı kurulması halinde ilgiliye isabet edecek bağımsız bölümün satımının tedbiren durdurulması yönünde tedbir alın.
Boşanma sözkonusu ise davanızı Katılma rejiminden doğan tazminat davası olarak açmanızı tavsiye ederim.
Saygılarımla

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/12031

K. 2005/14273

T. 17.10.2005

• BOŞANMA NEDENİYLE TAZMİNAT ( Davacı Akıl Hastası Olup Eylemleri İradi Olmayıp Kendisine Kusur İzafe Edilemeyeceğinden Medeni Kanundaki Manevi Tazminat Şartlarının Oluşmaması )

• AİLE KONUTU ŞERHİ ( Türk Medeni Kanunu'nun 1240. Maddesinin Ancak Katılma Rejiminin Ölüm Nedeniyle Sona Ermesi Halinde Uygulanması-Boşanma Halinde Bu Maddenin Uygulanamaması )

• BOŞANMADA KUSUR ( Davacı Akıl Hastası Olup Eylemleri İradi Olmayıp Kendisine Kusur İzafe Edilememesi )

4721/m.174,202,240


ÖZET : Davalı kadının "Aile konutu şerhirhi" verilmesi hakkında harcı verilerek usulüne uygun açılmış bir davası olmadığı halde "Aile konutu "tu olduğu şerhinin konulmasına, davalının bu evde reşit olmayan çocuğu ile birlikte oturmasına" şeklinde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. ( TMK. 202/1-240 ) Zira Türk Medeni Kanununun 240. maddesi ancak katılma rejiminin ölüm nedeniyle sona ermesi halinde uygulanır, boşanma halinde bu maddenin uygulanma olanağı yoktur.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, nafakalar, tazminat ve Aile Konutu şerhi yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle * davacı akıl hastası olup eylemleri iradi olmayıp kendisine kusur izafe edilemeyeceğinden Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi şartlarının gerçekleşmemesine; gerekçeli kararın izahat bölümünde davalı kadına manevi tazminat verilmesi gerektiğine işaret edilmiş ise de bu hususun hüküm fıkrasında yer olmamasına göre sonucu itibariyle manevi tazminata hükmedilmemesi doğru olup davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yersizdir.
2- Davalı kadının "Aile Konutu Şerhii" verilmesi hakkında harcı verilerek usulüne uygun açılmış bir davası olmadığı halde "Aile Konutu " olduğu şerhinin konulmasına, davalının bu evde reşit olmayan çocuğu ile birlikte oturmasına" şeklinde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. ( TMK. 202/1-240 ) Zira Türk Medeni Kanununun 240. maddesi ancak katılma rejiminin ölüm nedeniyle sona ermesi halinde uygulanır, boşanma halinde bu maddenin uygulanma olanağı yoktur.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün 2. bentte yazılı nedenle davacı koca yararına BOZULMASINA, tarafların bozma kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcının yatıran davacıya geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.