Mesajı Okuyun
Old 01-04-2020, 16:26   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan İnceleyiniz;

9.Hukuk Dairesi
Esas: 2018/7174
Karar: 2018/16678
Karar Tarihi: 25.09.2018


Dava: Davacı ... ile davalı ... San Tic. A.Ş. arasındaki davada ... 2. İş Mahkemesi tarafından kesin olarak verilen 18.05.2017 gün ve 2016/45 E. 2017/108 K. sayılı kararının hukuka aykırı olduğu iddiası ile kanun yararına bozulması Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.07.2018 gün ve 2018/59480 sayılı tebliğnamesi ile istenilmekle, dosyadaki tüm belgeler okunup dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı iş yerinde 05/11/2014-24/11/2015 tarihleri arasında iplik temizleme işçisi olarak çalıştığını, iş akdinin 20/11/2015 tarihinde devamsızlık nedeniyle feshedildiğini, fesih işleminin yasaya uygun olmadığını, belirtilen dönemde devamsızlık tutanaklarının tutulmadığını, ... iş Kurumu ... İl Müdürlüğünün vermiş olduğu dilekçe sonucunda yapılan feshin haksız bulunduğunun tespit edildiğini, 31 günlük kıdem tazminatı ile 28 günlük ihbar tazminatı alacağı olduğunun tespit edildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı olmak üzere toplam 1.493,19 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı ... San. Ve Tic. A.Ş. vekilinin verdiği cevap dilekçesinde özetle, davacının 18/11/2015 tarihinde mesai saati içinde iş yerini izinsiz ve mazeretsiz olarak terk ettiğini, takip eden günlerde de işe gelmediğini bu nedenle iş akdinin 4857 sayılı kanunun 25/2-g bendi gereğince feshedildiğini, davacı tarafından gönderilen 20/11/2015 tarihli noter ihtarname ile kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesini talep ettiğini, davacının bu ihtarname ile geçerli bir mazereti bulunduğuna dair beyanda bulunmadığını, başka bir deyişle davacının devamsızlık yaptığını kabul ettiğini, fakat devamsızlık yaptığına ilişkin tutanak tutulmadığı gerekçesi ile işlemin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı talep ettiğini, davacının devamsızlık tutanakları tutulmaması nedeni ile talepte bulunmasının kötü niyetli olduğunu, sırf bu nedene dayalı olarak davacının kıdem ve ihbar tazminatı kazanamayacağını, davacının haklı nedene dayalı olarak işten çıkarıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C) Yargılama Süreci ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalı işverenin iş akdini haklı nedenle feshettiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davaya konu ihbar ve kıdem tazminatlarının kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm altına alınan miktar kesinlik sınırı altında kaldığından kesin olarak hüküm kurulmuştur.

D) Kanun Yararına Bozma Başvurusu:

Davalı vekili 24.07.2017 tarihli dilekçesi ile Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğüne başvurmuş ve kesin süre içinde yapılmayan ıslah işlemine değer verilerek karar verildiğini ileri sürerek kanun yararına bozma isteğinde bulunmuştur.

Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü tarafından davalı vekilinin başvurusunu yerinde görülerek, talep Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iletmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.07.2018 gün ve 2018/59480 sayılı tebliğnamesi ile ''kesin süreden sonra yapılan ıslaha değer verilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu'' gerekçesi ile kanun yararına bozma talep edilmiştir.

E) Gerekçe:

6100 sayılı HMK'nın 181. maddesinde "Kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir" şeklinde kurala yer verilmiştir. Düzenleme ile, ıslahın HMK'nın 177/2. maddesine göre duruşmada sözlü beyan üzerine yapıldığı hallere yönelik olarak ıslah edilen işlemlerin tamamlanması için bir haftalık kanuni süre öngörülmüştür. Başka bir anlatımla tutanağa geçmek suretiyle yapılmış olan ıslah işleminin tamamlanması için bir süre tanınmıştır. Tarafın ıslah edeceğini belirterek süre talep etmesi durumunda, sözü edilen maddenin uygulanması söz konusu olmaz.

Somut uyuşmazlıkta, ilk derece mahkemesi tarafından davacı vekiline ıslah yapması için iki haftalık kesin süre verilmiş ve davacı vekili bu süreye uymamıştır. Daha sonra ve tahkikat sona ermeden ıslah yoluyla davaya konu ihbar ve kıdem tazminatı miktarları arttırılmıştır. Mahkemece kesin süre den sonra yapılan ıslaha değer verilerek arttırılmış miktarlar üzerinden ihbar ve kıdem tazminatlarının kabulüne karar verilmiştir.

HMK'nın 177/1. maddesine göre ıslah, tahkikat tamamlanıncaya kadar her zaman yapılabileceğinden, hakimin kanuni süreyi kısaltması mümkün değildir. Bu nedenle kanuni süresi içinde yapılan ıslaha değer verilerek karar verilmesi yerinde olup, bu durum usul ekonomisine de uygundur.

F) Sonuç:

Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi tarafından kesin olarak verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, kararın bir örneğinin Resmî Gazetede yayınlanması için Adalet Bakanlığı'na gönderilmek üzere ilgili birime tevdiine 25.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


9.Hukuk Dairesi
Esas: 2014/8010
Karar: 2015/23789
Karar Tarihi: 01.07.2015


Dava: Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile hafta tatili, resmi tatil, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı ağır çalışma koşulları ve ödenmeyen ücret alacakları nedeniyle iş akdini haklı olarak feshettiğini ileri sürerek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, resmi tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davanın reddini savunmuştur.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davacı işçi tarafından gerçekleştirilen feshin haklı olduğu kanaati ile kıdem tazminatı ve diğer alacak kalemlerinin kısmen kabulüne ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

D) Temyiz: Kararı, taraflar temyiz etmiştir.

E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Somut uyuşmazlıkta; davacı kök rapordan sonra raporu incelemek ve gerekirse ıslah yapmak için süre istemiştir. Mahkemece aynı celse de kurulan ara karar ile davacıya ıslah dilekçesini sunmak için 1 haftalık kesin süre verilmiştir. Daha sonraki celselerde ise davacı ıslah dilekçesini sunmuş ancak mahkemece süresinde sunulmadığı gerekçesi ile davacıya ıslah harcını yatırması için süre verilmemiştir.

Islah HMK'nun 177. maddesi gereğince tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Devam eden 181. maddede ki bir haftalık süre, ıslaha başvurulması halinde ıslah ettiği usul işlemini yapması için verilir. Kısaca bu süre ıslah yapıldığı takdirde, verilen süredir. Davacı taraf ise henüz ıslaha başvurmamış, başvurmak için süre istemiştir. Davacı vekili daha sonra tahkikat bitmeden ıslah dilekçesi verdiğine göre, süresinde yapılan ıslah nedeniyle harcını yatırması için süre verilmesi ve harç yatırıldığı takdirde ıslah dilekçesi de dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, ıslah talebinin reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 01.07.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

**SOMUT OLAYINIZDA TALEP DAHİ YOK, HAKİM KANUNUNİ SÜREYİ KISALTAMAZ.
Saygılarımla,