Mesajı Okuyun
Old 21-01-2007, 21:10   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Önemli olan husus mahkemenin yemin teklifini yerine getirken hangi konuya cevap aradığı hususudur. Davalı yemin ederken bir tek soruya cevap verecektir: "Borcum vardır" ya da "borcum yoktur" şeklinde...


Davalı, "Borcum yoktur" cevabı vermiştir ancak dolaylı olarak borcun sebebe bağlı olduğunu ve ödeme ile sona erdiğini dile getirerek temel akdi bir ilişkinin varlığını ikrar etmiştir.

Borcun olmaması BK. da "Borcun sona erme sebepleri" dairesinde değerlendirilebilir. Borç ya hiç doğmamıştır yahut doğmuştur ancak çeşitli nedenlerle "Ödeme, vs. gibi..." sona ermiştir.

Davalı borcun sebebe bağlı bir borç olduğunu yani sebepden mücerret olmadığını dile getirerek temel akdi ilişkiyi kabul etmiş başka bir ifade ile yargılama içi ikrarda bulunmuştur. Mahkeme içi ikrar yargılamanın bitmesine kadar geçerlidir ve ikrar edeni bağlar. Bu anlamda aşağıdaki Yargıtay kararındaki açıklama dairesinde "borcu ödediğini" iddia eden davalı "ödemeyi" yazılı bir delille ispat zorundadır. İspat yükü sizin de vurguladığınız gibi yer değiştirmiştir.

Çünkü davacı, temel akdi ilişkiyi yazılı delil ile ispatlayamadığından yemin teklifine yönelmiştir. Davalı temel akdi ilişkiyi kabul etmekle davacının ispat etmek zorunda kaldığı ancak elinde belge olmadığı için ispatlayamadığı bir hususu "ihtilafsız" hale getirmiştir. Delil ihtilaflı hususlar için sunulacağından ikrar neticesinde ihtilaflı kalan tek konunun "ödemenin yapılıp yapılmadığı" olduğu kuşkusuzdur ve ödeme yaptığını iddia edenin bunu ispat etmesi kaçınılmazdır.

Kısaca, İkrar yargılama bitene kadar yapılabileceğinden ve yemin de yargılama içinde cerayan eden bir hukuki tasarruf olduğundan ikrar geçerlidir kanısındayım.

Saygılarımla.


Alıntı:
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
Esas 2005 Karar
13297 17545

Y A R G I T A Y İ L A M I

Mahkemesi : İSTANBUL 10. İCRA MAHKEMESİ

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı Cengiz vekili tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçilmiş ve örnek 163 nolu ödeme emri adı geçene 26.07.2003 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu vekili yasal süresinde icra mahkemesine başvurarak takip dayanağı senedin taraflar arasındaki Müstahsil Satış Sözleşmesi nedeniyle verildiğini, teminat senedi olduğunu ve borçlunun sözleşme uyarınca edimlerini yerini getirmemesi nedeniyle senedin bedelsiz kaldığını belirterek takibin iptaline karar verilmesinin talep etmiştir.
Dosyaya sunulan 27.01.2003 tarihli sözleşmenin taraflar arasında düzenlendiği ve alacaklının belge altındaki imzaya karşı çıkmadığı görülmektedir. Alacaklı vekilinin İcra Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde takip dayanağı senedin taraflar arasındaki sözleşme kapsamında alındığını açıkça beyan ettiği anlaşılmaktadır.Bu durumda, dayanak belgenin yukarıda açıklanan nedenle T.T.K.'nun 688/2.maddesinde öngörülen mücerret borç ikrarını içermediği tespit edilmiş olup, mahkeme gerekçesinde de kabul edildiği gibi tarafların sözleşme doğrultusunda edimlerini yerine getirip getirmediğinin ve dolayısı ile alacağın tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle Mahkemece, İ.İ.K.nun 170/a-2.maddesi gereğince itiraz kabul edilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20.09.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.