Mesajı Okuyun
Old 08-11-2006, 16:48   #1
Av.Elvan Akkaya

 
Varsayılan dar ayakkabı giyme sanatı

DAR AYAKKABI..

O bayram bana ayakkabı almaya karar verdiler.

Hazir ayakkabı satan magaza yoktu şehirde. Tek ayakkabı yapan dükkanında ayakkabiıcı çıplak ayağımı bir kartonun uzerine koydu, iyice basmamı söyledikten sonra ağzındaki kurşun kalemi eline alıp ayağımın cevresini cizdi.

O ayağımın çizildiği karton benim ayakkabı numaramdı.

Günlerce yeni ayakkabılarımın hayalini kurdum. Babamın anlattığına gore ayakkabılarım siyah ve bağcıklı olacaktı.

Kapının her çalınışında koştum.

Ayakkabılarım bayramdan bir gun önce geldi, siyah-bağcıklı.

O gun onları giymedim. Bayram gecesi yatağımın altına yerleştirdim yeni ayakkabılarımı.

Arada bir kalkıp kutusundan cıkartıyor, yere koyuyor, yukarıdan, yandan, önden bakıp duruyordum. Parlak ve yuvarlak burnunu gecenin karanlığında kim bilir kaç kez okşadım.

Uyku girmedi gözüme.

Sabahleyin ev ahalisi kalktığında, ayakkabı kutusu kucagımda sandalyede oturuyordum ben.

Ayakkabımı babam giydirdi.

Ayağıma olmamıştı ayakkabılarım, dardı ve canımı yakmıştı.

Ama bunu babama söylemedim. O "Sıkıyor mu?" diye sordukca "Hayır" yanıtını veriyordum. "Dar, ayağımı acıtıyor" desem, geri gidecekti ayakkabılarım ve ayakkabıcının hemen bir yeni ayakkabı yapması olanaksızdı.

O bayram sabahı canım yana yana yürüdüm.

Bir süre sonra acı dayanılmaz oldu.
dişimi sıktım.
Topalladım.
Soranlara "Dizimi vurdum" dedim, ama ayakkabılarımın ayağımı sıktığını kimseye söylemedim.
*
Dogrusunu isterseniz yaşam dar ayakkabıyla yürümektir.
Kimi zaman dar bir maaş, kimi zaman sevimsiz bir iş...
Kimi zaman bir mekan dar ayakkabı olur bize, kimi zaman bir cevre, kimi zaman bir sokak, ya da bir şehir...
Kimi zaman dostluklar, arkadaşlıklar, beraberlikler bir dar ayakkabıya dönüşür.
Kimi zaman zamandır dar ayakkabı, geçmek bilmez.
Kimi zaman zenginlik, kimi zaman başınızı koyduğunuz yastık...
Canınız yanar.
Topallaya topallaya gidersiniz.
Sonradan öğrendim yaşamın dar ayakkabıyla yürüme sanatı olduğunu...

Bekir Coşkun/Hürriyet Gz.24 Ekim 2006